konu olarak basit ve saçma,görsel olarak eh denilecek filmdir.
yanarım yanarım james cameron göklere çıkarılıcak ona yanarım,neden denirse,adamın yaptığı bişi yok teknolojiyi beklemiş sponsoru bulmuş parayı basmış ortaya tabiri caizse sıçmış.Halbuki aynı para ve teknoloji wachowski brothers'a verilecek olsaydı ve gidin matrix'i devamını çekin deselerdi,senaryoyu değiştirmeseler bile filmle ortalığın kukusuna koyarlardı çünkü adamlarda bi idea bi felsefe vardı.
bunda ne var koca bir hiç ve james cameron'un dolan cepleri..
yıla güzel girmemi sağlayan harikulade film. harika bir dünya yaratılmış filmde. tabi bu dünyanın yaratılmasında, günümüz insanının yeşile ve doğaya olan açlığı sömürülmüş, dünya tamamiyle botanik bir cennet olarak tasarlanmış ama yine de iyi olmuş, yaratıcı olmuş, aferin diyoruz.
konusu biraz klişe olsa da (bir yabancının gelmesi, bu yabancının özel biri olması, kabileye kendini kabul ettirme süreci ve en sonunda kabileye hükmedip, tebasını yok oluştan kurtarması hikayesi) mükemmel bir görsel şölen ve hikayede arada çıtlattıkları detaylar ile klişeyi tamamen unutturuyor. ayrıca, militarizmi kesin bir çizgiyle ayırmış, bu da dikkat çeken bir nokta.
neticede güzel filmdi. dvd'si çıksın onu da alacağım.
Filmi istinye park'ta Xpad versiyonunda izledim,film dezavantajı olan uzun süresini fazlasıyla hissettirdi,çevremdende ne zaman bitecek gibisinden homurtular duymadım değil konu olarak çok yeni birşey anlatmıyor.
Sonlara doğru iyice ağırlaşan gözlüğün burun kemerimde yarattığı acıda bu kadar başağrısının üstüne bonus oldu.
izlediğim birçok film gibi verdiğim paraya acımadığım filmdir.*
görsel olarak gerçekten güzeldi ve hem konu itibariyle hem de bilimkurgu olduğu için saçmalama olasılığı bu kadar yüksek bir filmi batırmadan güzelce sürdürmüşler...
ayrıca beklediğimden de güzeldi..amerika yı övmüyor olması da ayrıca muhteşemdi.
(bkz: 2012)
sinemadan dahası teknolojiden fazlasıyla anlayan bir arkadaşımla konuştuktan sonra kesinlikle izlemeye karar verdiğim, harcanan parayı sonuna kadar hak eden, 3 boyutlu izlemeden asla zevkine varamayacağınız filmdir. james cameron bu kadar parayı süper bir senaryo ya da süper bir oyunculuk vs.. için harcamamış ki onlar için bu kadar paraya da gerek yok zaten. adamın tek derdi seyirciyi filmin içine sokmak ve teknolojiyi sonuna kadar kullanıp 3 boyutlu sinemanın ne olduğunu seyirciye sonuna kadar hissettirmek.
filmin konusunun pek bir önemi yok. zaten sıradan alışık olduğumuz bir konu. ama filmi imax sinemalarında izleyen insanların bazı sahnelerde başlarının dönüp midelerinin bulandığı söylenmekte. o derece gerçekçi işte.
gelmişimizi geçmişimizi değiştiren...geniş anlamda, herkesin historical film ilk 10 una darbe yapan film. şimdi sözlük ağızı ile görsel şölen demiyeceğim diye kendime söz verdim ama düşününce uygun bir sıfat ben de bulamadım.
3 d ile yeni tanışan genç bünyelerin sinema salonundaki çığlıkları bir hayli komikti ancak tamamı ile yersiz değildi. xpand d tadı ile birleşen 3 d olayı, ormanda kahramanlarla birlikte yürürken gözünüze sarmaşık takılma tadı gibi.
he bir de sam worthington var tabi. o da başlı başına bir efsane. kız olsam sam e verirdim o derece...
filmdeki renklerin müthiş uyumu ve görsel şölen; bu filmi, izlenmesi gereken filmler listesine sokuyor. fantastik filmler içinde, bugüne kadar izlediğim en güzel filmlerden biri***. canınız sıkılmadan ve merakla izleyebilirsiniz.
kapitalizme tabiatın güzelliğiyle tokat atan harika bir film. bilhassa eywa'nın na'vi lere yardım ettiği sahnede gözlerim doldu. jack olsaydım ben de böyle bir sonu seçerdim sanırım.
Harika bir film kolay kolay beğenmememe rağmen evet harika.Burdan James Camoran'a saygılar adam yapmış.. Ordaki kabilenin ihtişamından tutta,diline kadar hatta ağaçları ve bitkileri bile özene bezene yapmış adam..Hayvanların Na'vi lere kafalarından çıkan bir tür bağla bağlanmaları da gerçekten çok yaratıcı .
size herhangi bir filme gitmeniz için baskı yapıp zorlayamam ama avatar herhangi bir film deil..
