bu kadar abartıldıktan sonra izlemek zorunda kaldığım filmdir. birde içinde bulunduğum koşullar nedeniyle sinema da izleyememiş olmanın verdiği eziklikle hemen üstün körü ele alırsam
---spoiler---
konu türkiyede her yıl 10 kere gündeme gelen evinden atma yurdunu yıkma biraz daha daraltırsak adamın gecekondusunu yıkmak üzerine kurulmuş ki her yıl ülkemde 10 larca gecekondu yıkımı yapılıyor ama bu işlere milyon dolarlar harcanmadığındanmıdır bilmem biz sözlüklerde, gazetelerde bu insanlar için sayfalarca yazı bulamıyoruz.
film izleyiciyle bu şekilde duygusal bir bağ kurduktan hemen sonra ikinci yarısında uzun savaş sahneleri ile tekrar dikkati üzerine toplamayı başarıyor. ve zavallı avatar ırkımız kanını yerde koymayıp intikamını almak için birleşip saldırıya geçiyor ve nihayet beyaz perde ile film sonlanıyor.
evet hepsi bu sinema tarihinin en pahalı filmi olarak ortalarda gezinen filmimizin tüm konusu bu. anlaşılan şu ki senaristlerden parayı kesip görüntüye yatırınca böyle sıradan bir konudan çokta uzaklaşamamış filmimiz. tüm bunların dışında eşeklik edip sinema da izleyemediğim içinde lan ne efekler kaçırdık, ne güzel böle birbirine bağlı insan zehirleyen ormanlar içinde takılmak vardı iki saat güzel güzel demeden de geçemiyorum.
söylenenler doğruysa yani bu bütçeler verilen emekler vs.. filmi sinemada izleyenler kesinlikle çok memnun kalmışlardır gibi tahmin ediyorum ki 15,4 inç bir lap top ekranında bile efeklerin bağırdığı yerleri görmek mümkün
---spoiler---
özgün bir konu yada değişik bilgiler yeni fikirler edinmek istemeden vay be süper olmuş.. aa abi canlı gibiydi vs.. gibi insana hayret, mutluluk, şaşkınlık hislerini bir arada yaşamak isteyenler için biçilmiş kaftan olmuş film ama bu kadarda sayfalar dolusu yazıp çizilicek birşeyde yok.
Bu yılın önemli diğer bilim kurgu filmi district 9 ile de kesinlikle kıyaslamaktan uzak durmalı zira ikisinde de uzaylı kelimesi geçmesi nedeniyle böyle bir kıyasa girilebilir ama district 9 konusu, çekimleri, olayı işlemesi vs.. ile kesinlikle bu filmden önde bir yapım oldu. Biz bu filmi daha çok h.sonu deşarjı yaşamak isteyenlere önerdik efenim.
bir sinema izleyicisi olarak sinemasal anlamda tat vermeyen, sadece üstün teknolojiye para basılarak pek fazla zeka, yaratıcılık, duygu aktarımı vs aranmadan yapılmış (çekilmiş değil dikkat) film.
bu filmde yönetmen sanki bir yönetmen değil de ekononmistlik görevi üstenmiştir. 3 koyup 5 almak taktiğini uygulamıştır.
anlatılmak istenen filmin kötü olduğu değildir. aksine çok güzeldir ancak 3 boyutlu olmasa bir sikime yaramayan ucuz amerikan filmi tadındadır.
sinema izlemek sadece grafik animasyon izlemek değildir. tabi elbette olacak bir filmde böyle şeyler. ancak o tür şeyler bilgisayar oyunlarında bolca mevcut zaten. (bkz: cod 6) sinema izlemek güçlü bir anlatım eşliğinde kaliteli bir senaryo ve oyunculuk ile insanı etkilemektir. milyar dolar dahi yatırsan bunlar parayla yapılamaz. işte yönetmen olmak böyle bir şeydir. forrest gump'ta bunları fazlasıyla bulursunuz
avatar yüzyılın sinema filmi değildir. illa ki yüzyıl istiyorsanız avatar yüzyılın en pahalı grafik, 3d, animasyon, görsel şölen vs vs sinin son derece basit ve kalitesiz bir sinema anlatımıyla sergilendiği video dur.
yani avatar yüzyılın sineması değildir. james kameron ise yüzyılın yönetmeni değildir. grafikçi ve son derece başarılı bir ekonomisttir. aryıca kayserili olduğundan şüphe ederim. bir steven spilberg ,quantin tarantino, robert zemeciks 'in yanında lafi bile geçemez.
insanların, "ben beğendim herkes beğenecek arkadaş" damarını kabartan renkli film. çok garip. izlemedim ve sanırım izlemeyeceğim. ilgimi çekmiyor bu tür yapımlar. yakında "call of duty modern warfare 3d" yapılır, herkes unutur bu filmi. öyle bir şey işte.
bir filmin hakkında bu kadar konuşuluyorsa; izlenesidir diyebiliriz sanırım. kimisi beğendi, kimisi beğenmedi; normaldir. herkesin zevkinin aynı olduğunu düşünsenize... hayat gerçekten çok monoton olurdu.
