şener şen ve çekindor'un oyunculukları olmasa 31 olsa 3 saat boyunca çekilmeyecek film. bU kadar başarılı oyuncuları bir araya bu kadar kötü senaryoyla bir araya getirmek kolay olmamış olsa gerek.
sitelerdeki puanları es geçerek, film çıkışındaki tepkilere baktığımda oldukça sert şekilde eleştirildiğini ve kötü olarak değerlendirildiğini söyleyebilirim. bence orta ayar bir filmdi. ne abartılacak kadar iyi, ne de kötü.
daha derine inersek;
--spoiler--
senaryo yoktu neredeyse. konusunu bilmeden gitmiştim. ilk bölüm arka sokaklar ın falan bir bölümü gibiydi. merak uyandıramadı. çünkü cevap kabak gibi ortadaydı ve önceden belli oldu. sonra, çok alakasız detaylar mevcuttu. daha doğrusu alakasız olarak kaldı. mesela hasan ın* sevgilisiyle ilgili şeyler, işi bırakması falan hiçbir yere bağlanmadı. sap gibi kaldı. ama oyunculuklar iyiydi. filmi izlenir kılan en önemli şey zaten. ayrıca, idris in ölmesini kimsenin beklediğini sanmıyorum. sürpriz oldu. ha bir de, filmin duygusallığının içine cem yılmaz etti. en azından benim açımdan. gülmek için adamın yüzünü görmek yetiyor ne de olsa.
--spoiler--
sırf oyunculuklar için gidip izlenilmesi gereken filmdir.
şener şen ve çetin tekindor'dan hiç bahsetmeyeceğim bile. ama cem yılmaz, oynadığı rolle filme müthiş bir katkı sağlamış.
kısacası oyunculuklar bakımından mükemmel, konu ve olayların birbirine bağlantılı olması bakımından sıradan diyebilirim.
polisiyemiz hayırlı uğurlu olsundur.
oyunculuklar , müzikler, görüntüler harika ancak olay örgüsü zayıf olan filmdir.
--spoiler--
hasta kızın başında
- bu sefer de mi olmadı? repliğinden sonra olayı anlamayan kalmamıştır kanımca.
cem yılmaz'ın hayde'yi söylediği sahne ,
asit'in sorgu sahnesi ,
hasan'ın en son banyoda yıkanma sahnesi filmden akılda kalanlardır.
ayrıca, ceset o kadar kokutur mu insanı yeaaa ? diye genç akıllarda soru işareti bırakmıştır.
--spoiler--
türk sineması için çok güzel bir yapım. bu tarz yapımların ve oyunculugun her daim olmasını temenni ederim. olaylar o kadar güzel anlatışmış ki olayın içine öyle çekiliyor ki insan sizde filmle beraber katili arıyorsunuz. gerçekci ve normal. cem yılmaz bu rolü ile aşmış kendini. hele o emekli amcanın veda partisinde kazım koyuncunun şarkısı yokmu çok süper olmuş. harika düşünülmüş bir ortam. kısaca izleyin görün 2 saat 10 dakikanıza degsin.
--spoiler--
yine bir kadına kapıldın değil mi ?
bana bak, güzel avrat otu diye bir ot vardır, arsenik ile karıştırıldığında
kokusuz bir zehire dönüşür, anlamazsın zehir olduğunu. Şimdi anladın mı adına neden güzel avrat otu demişler? Kadınlarda böyledir çünkü, güzeller fakat, zamanla zehirlerler, anlayamazsın.
--spoiler--
repliği ile "budur" dememe sebep olan filmdir. Ufak ufak kopukluklar olsa da, her şeyin ilki biraz başarısız olur mantığıyla, türkiye de cinayet üzerine pek sinema filmi göremediğimiz için, türünde başarılıdır.
--spoiler--
idris'in(cem yılmaz) emeklilik gecesindeki söylediği şarkı, karısını öldürmeye gittiği anda aralarında geçen diyalog;
+ biliyor musun ?
- neyi ?
+ ben seni öldürmeye geldim.
- öldür o zaman
- benim hayatta karanlıktan başka birşeyden korktuğumu gördün mü ?
+ benden bile mi ?
- ben senden hiç korkmadım.
Gerekse battal'ın odasına sızdığı zaman; idris ile battal'ın replikleri beni etkileyen, aklımda kalan sahneler arasındaydı.
