Dünya çapında $2,712,675,000 hasılat ile en çok hasılat yapmış filmdir. En yakın rakibi Titanic $1,843,201,268 hasılat yapmıştır. Titanic bu hasılatı yaptığında daha fazla yapan gelmez demişlerdi. Şimdi de Avatar için aynı yorumlar yapılıyor. James Cameron daha iyisini yapana kadar bu rakamı geçecek bir film gözükmüyor. Son olarak ise, vizyona girdiği 127. gün olan bugün sadece Amerikada 250.000$ hasılat yapmıştır.
akademiden ödül almayarak oscarsız efsaneler arasında yerini almış yapıttır. zira film amerikan propagandası yapıp savaşı amerika kazansaydı oscar törenine damga vurması kaçınılmazdı ama yapmadı! bunu yapan hurt locker adlı üçüncü sınıf amerikan filmi ise geceye damgasını vurdu. bu bile avatar'ı sevmek için bir sebep. avatar'ı klişe diye eleştiren gerizekalılar muhtemelen oradan buradan taklidiymiş diye duyduğu filmleri yazarak avatar'ı karalamaya çalışıyorlar. hani bazıları izlememiş bile ama pocahontas'in taklidi bu diyor. -ki james bey de zaten bu film poca'nın modern halidir demiştir- neyse işte, böyle müthiş bir emek harcanmış filmi aptal beyinler kolayca harcayamaz, öyle biline.
izlenesi bir film. fakat biraz ırkçı bulduğumu itiraf edeyim, nedir yani Navi'ler gibi doğa dostu bir ırk, onların saflarına geçen sıradan bir Amerikalı asker olmadan kendi kaderlerini tayin edebilme şansına sahip değiller. Oscar rezaletine değinirsek; James Cameron'un bundan 10 sene önce yönettiği, yazdığı ve yapımcılığını üstlendiği "Titanic"in dünya çapındaki $1,843,201,268 rekorunu kırmayı başarmasıyla zaten cevabı vermiştir, beni de hayli mutlu etmiştir.
Bugün thepiratebay.org a hd versiyonunu düştüğünü gördüğümde süperonline sağolsun 40 dakikalık indirme işleminden sonra izlemek nasip oldu.
Film hakkında tarafsız olarak, ekonomik kaygıları olup olmadığını bir kenara bıraktığımızda amerika'nın keşfi ile bağlantılı olduğu anlaşılmaktadır. Filmde bir çok yerde iyi göndermeler yapılmıştır. Dünya'da yeşilin kalmaması, sömürgecilik, zulme karşı başkaldırı, sömürgecelerin def edilmesi hollywood tarzı işlenmiştir.
Neticede güzel bir filmdir. Sadece çok meşhur edilmesinden kaynaklı eleştiri noktası aramamak gerekiyor.
benim için aşkı animasyonla anlatması yeterli. 10 numara da aşk var filmde. o, ''alayı cgi, şirinler 3d'' diyenler zamanında matrix'i , lotr'yi baş tacı edenlerle aynı insanlar. hayır keanu reeves sahiden mi uçuyordu, orta çağ/dünya cidden sauron'un egemenliğinde miydi anlayamadım. tamam biz de bayıldık da, matrix i izlerken altta verilen felsefesine mi bakıyordun amk. yoo... neo nun ipli mipli kung fu hareketlerine bayıldın, uçup kaçmasına tav oldun. o zamanlar 2000 in başıydı. cem yılmazlar falan vardı. şimdi 2010 dasın ve 2010-2015 arası ise avatar'ın dönemi. gelecek 2 film de yine ''şirinler''(?!) in 3d si olacak. o yüzden gerek yok böyle ben başkayım olaylarına.
Adamların işlediği konu kutsal kitabımızdaki konunun aynısıdır. Almışlar konuyu başarılı bir şekilde kurgulamışlar, emek harcamışlar şimdi ise hasılat rekorları kırıyorlar. Bunu düşününce kendimize sormamız gerekiyor* o kadar eski bir tarihimiz, efsanelerimiz, destanlarımız, hikayelerimiz var... Biz neden bunları işlemiyoruz da gidip batı tarzının taklitçisi oluyoruz? kendi edebiyatımızı bilip edebiyatımızı filmlerimizde işlesek -biraz da maddi destekle- daha iyi filmler yapamaz mıyız?
Ne söylesek, ne yazsak eksik kalır. Görselliğiyle, oyuncularıyla, aksiyonuyla ve üç boyutlu şahane şovuyla... Iskalanmayacak bir film, derin izler bıraktı arkasında. Kesinlikle bir sihir söz konusu. Kendinizi bir Na'vi gibi hissedecek kadar içine girebiliyorsunuz filmin.
insanoğlunun o gözü doymayan tavrı, öykünün çıkış noktası. Dünya'yı mahvedip, güzeller güzeli bir gezegen olan Pandora'yı da o gerizekalı hırslarına kurban etmeye niyetlenmiş "Gökadamları", Pandora'nın yerli halkı Na'vilerle karşı karşıya geliyor.