Sonunu önceden tahmin ettiğiniz bir film kötü müdür? Titanic'in de sonu belliydi. Gemi battı lan! Biliyorduk geminin batacağını. Angut muyuz biz batacağını bildiğimiz geminin peşinde 3 saat harcadık. E avatar'da da iyiler kazanacak. Belli. Niye izliyoruz o zaman? Mal mıyız biz?
Avatar sinema tarihine geçecek kalite ve görsellikte bir film. Adamın hayallerine teknoloji yetmiyor. Biz hala filmin iyi ya da kötü olduğunu tartışıyoruz. Ağzının tadı olsa burnunun bokunu yersin diye bir laf var çok severim.
James Cameron gişe filmleri yapan dahi bir yönetmendir. Adam kendisiyle yarışıyor. Abyss diye bir filmi de var bu adamın. Önce onu bi izleyin. sonra belki anlarsınız James Cameron nasıl bir yönetmen. Alien serisinden bahsetmiyorum bile.
Sevenlerine birkaç iyi haber... Terminatör 5 ve Battle Angel diye iki projesi daha var. 2011 de vizyona girmesi planlanıyormuş. Benden söylemesi...
forrest gumptaki oyunculuğun 5te 1 i olmayan filmdir.
eleştirilmek için eleştirilen film.
Arkadaş forrest gumptaki oyunculukla ne alaka bu film?
james cameron'un aliens'ının oyunculuğu da sigorney ablamız haricinde çağına göre ortalama seyretmektedir.
Aliens kötü müdür?
insanlar James cameron'un nasıl bir yönetmen olduğunu bilmeden konuşuyor.
Arkadaş james cameron bir Sergio Leone, Francis Ford Coppola, Robert Zemeckis vs değildir.
James cameron, james camerondur.
Sen tutup Quentin Tarantinoyu ve eserlerini başka yönetmenlerle ve filmlerle kıyaslıyor musun?
senin bugün gördüğün bütün video oyunlarının, gelecek üzerine kurulmuş fantazi bilim kurgu karışımı filmlerin kökeninde Aliens filmindeki karakterlerden, tasarımlardan büyük esinlenmeler vardır.
James cameron teknik ve tasarım açısından yapar ve diğerleri peşinden gelir.
yani ne alakadır Forrest gump?
veya bu filmde godfather 2 deki al pacino'nun muhteşem oyuncluğunu mu arayalım?
Ben serpico'daki al pacino'yu da çok severim. onu da arayalım isterseniz.
3dden başka bir numarası yokmuş.
olay onda zaten, olay onda,
adam görsel manada sinema tarihinde büyük bir mihenk taşı bıraktı önce aliens, sonra terminator 2den hatta ve hatta titanicten sonra biz hala konu bilindik, oyunculuklar forrest gumptaki kadar iyi değil diyebiliyoruz. Lan hayatında Avatardan önce avatara benzer bir yapım görebildin mi he? insanlar anlamıyor herhalde sinema sektörü aksiyon sahneleri açısından, görseller açısından normal çekim teknikleriyle ve bunun yanında klasik cgilarla bir çıkmaza girmişti, Şahsen ben terminator 4teki arnoldun ortaya çıkışına kadar (o da arnoldun hatırına) 5 yıl boyunca izlediğim hiçbir filmin aksiyon sahnesinden haz almadım. bomba patlamış, arabalar takla atmış ne yani? biraz bilgisayar, biraz bütçe az biraz da güzel yönetmenlik herkes aksiyon sahnesi, grafikleri güzel film çekebilir,(micheal bay denen adam harici) MCG denen vasat adam bile terminator 4te helikopter düşüş sahnesiyle bunu rahatlıkla becerdi.
forrest gumpmış, yanına dustin hoffmanın rain mandeki performansını da ekleyelim karşılaştırmak için tam olsun.