--spoiler--
Edit: kelime hatamdan dolayı beni uyaran cofdi dostuma teşekkürler.
son zamanlarda vizyona giren türk filmlerinin en iyisi. konusu esas itibariyle basit geliyor fakat işleniş tarzı, oyuncular, oyunculuklar ve renkler tamamlıyor eksiği. pamuk'u kimin öldürdüğünü en başından tahmin ediyor ancak ispat edemiyor olmak, filmin sonuna kadar çözülmemiş olması, dikkati son dakikalara kadar taşımayı sağlıyor ve bu yüzden sıkmıyor. büyük beklentilerle gitmedim ve beğenerek çıktım salondan. tavsiye edilir.
yapım güzel olmuş. her ne kadar polisiye sevmesemde, beğenimi almıştır. ayrıca cem yılmaz ve şener şen oyunculuklarını bir kez göstermişlerdir. izlenesi film.
yılın en iyi türk filmi, ayrıca gelmiş geçmiş en iyi türk polisiyesidir. yakın zamanda vizyona girmiş epey türk filmine gitmiş biri olarak, sinemaya gitme bütçenizi aralarından en iyi olanına harcayın derim ve bu filmi mutlaka herkes görsün derim.
şimdi niye, bir kere filmde iki defa kendimden geçtiğimi fark ettim çünkü izlerken sizi asla sıkmayan bir atmosfere sokuyor. görüntü yönetmenliği ve oyunculukların bunda etkili olduğunu düşünüyorum.
çetin tekindor u seslendirme ve tiyatro sanatçılığından biliyoruz ama üstat bence sinema filmlerinde yer almalı. Olabildiğince fazla.
filmde ana karakterler bence iyi işlenmiş. senaryoya bütün olarak bakıldığında bazı çelişkiler görülebilir. ama zaten uzun zamandır konu olarak özgün ve bizi şaşırtan bir çalışma gelmediği için, filmin gizeminin ortalarında çözülüyor olmasını abes ve olumsuz karşılamadım. o nedenle açık arayanlar ve filmi kusurlu bulanlar olacaktır ama bu durum filmin tamamı düşünüldüğünde fazlasıyla tolere edilebilir.
türk sinemasının geldiği noktayı çok iyi göstermektedir, film ne kadar emek verildiğini göstermiştir bence. geliştirmemiz gereken konu ise, amerikan filmlerindeki diyaloglar ve klişe sahnelerden kurtulmaktır. ama karakterlerin üzerinde duran, olaylarla şaşırtmaya çalışmak yerine karakterleri derin işleyen ve oyunculuk üzerine çatıyı kuran bir film olması en güzeli olmuş.
kim ne derse desin, filmdeki katili öğrenseniz de bu filme gidin. çünkü konuyu biliyor olmanız filmin tadını kaçırmayacaktır, cem yılmaz'ın gülmediği, komedi kökenli oyuncuların arz-ı endam ettiği süper bir filmden bahsediyoruz. o kadar iyi ki, biz bu filmde se7en dan esinlendik deseler iyi aman iyi olmuş canınız sağolsun denecek kadar iyi.
lütfen tüm yetkililere sesleniyorum; sağlık sıhhatleri yerindeyken yavuz turgul, şener şen ve çetin tekindor çekebilecekleri kadar film çeksinler. sizler de destek olun.
oyunculuğun mükemmel, görüntünün son derece kaliteli, dramanın ve polisiyenin akılcı bir şekilde harmanlandığı filmdir. cem yılmaz karakter oyuncusu olarak ilk sınavını başarıyla vermiştir. kurgu iyi gibi görünse de sonunun çok erken belli olması heyecanını kaybettiriyor. şener şen ve çetin tekindor için ne söylenebilir ki?
--spoiler--
idris'in, asiye'yi öperken bir yandan ağladığı, ertesi gün buluştuklarında o umut dolu sorusuna aldığı cevap üzerine yüzünde hasıl olan çaresiz ifadenin ve iğreti gülüşün yer aldığı;
ferman'ın karısının yastığının altında bulduğu defteri okuduğu sahneler beni çok ama çok etkiledi.
--spoiler--
açıkçası konu beni çok çok tatmin etmedi ama oyunculuklar çok iyi, görüntü ve ses de başarılıydı. filmin akışı içinde esprileri hafiften hafiften tabii ki cem yılmaz veriyor. türkü sahnesi de çok başarılıydı ama benim favorim barda votka içtikten sonra sahnede söylenen şarkıya eşlik etme şekli cem yılmaz'ın. çok sempatik buldum ya.