(bkz: i see you jack sully)
kesinlikle sinemada ve 3 boyutlu gözlükle izlenilmesi gereken bir film. şahsım adına türkçe dublajlı filmlerden pek hazetmem ama bu filmi dublajlı olarak izlemenizi tavsiye ederim. altyazı okurken filmdeki görsel şöleni kaçırabilirsiniz.
james cameron un yazıp yönettiği görsel efekt olarak şimdiye dek gördüğüm en doyurucu film . sinemada izlenmesini şiddetle tavsiye ediyorum. j. cameron un bu film için 14 yıl beklediği söyleniyor; filmi izlerken acaba bi 10 yıl daha beklense miydi diye düşünmedim değil biraz daha bekledikçedaha da güzelleşecek bir film gibi geldi bana açıkçası ee teknoloji yerinde durmuyor sonuçta şu 3d işine daha sıkı sarılsınlar .
sanırım izlediğim en iyi amerikan filmi. [tarantino hergelesini ve kuzuların sessizliğini saymıyorum onlar dünyanın ortak malı ] bir kere filmin sonundaki nihai hareketi amerikalılar yapmıyor ki bu bile amerikan sineması için bir devrim. iki ortada bir kitap olmadığı halde böyle bir dünya kurmak gerçekten sağlam kafa ister. [filmin etkilendiği kitap varsa söyleyin düzeltiriz]
filmdeki bir cümle de acayip hoşuma gitti,
--spoiler--
biz onlara eğitim sağlık olanakları sağlıyoruz onlar hala o çamurda yaşamayı seçiyor.
--spoiler--
al bunu afganistanda kızlar ölüyor ama eğitim görüyor diyen gerizekalı piyanist şantöre söyle, al ırak ve afganistandaki piç kurusu işgalcilere tekrar tekrar yazdır.
ha yazarken aklıma geldi, o ağaçlar ve ana tanrıça kültünün birleşimi bana piedra ırmağının kıyısında oturdum ağladımı anımsattı şimdi. bilmiyorum belki kahvesiz kaldığım için kafam çalışmıyor. neyse güzel film izleyin kaybetmezsiniz.
felsefi mesajı uğruna, envai çeşit beklentiyle gitmediğim, tek derdimin görsellik olduğu, bu çeşit bir beklentiyi de sonuna kadar karşılayan süper film. vereceği mesajdan hayır umarak filme bu sebeple giden bir gerizekalı modeli de var mıdır ayrıca, hiç uğraşamayacağım şimdi.
filmin kendisine dair bir sıkıntı yok; yaratıcı olduğunu, jack sully'nin fiziksel durumu ile de seyirciye duygusal anlamda dokunabildiğini düşünüyorum. görsellik açısından da, ancak kirlian tekniği ile çekilmiş fotoğraflarda görebildiğim renk tonlarını bu filmde görmek beni hem şaşırttı, hem de mutlu etti.
sıkıntı; bir blockbuster (adayı) vizyona girdiğinde her yerden türeyiveren yorum adamcıkları.
"izlediği en kötü film" miş? pardon kardeş, hangi filmlerle kıyaslayarak ve hangi açıdan dedin bunu? sen bu filme, izlediklerinle kıyaslayarak "rezalet" dediysen, neler izlediğini şu fakir kuluna acilen açıklamanı isterim. kesiiiiin "yüzüklerin efendisi" diyeceksin hemen. tek film için yazılmış bir senaryoyla çekilmiş bir filmi tutar da şaheser kabul edilen bir edebiyat uyarlamasıyla aynı kefeye korsan, film sonrası dökemediğin kurtlarınla klavyene salya akıtırsın işte böyle. allah bilir titanic'ten hareketle gerçek aşkı da sorgulamışsındır sen?
"real 3d ebemi skti", "imax 3d dalağımı söktü" de, anlarım. ama bunlar spesifik, tekniğe ilişkin; hadi onu da geçtim en basitinden fimin izlendiği sinema salonuyla da ilgili olabilecek konulardır, koca bir filmi kaldırıp çöpe atıyorsan sırf bunlardan kelli, bu kadar nazik ve naif olmamanı tavsiye edebilirim ben sana.
yüceldiğinde meleklerin bile üstüne çıkan, aşağılaştığında hayvanların bile altına düşen mahluku bir kez daha sorgulatan film. bunca melaneti sadece zevk için, sadece hırs uğruna, sadece egosunu tatmin için yaptığını düşündüğümüzde aynaya bakmaktan bile korkuyoruz. ve öyle zamanlarda içimize tarifsiz bir utanç çörekleniyor.
son dönemlerin en güzel filmlerinden biri. Masalımsı bir bilimkurgu filmi olmasına rağmen nedense hala bazı kişilerin filmde mantık araması çok enteresandır.
Filmin görsel efektlerinin yanısıra günümüze verdiği mesajlar doğanın korunması değildir sadece;
* Filmde büyük çoğunluğunu amerikalıların oluşturduğu insanların, pandora gezegenindeki yeraltı kaynaklarını elde etmek için "biz bu halkı medenileştirmek, özgürleştirmek istiyoruz" gibi bahanelere sığınması akıllara ırak işgalini getiriyor.
* insanların gezegen halkının inançlarıyla dalga geçmesi ve kutsal gördükleri devasa bir ağacı yıkmalarıda amerikan ulusunun başka inançlara karşı önyargılı yaklaşmasını çağrıştırıyor.
Sonuçta bilimkurgu izleyicisiyseniz beğeneceğiniz bir filmdir.
3 saat sürmesi biraz sıkmıştır.
ama filmdeki estetik, o görsel şölen bizi masal dünyasının içine sürüklemiştir.
10 sene böyle bi filmi çekebilmek için beklemek bile ayrı bir hadise.
bu filmin dank ettirdiği birşey vardı ki doğayı kucaklayasım geldi.
giderek çöplükte yaşamaya başlıyoruz hissine kapıldım.