3d olması haricinde pek bir nanesi olmayan filmdir. ancak 3dsi son derece başarılı. film esnasında ekrana fırlatılan bıçak arkadaşımın başını sola doğru çekmesine yol açtı. o kadar yani.
ayrıca ''filmi beğenmeğen aptaldır''* demek ne büyük bir terbiyesizliktir. evet film birçok filmden toplamadır ve konusu son derece basittir. birçok insan taa en başından anladı zaten filmin sonunun nasıl olacağını. yani böyle bir film hala niye bu kadar abartılır anlamış değilim.
ayrıca filmdeki normal insanların oyunculuk kalitesi vasatın altındadır. yani forrest gump taki tom hanks'in oyunculuğunun 5te 1i yoktu hiçbirinde ve senaryo çok bilindik iyi olan kazanır mantığı idi.
sonuç olarak filmin 3d hariç sinemasal kalitesi pearl harbour ile eşdeğerdir.
bu filmi beğenmiyorum diyen ya 'aptaldır' ya 'gerizekalı' ya da sinemadan anlamayan bi 'odun' milletin zevkine ve rengine de karışarak bu kadar iddialı konuşuyorum ve şunu demeden de geçemiyorum.
' son yıllarda çekilmiş en iyi film'
bu yorum yeter sanırım. film hakkında daha önce uzunca bir yorum yapmış olduğum halde eklemedim. bu entel olacağız diye her boku eleştiren ekşi sözlükçüleri gördükçe çılgına döndüm. yok konusu basitmiş, yok çalıntıymış! neyse, neyse...
insanı, insanlıktan nefret ettiren film. doğaya, çevreye ne kadar hayvanlık yaptığımızın temsili olmuş. 3 saat doya doya film izlemek isteyenler için.
savaşa giderken de bağırıyorlar: ayayayayay...
james cameron un yönettiği, sinema tarihinde çığır açacağı düşünülen mükemmel ötesi bir film. 3D teknolojisi ile izlenmesi önerilir. Filmin filistin-israil çatışmasına değindiği öne sürülmüştür.
bir türlü izlemeye vakit bulamadığım film. 3 di gözlükmüymüş neymiş? herkes onunla izliyormuş. ben de, dedimin hacıdan getirdiği güneş gözlüğüyle izleyecem akşam. bakalım nasıl oluyormuş...
(bkz: Mononoke-hime) yada (bkz: prenses mononoke) yi seyretmeyenlerin çok beğeneceğinden emin olduğum bir filmdir.
Ancak prenses mononoke kadar mükemmel bir animeyi seyrettikten sonra avatar filmi sonlarına doğru sıkmaya başlıyor.
Çünkü konusu direk araktır, ayıptır, günahtır.
bugun ikinci kez real d salonda izlediğim ve muhtemelen bununla yetinmeyip üçüncü kez izleyeceğim şaheser. evet, ona "film" demek biraz hakaret gibi geliyor bana. yok senaryo klasik yok şu yok bu! bırakın bunları adam gibi otur izle işte..
gelmiş geçmiş en çok hasılat yapan 4. film oldu. hala gösterimde olduğundan daha yukarılara da çıkabilir. eğer 1. ya da 2. olursa ilk ikide iki james cameron filmi olmuş olacak.
hacım film güzel ne diyelim şimdi, ama gel gör ki amrerikan vari bir senaryoya ait olması imdb ye verdiğim 9 puana vesile oldu. bu klasik amerakin filmlerindeki önce bi burnu sürtülsün sonra büyük bir şey yapsın aramıza alıp liderimiz yapalım olayı banalleşti artık, ayrıca o amerikan general karakterini de en az 10 tane abd filminde görmüşümdür. eh be kardeşim tamam 300 milyon dolar harcamışsın, hayal edemeyeciğimiz gerçekçiliği ve üçüncü boyutu bize hissettirmişsin ve de o ışık oyunları beni benden alan en güzel sahnelerdi açıkçası yani diyeceğim bu kadar mükemmel şekilde yapılmış olayları daha özgün bir konu işleyişiyle ve karakterlerle bize verseydin gelmiş geçmiş en iyi filmlerimin arasına girerdi bu yapım.
o uçan hayvanların üzerine (yamulmuyosam adı ikran dı cengaverlerin) binip havada seyirettiğinizi düşünsenize; bize bu film bunu olayın nasıl olacağını canlandırdı, bize bi tek onların üstüne binip gezmek kaldıki bu da imkansız olanı, ama süper olurdu haa böyle birşey olsa.