satırlarıma başlamadan önce teşekkürlerimi mihrimah sultan tıp merkezi'ne sunmak istiyorum. tessüflerimi ise köküne kadar capitolspectrum 14 sinemalarına gönderiyorum. öyle biletinizi spectrum card'la alın türkiye turu vericez size diye yaygara koparacağınıza oraya harcadığınız parayı beyni çalışan elemanlara harcayın! filmin ilk yarısında 12 nolu salonda bulunan yaklaşık 500 kişi ile aynı havayı soluduk ve klimalar kapalı. recep ivedik'in dediği gibi her koku vardı içeride ve sıcaktan bunaldık.
mihrimah sultan'a gelince ise; bunların tahlil sonuçlarını verdikleri karton bir dosya var, yelpaze olarak kullanılıyor, ilk yarı boyunca çok işimize yaradı.
gelelim filme;
usta oyuncular ve oyunculuklar vardı. hiç kimse sırıtmamış. melisa sözen'i sanırım burnu laz burnu olduğu için almışlar, ki aksi takdirde herkes oynayabilirdi o rolü bence. cem yılmaz'ın gel gitleri çok güzeldi, sürekli sırıtan bi eleman karısını görür görmez dellenebiliyordu. şener şen ve çetin tekindor oyunculuklarını konuşturmuşlar, haddimiz değil. okan yalabık çömez olmayı çok iyi başarmış.
senaryonun sonunu, filmin sonuna kadar sürükleyebildikleri için de güzel olmuş film. çok detaya inip de izlemeyenlerin keyfini kaçırmak istemiyorum.
ancak! beklentileri çok çok çok yüksek tutmadan gidin ki tadını çıkarın derim.
gereksiz bilgi;
bir aralar, ezel'deki kenan birkan rolünü kimin alacağı tartışmaları ortalıkta dolaşırken, şener şen ile kenan imirzalıoğlu'nu bir arada görmüşlerdi de şener şen diziye giriyor demişlerdi. sanırım o görünmeler, dizi ile filmin bazı sahnelerinin aynı mekanlarda çekilmesinden kaynaklı.
öncelikle şunu söylemeliyim film on numara olmuş. uzun zamandan beri ilk kez bir filmi bu kadar bekledim kadro mükemmel yönetmen deseniz zaten usta tadından yenmeyen bir film olmuş çıkmış. görüntü yönetmenini de ayrıca kutlamak isterim renkler mükemmeldi. sıra oyunculukları söylemeye gelirse şener şen ve çetin tekindor'a zaten bi yorum yapmak haddime değil. Cem yılmaz çok başarılıydı ancak insanlar her dediğine gülmek zorunda hissetti kendini. ani sinir patlamaları yerinde esprileri gayet güzeldi bu cem yılmazıda sevdim diyebilirim. okan yalabık pek göze çarpmasada o da döktürmüş rolünün altından alnının akıyla kalkmıştır. melisa sözen de çok gözükmese de duru güzelliği ve yerinde mimikleriyle filme ayrı bir tad katmışıtır. gidin görün derim. hele ki mahsun'un polisiye çakması newyorkta 5 minare filmini izlediyseniz onun üstüne bu film ilaç gibi gelecektir inanın.
muhtesem bir kadroya sahip, muhtesem görüntü ve cekim acilarina sahip, güzel bir türk filmi.
diyerek tanim ile baslayalim bu sefer yazmaya.
birisi cikip da;
"sener sen, cetin tekindor ve okan yalabik ayni filmde oynacaklarmis." dese,
"hadi lan ordan!" olurdu benim tepkim.
türk sinemasinin bence su an icin en üst noktasini olusturan üc isimdir cünkü bunlar ve yan yana gelip film falan cevirmesinler, sadece yolda yürüsünler onu bile ayila bayila izlerim ben.
hele bir de eskiya gibi muhtesem bir filmi literatürümüze sokan yavuz turgul olacak geride, ve bu kadari yetmiyormus gibi, hepsinin üstüne bir de cem yilmaz!!
tanrim rüya bu!! gercek olamayacak kadar güzel!!
--spoiler--
cok mutluydum, cok heyecanliydim filmi izlemeye giderken. oyunculuk ve yönetmenlik adina hayal kirikligi yasamadim cikista da, ama kurgu ve hikaye olarak bir eskiya, hatta bir gönül yarasi bile olamamis malesef.
sener sen; tamam bir sekerpare'nin ziver'i, neseli günler'in ziya'si, hababam'in badi ekrem'i, eskiya'nin baran'i degil artik. yastan dolayi mi, yoksa o en üst siniri coktan gectigi ve rol kesmede daha ötesi olmadigi icin mi bilmiyorum ama, son bir kac filmdir gönül yarasi'nin nazim'i gibi geliyor bana. yine öyleydi. cok iyiydi evet, ama söyledigim gibi cok daha ileri performanslari da var kendisinin.
