Basrollerinde Cuneyt Arkin, Serdar Gokhan ve Gulben Ergen'in yer aldigi 1989 yapimi Yesilcam filmi. Aslinda Yesilcam'in kapanis filmlerinden biridir de diyebiliriz. Kan davali iki dusmanin kapismasini ele alir ve tahmin edeceginiz uzere bu davalilar Cuneyt ve Serdar abimizdir. Ve imkansiz ask kontenjanini ise Gulben Ergen ile tamamlar yonetmen. Filmde Gulben Ergen sadece 17 yasindadir. Buna karsilik Cuneyt Arkin 52, Serdar Gokhan'sa 43 yasindadir. Ama Cuneyt abimiz Serdar abiden cok daha genc gorunmektedir. Dikkatimi ceken tek sey buydu sanirim filmle alakali. Ha bir de muzikler. Ozellikle de ask sahnelerinde Orson Welles'in "i know what is to be young" sarkisi iyi gitmis.
organize cinayet operasyonu.
bir canlıyı, bir başka canlıya karşı "silah" olarak kullanmak.
...
av, doğada vardır. aslan ceylanı avlar. serçe kelebeği avlar. köpekbalığı orkinosu avlar.
eğer sahiden aslan kadar, serçe kadar, köpekbalığı kadar masum avlanılabilseydi; sahiden de açlıktan ölmemek için olsaydı bu iş, hoşgörülebilirdi.
insan da en nihayetinde bir hayvandır çünkü; aslan kadar, serçe kadar onun da doymaya hakkı vardır...
...
ama bunların yaptıkları ihtiyaç değil... o arabalara, o tüfeklere, o mermilere, o tuzaklara, o ördek düdüklerine, o bakan hayvanı kör eden ışıldaklara, o kıyafetlere, o köpeklere dünyanın parasını döküyorlar. ihtiyaçtan değil yani, beslenmek için değil...
öldürmüş olmak için öldürüyorlar.
eti bir avuççuk bile gelmeyen bıldırcını, emzikli ceylanı, parmak kadar lüfer yavrusunu avlıyorlar.
sonra da aslında aç olmayan bir iştahla yiyorlar.
öldürmüş olmak için öldürüyorlar.
kurt, aslan, fil, domuz avlıyorlar; oysa yemeyeceği canlıyı öldürmek cinayettir!
bir de dernekleri var, birbirlerine ne kadar katil olduklarını anlattıkları yerler... "avcı yalanları" diye bir kavramın oluştuğu yerler.
korumasız hayvanlara karşı "sahte kahramanlık merkezleri"...
utançtan başı öne eğip susmaktan başka yapacak şey yok... ... ekleme:
avın heyecanından, bir tür kır gezisi oluşundan vazgeçemeyen, ama hayvana da kıyamayan bir grup; harika bir yöntem bulmuşlar: foto safari.
adını anımsayamadığım bir firmanın ürettiği tüfek şeklinde fotoğraf makinaları var. Her şey normal av gibi; hayvanın izini sürüyorlar, sonra tam denk geldiği zaman tüfeği (fotoğraf makinesini) kaldırıp nişan alıyorlar (kadrajı ayarlıyorlar) ve tetiğe (deklanşöre) basıyorlar.
diyelim fotoğrafta bir geyiğin iki gözü var, bu avcı geyiği alnından vurmuş sayılıyor.
bir ayının arka bacağının resmi var, evet, başarılı bir atış; ama ayının göğsü olsaydı daha çok puan alacaktı...
boş gökyüzü fotoğrafı, kahretsin, kuş kaçmış, karavana...
yarışmaları var.
odalarında geyik kafaları, doldurulmuş şahinler yerine bu fotoğrafları sergiliyorlar.
bu avcılığı zevkle ben de yapardım...!
hem av heyecanı, hem doğayla iç içe olmak; hem de hiç bir canlının yaralanmaması ya da ölmemesi...
harika!
Mısır'dan çıkan neslin israel'e girmeyeceği bildirildi.
ilk Koen Gadol ve Moşe'nin ağabeyi olan Aaron, Mısır’dan çıktıktan 40 yıl sonra Hor Dağı'nda öldü.
Dokucuncu gün Teşa Beav anılır.
Aslan, Ariel –Tanrı'nın Aslanı- olarak bilinen Yeruşalayim’deki Bet-Amikdaş'ı temsil eder. Ha Ari (Aslan) olarak tanınan büyük Kabala bilgini Rabi Yitshak Luria da öldü.
bir grup askerin, güney amerika'nın bir ormanında bir görevde iken, uzaylı bir yaratıkla karşılaşıp, kapışmalarını anlatan 1987 yapımı amerikan filmi. uzaylı yaratığın, birebir kapışma esnasında el ve ayaklarınının bir anlık etkisiz hale getirilmesi sonucu ağzını açıp, "orrrrooospu çocuğuuuu" demişliği vardır.