Hikaye tanıdık aslında. Ama böylesine bir anlatım... inanılmaz!
Filmin yapımı dört yıl sürmüş, ama filmin senaryosunu yazan ve yöneten efsane James Cameron bu filmi 1970'lerden beri yüreğinde taşımış. Sadece gerekli teknolojinin hazır olması bekleniyormuş...
aylardır Hala etkisinde olduğumdan Mucize gibi film de diyebiliriz.
titanic'in hasılat rekorunu yıllar yıllar sonra kırılması bayağı olağanüstü bir olaymış gibi gösterilen bu yüzden bana içi boş bir balonu anımsatan film. filmi izledim, gayet güzel film ama titanic'in verdiği duyguyu vermesi imkansız. belki farklı konular işlediğinden ama titanic kadar haz vermez eminim.
edit: ver lan eksiyi ver titanic daha etkileyici işte.
edit2: titanic halen daha iyi vazgeçirmek için daha çok çabalaman gerekicek.
edit3: yetmezzz, titanic daha iyi işte.
edit4: titanic titanic la la la la.
edit5: yetmez lan eksile olum bak kararım kolay değişmez çok çalışman lazım
''avatar başlığında aradığınız (the fall) kriterlere uygun entry bulunamadı.''
izleyicilerin gözünden nasıl kaçtı bilmiorum ama the fall filminden felsefe olarak ve hatta sahne olarak baya etkilenmiş olan film. avatar'da ölen navi'nin ardından yapılan törenin aynısı the fall filminde de var. hatta o kadar benzerler ki, ölünün üzerinde oluşan şekiller ayrıntısı, törene katılanların yaptığı hareketler birebir örtüşüyor. bu arak/etkilenme the fall'un başarısı tabi.
Her şeyiyle etkileyici başarılı bir film. sinema tarihinin en yüksek bütçeli filmi olmasından tutun da çekim tekniklerine kadar en özel filmler arasındadır...
--spoiler--
avatar'ın şimdi de 3d pornosu çekiliyor
gişe rekorları kıran avatar, 3 boyutlu filmlere geçmeye hazırlanan porno sektörüne ilham verdi.
ünlü yönetmen james cameron'ın çektiği 3 boyutlu avatar filminin şimdi de pornosu çıkıyor. porno filmler üreten hustler prodüksiyon firması, avatar'ın "this ain't avatar xxx" (bu avatar xxx değil) adı altında yine 3 boyutlu pornosunu çekiyor. geçtiğimiz yıl uzay yolu'nun "this ain't star trek xxx" adı altında pornosu çekilmiş ve kaset satışları başarılı olmuştu. ancak avatar'ın pornosu hustler prodüksiyon firmasının bu zamana kadar çektiği en yüksek maliyetli porno filmi olacak.
gazete habertürk
--spoiler--
3d porno versiyonu çekilmeye başlanmış. ilginç olur gibime geliyor.
aslında büyük mesajları olan, insanın kafasına dank eden bazı sonuçları beyinde doğurmasını bilen (anlayabilene tabi) ve herşeyden öncesi insana kendini kötü hissettiren (bu iyi bir film olduğunu gösterir) bir film.
biz bu zamana kadar ne yaptık? katlettik. kaybettik. yıktık. yaktık. betonların yeşillerden daha iyi olacağını düşündük. ilk insanlar iyi değildi ahali! hz. adem hz. havva... iyi değillerdi. ya da onların çocukları iyi insanlar değillerdi. kötülük bir kere kazandı aziz dostlar! ve ardından aç gözlülük başladı. insanlar kan dökmeye başladı. birbirlerinin kanını döktü. bunun sebebi huzur bulmak değildi. huzur bozmaktı.
bu filmi izlediğimde kendi kendime dedim ki ''eğer ilk insanlar iyi olsalardı belki de biz de bu filmdeki varlıklar gibi olacaktık.'' ve aslında hiç de kötü olmayacaktı. oradaki insanların yaşayışlarını gördükçe ''evet biz bunları kaybetmişiz işte'' dedim. ve zaten filmin anlatmak istediğiyle buydu. bizim neyi kaybettiğimizi bize göstermekti.
orada bir savaş vardı. bir tarafa çıkarları için, zengin olmak için saldırıyorlardır; diğer taraf ise kendilerine ait olan şeyleri korumak için, savunuyorlardı. basit bir bilimkurgu filmi gibi gelebilir insanlara. fakat aslında anlatmak istediği şeyler var. ve bunlar üzücü şeylerdi bunlar.
dünyanın en büyük nimeti nedir diye sorulduğunda cevap ya elektrik oluyor, ya internet, ya telefon. artık nimet diye addedilen şeyler bunlar oluyor. çok normal değil mi? ama ne yazık ki dünyanın en büyük nimetinin 'saflık' olduğunu bilen insanlar çok az.
sinemada izlemeyenlerin fazla beğenmeyeceği filmdir. özellikle üç boyutlu izlendiğinde efektleri yaşarsınız, film bitip de sinemadan çıktığınız anda sarhoş gibi yürürsünüz, o kadar etkileyicidir.