izlemekten keyif aldığım bir film. hakkında şöyleydi böyleydi diye yorum yapmak istemiyorum. çünkü her filmin daha iyisi yapılabilir veya ne kadar iyi yaparsanız yapın birileri eksik bulabilir. bana sıkıcı olmayan iki saat yaşattı diyebilirim.
okan yalabık sayesinde filmin sonunda gülmekten kendimi tutamadım. o nasıl bir kafayı yemekti, o nasıl bir arınmaya çalışmaktı. açıkçası filmin sonundaki dramatik havayı kahkaha atmaktan algılayamadım. bu da benim manyaklığım olabilir tabi. öyle işte, izleyin pişman olmazsınız.
o kadar merak ediyorum ki komite sonrası koşarak gideceğim filmdir.
edit: çok kişisel olmuş biraz bilgi içeriği girelim. cem yılmaz, şener şen ve okan yalabık 'ın oynadığı film. bir de hayde diye bir karadeniz türküsüyle ünlenen film.
bir yavuz turgul & şener şen işbirliği.
ama üzülerek söylemek gerekir ki bir eşkıya bir gönül yarası gibi beni mutlu etmemiştir.
film konusu itibariyle vasattır.
olay çok basittir. konu yavaş ilerlemektedir.
filmi kurtaran replikler idris'li sahnelerdir demek mümkün.
fakat oyunculuklar konusunda söz söylemek mümkün değil. şener şen bu filmde ağırlığını konuşturmasa da onun bu filmde olduğunu bilmek bile güzel. allah başımızdan eksik etmesin. güzel insan. cem yılmaz; komedyen denmesin artık ona. o bir oyuncu. duygu geçişlerini çok iyi hissettirebildi filmde. "deli bu" dedik.
allah onu da başımızdan eksik etmesin. melisa sözen; bakışları yeter. çetin tekindor; bir usta. onun da ses tonu yeter.
bir bakışla çok şey anlatan film.
--spoiler--
burda başladı, burda bitsin.
--spoiler--
ayrıca;
--spoiler--
senden adam olmaz.
--spoiler--
avı, mevsiminde yakalamanın tadını gösteren film. filmi izlerken gülüyorsunuz, bazen acı acı.
--spoiler--
filmi trabzon da trabzonlularla izlemek ayrı zevkti * görüntü kalitesi bilmem neyi teknik bilgim yok ama idris in annesinin masada asiye ile konuştuğu sahnede fasülyeler yeşil değil gri gibiydi. Genel olarak iyiydi. cem yılmaz ın filmde dahi ölmesi benim burnumun direğini sızlattı.
--spoiler--
filmden yaklaşık yarım saat önce çıktım ve hemen özet geçiyorum.
-abi bu film olmuş, evet evet olmuş.
ama dur bak unuttum şunu söylemeyi; cem yılmaz karadenizli profilini mükemmel canlandırmış ve asiye'ye olan sert çıkışlarını izlerken kendimi gördüm resmen; elde edemediği şeyi daha çok arzulayan ama arzularken nefret eden ve canını yakmak isteyen ama kıyamayan.
öleydi böyleydi iyiydi kötüydü 200den fazla entry girilmiş ama herşey bir yana filmi izleyince şunu farkettim cem yılmaz'ın filmde ölümü bile çok üzdü beni. sen sakın ölme hep yaşa.
mükemmel görüntü yönetmenliği ve üst düzey oyunculuğun sahnelendiği yavuz turgul filmi. cem yılmaz kendine verilen her rolün hakkından gelebiliyor, sadece komedyen değil türk sinemasının en önemli aktörlerinden olduğunu bir kez daha kanıtladı. şener şen usta ya zaten diyecek söz var mı? kelimeler zavallı kalır onu anlatmaya. yılların tecrübesi ve mükemmel bir oyunculuk. sinemada seyretmek ayrı bir zevk.
film senaryosu itibariyle basit bir polisiye gibi görünse de içinde bir gizemi barındırıyor. çatışma sahnelerinin amatörlüğünden bahsedilmiş çok yerde. bu yoruma katılmıyorum. başarılı olduğunu düşünüyorum. kurgu da en az senaryo kadar başarılıydı. insanı bulmaca çözer gibi kafasını yormadan, araya bir iki soru işareti sıkıştırarak gayet dozunda ve makul bir ayarlama yapılmış. bu tarz filmlerin aksine bendenizin kafasında film sonrası yalnız tek bir soru kaldı. idris ( cem yılmaz) in ölüm anında gördüğü ve dikkat çekmek istediği şey neydi? farklı açıdan yaklaşın diyor idi ancak sanırım başka bir şey görmüştü. bu kısım dışında herhangi bir soru düğümlenmedi kafamda.
görüntü yönetmenliği, mükemmel kamera açı seçimleri kesinlikle muazzamdı. cinayetin işlendiği dere ve ağaçlık alan dillere destan bir güzellikte ve esrarengizlikte idi. çetin tekindor un da hakkını teslim etmek lazım. başarılı bir oyunculuk ortaya koymuş.
bu filmle ilgili yapılacak tek olumsuz yorum, sanırım yavuz turgul un kendini tekrar etmesi olabilir. filmde bir çok sahnede (özellikle disko sahnesi) eşkiya dan izler göze çarpıyordu. ancak böyle başarılı bir filme böylesi bir eleştiri getirmek biraz haksızlık olur gibime geliyor. bu film de tıpkı eşkiya gibi türk sinemasının unutulmazları arasında yerini alacak, 20 sene sonra da aynı ilgiyle izlenecek. yavuz turgul a ve şener şen ustaya minnet borçluyuz.
senaryosunun daha iyi olması, oyunculukların üniversitelerde ders olarak verilmesi gereken ve bu tür yapımların sinemamızda daha fazla yer almasını istediğim film.
imgelemeler ve çekimler gerçekten şahaneydi.
senaristinin kerem deren* olması ihtimalinde, bir şaheser çıkabilirdi meydana.
cem yılmaz'ın ne kadar iyi oyuncu olduğunu, sadece stand-up'çı olmadığını anladığımız filmdir. o adam o parayı hak ediyor sanki. tabi şener şen'in gönlümüzdeki yeri bambaşka.
basrol oyuncusu aynı,yönetmen aynı ama eşkiya yla kıyaslayınca sınıfta kalan film.bilmiyorum belkide ben büyük beklentilerle gittiğim için bana öyle gelmiş olabilir.kötü demiyorum zaten ama yavuz&şener ikilisinden daha güzel bir film beklerdim.çünkü filmin 2.yarısından itibaren siz olayı çözüyorsunuz ve buna ragmen kahramanlarımızın bir türlü olayı kavrayamamaları sizi sıkıyor,birde film biraz fazla uzundu,çetin tekindor u ancak ikinci yarıda görebildik.
tüm bu olumsuz seylerin yanında,cem yılmaz hiç beklemediğim kadar iyi bir performans çıkarmış.zaten filmin en carpıcı karakteri oydu bence.bide durmadan içimden "hayde"yi söylüyorum arkadas,yapıstı dilime.
velhasıl yine de izleyin derim,ama beklentinizi asagı cekip giderseniz,belki daha memnun kalırsınız filmden.
--spoiler--
--
ferman'la idris battal'ı sorgularken battal: "- kim genç bir karısı olsun istemez ki?"
dediğinde şener şen'in kafasını çevirip "ben isstemem" demesini bekledim lan. cuk diye otururdu allama.