cetin tekindor; öyle bir dolduruyor ki sahneyi resmen agziniz acik izliyorsunuz. heybet, boy pos, verdigi siveye ragmen diksiyon, durus on numara. cidden cok cok basarili.
cem yilmaz; hokkabaz'dan sonra zaten anlamistik sadece komedi sanatcisi olmadigini.
deli rolünde bu kez. her seyiyle tam deli ama. hele bir türkü performansi var, cok eglenceli, cok güzel olmus.
tamamdir artik cem yilmaz benim gözümde, karakter oyunculugu isini kivirmistir.
ve okan yalabik; hatirla sevgili'yi izleme nedenimizdi kendisi necdet olarak. rol kesemeyen iki insanin yaninda, öyle bir kaliteydi ki, unutuyorduk onun sayesinde, dizideki her türlü sacmaligi.
bu adam yeni neslin en iyi oyuncusudur benim gözümde.
muhtesemdi bu sefer de yine. tepkileri, bakislari, vücut dili, her seyiyle dört dörtlüktü.
--spoiler--
oyunculuk anlamında olumsuz tek bişey söylenemez müthiş performanslar izledik ama filmin sonu erken belli etti kendini merak öğesi daha iyi kullanılabilirdi sonun tahmini açısından.herkesin hemfikir olduğu diğer bir konu da görüntü kalitesi ayrıca başlarda önemsiz gibi görünen ayrıntıların filmin sonuna etkisi de etkileyiciydi gerçekten.eleştirdiğimiz filmin sonunun kendini çabuk belli etmesi hususuna da fazla takılmamak gerekir çünkü amaç merak olsa bu bi şekilde sağlanırdı diye düşünüyorum o yüzden filmde hemen hemen herşey dört dörtlüktü bilhassa da oyunculuklar.
şener şen in içerisinde bulunduğu bir projenin tırt olma olasılığının olmadığını yeniden bizlere gösteren yapıt. Tüm cast ama özellikle şener şen ve çetin tekindor döktürmüştür. Cem Yılmaz a ise ayrıca parantez açmak gerekir. Onun yaşadığı bir dönemde hayatta olmamız ve onu izliyo olabilmemiz gerçekten bizler için bir şans. Çaylak yani Okan Yalabık ise filmin gizli kahramanların biri.
Sonuç
(bkz: onnumarabeşyüz)
oyunculuk, görüntü kalitesi çok iyiydi.film boyunca bir kişinin bile oyunculuğu göze batmadı diyebilirim.hiçbir abartı yokdu filmde.dozajındaydı yani.görüntü kalitesi, çekimlerde aynı şekilde çok iyiydi.ancak senaryo,ah senaryo..filmin neredeyse yarısına gelmeden sonu belliydi diyebilirim.keşke sürükleyebilseydi sonuna kadar.merak içinde kalabilseydik.işte bu açığı oyunculuk kapattı geriye duru,temiz,sade bir film kalmış.yine de izlemeye değer.
1- oyunculuk olarak cem yılmaz'ın dışında herkes bildiğimiz gibi. cem yılmaz beklentileri karşılamakla yetinmiyor, performansıyla yardırıyor adeta... bu adam karakter oyunculuğunun altından rahatlıkla kalkabileceğini hokkabaz'da zaten göstermişti ama bu filmde şimdiye kadar göstermiş olduğu performanslara göre oyunculukta tavan yapmış.
cem yılmaz "a" dediği zaman "puhahahahah" diye gülen kesime pek hitap etmiyor film, olm "cem yılmaz var lan güleriz" diyerek filme gelenler yamulur.
2- senaryo ise yavuz turgul'a yakışmayacak derecede zayıf kalmış. kabadayı, gönül yarası farklı filmlerdi ama kurgusu iyiydi en azından... hiçbir beklenti içinde girmeden sinemaya gelen çoğu kişinin hayal kırıklığıyla salondan ayrıldığını herkesin yüzünde görebilmek mümkündü.
velhasıl-ı kelam gidin görün. giderseniz "eh işte" deyip, cem yılmazın oyunculuğunu hatırlayarak çıkacağınız bir film olmuş. gitmezseniz de çok fazla birşey kaybetmezsiniz, 3 ay sonra xvidac3 versiyonu düşer ortamlara, indirip izlersiniz.
sahnelerinin bir kısmı kaldığım yurtta çekilmiştir. bu sayede filmin oyuncularından, sette çalışanlara kadar birçok kişiyle 2 hafta boyunca tanışıp, görüşme fırsatım olmuştur.