merak ettiğim başka bir şey, hani atlara veya bilimum heyvanlara binerken avatarların saçının ucundaki o şeyi heyvanınkiyle birleştiriyolarya hacelis, hah işte bizim bu kahramanımız aşık olduğu (çoğumuzun aşık olduğu aslında) neytiri ile cinsel münasebeti sırasında acaba bu saçından çıkan o etkileşim organlarını birleştirdiler mi lan. hacıı acayip bir şey olur ya, hem cinsel yolla hemide o şekilde bir birleşim anam anam. kendini hem dişinin, hem de kendi yerinde hissediyosun ve bir zevke geliyosun ohh. sonucu bi ibneliğe kaymasında bu işin ben ondan tırstım şu an. yoksa aşkın tarifi bu mu ki la?.
sonracıma bu bizim avacıkların sinirlenince kedi gibin cemkirmesi de ayrı bi güzel yanıydı karakterlerimizin, filmden çıktıktan sonra sinirlenince bu hareketleri gerçek hayatta yaparsam garip karşılanırmıyım aceba diye düşünmedim değil. yani filmin seni içine alması böyle bir şey heralde, yani gerçekten hissetmeniz olayları (3d ninde etkisi varya neyse). filmden on dakika sonra, otobüse bineceğim evime gideceğim diye düşününce, lan keşke bizde orada yaşasaydık demedim değil haani.
başka bir hususda bu 3d yi sağlayan gözlüğün görüşünümüzü karartması hakkında. lan niye karartıyosun önümü ibiş, normal yap izleyelim abura koyim dimi, bi de normal ışıkta baktıysanız o koca gözlüğe böyle tırtır diye görüntüyü saçmalatıyo yani. bi de dedim normal hayatta bize üç boyutlu görüntüyü sağlayan ikinci gözümüz olmayınca hepimizin bildiği gibi hayatı tv deki görüntüler gibi görürüz ve bir cisme dokunmak istdiğimiz zaman beyin o en boy yükseklik oranını hesaplayamayınca dokunmak istediğin o cisme tam istediğin noktasından dokunamıyosun, bu bir fizik ve insan anatomisi kuralı. ee neyse bana ne anlattırıyo bu film alüminyum farkında değilim ya. hah hatırladıım, işte dediğim gibi babolis bu gözlükte ben tek gözümü kapatsam, aceba yine üç boyutlu görüşü sinemada elde edebilirmiyim diye düşündüm, baktım da kısmen elde ediliyo lan, sanki cisimleri kafayı hafif sağa eğmiş gibi üç boyutlu görüyosun sol gözünü kapadığında. ha bide gözlüksüz bakıyım dedim neye benziyecek acaba diye, sanki ekranın iki tane görüntüsünü bi sağa bi sola yerlerştirmişiz ve normal görüntüyü de ortaya koymuşuz gibi ortaya karşık karman çorman bi şey oldu; yani bu da bize o gözlükteki tırtır ların ne olduğunu açıklıyo. bi de gözlük görüşteki siyah beyaz oranını azaltmasa on numara olacak ya neyse. ayrıca istanbul cevahir deki megaplex sinemasında (orda izledim ben şahsen, çünkü daha aşağısı kesmiyo) verilen gözlüklerin tam ortasına dokununca 3d özelliği kayboluyo ve gözlüksüz bakıyomuşsun gibi oluyo görüntü, garip.
gelelim Michelle Rodriguez e, yani benim aşık olduğum hatuna. hacı bu hatun oynadığı her filmde öldürülecek diye bi kaide mi var. lan başka birini öldürün aq yeter ya, bu hatunun duruşuna bile hastayım ama gel görki en artislik hareketlerinden sonra bok yoluna öldürüyolar efsaneleştiriyolar onun oynadığı karakteri ama olmuyo ki böyle. fast and furious 4 de aşkım ölünce salonu terk ediyodum da arkadaşlar zor tuttu. ayrıca bu ablamızın helikopetirini boyayıp ortaya çıktığı sahnede on numaraydı, uzun süre unutamayacağım onun yüzünü helikopteriyle aynı renkte boyadığı sahneyi ve kendisinin o halini.
filmde 3d yi en iyi hissettiğimiz sahneler kuşkusuz orman yangını sırasındaki havada uçuşan kül ve kıvılcımların olduğu sahnelerdi. diğer sahnelerde de bakış açılarınız değiştirseniz her an 3d yi hissedebilmek de güzeldi, keşke her film böyle olsa.
duyumlarıma göre 92 yılından beri cekilen filmdir.3D gözlüklerinden olsa gerek fena sıkılmışımdır bu yapıttan.ama yapıt yapıttır kardeşim diyerekten,görsel efektleriylede gözümü doldurması sebebiyle 7 puanı 10 üzerinden veririm.tebrik ederiz yapımcıları efenim.