auschwitz

entry121 galeri32
    46.
  1. yalan kampıdır. göstermelik olarak üç beş kırma ve casus yahudi ailesi bulunup yokedilmiş, diğerleri de israil devleti olacak yere rusya ve balkanlar üzerinden nakledilmek ve kayıt altına alınmak için tutulmuştur.

    kurtuluş savaşının türkler tarafından kazanılmış olduğu ne kadar hikayeyse bu da o kadar hikayedir. hem de yazarı dahi aynıdır.
    bir nevi fabl dır.
    1 ...
  2. 45.
  3. Nazi Almanyası tarafından II. Dünya Savaşı döneminde kurulmuş en büyük toplama, zorunlu çalışma ve imha kampı.

    kaynak:http://tr.wikipedia.org/wiki/Auschwitz
    0 ...
  4. 44.
  5. israilin bir türlü ders almadığı ve gazze'de açık hava versiyonunu inşa ettiği toplama kampı. bu yahudilerin başına ne geliyorsa mikropluklarından geliyor ama yine de akıllanmıyorlar.
    2 ...
  6. 43.
  7. insanlığın yüz karalarından biri olan nazi toplama kampı. önce polonya'nın işgalini takiben düşük kapasiteli bir toplama kampı olarak planlanan kamp, nazi almanyası'nın sscb'ye saldırmasından sonra giderek içindeki esir ve mahkum sayısı arttırılarak tam bir eziyet ve kıyım merkezine dönüşmüştür. özellikle yahudiler ve ayrıca sscb'den alınan yahudi ve diğer esirler olmak üzere çok sayıda insanın kanına girilmiştir. sovyet ordularının eline geçmesiyle faaliyeti son bulmuş, içindeki sağ kalabilen esir ve mahkumlar içler acısı bir halde kurtulmuşlardır. günümüzde ibret-i alem olması için müzeye dönüştürülmüştür.
    1 ...
  8. 42.
  9. 41.
  10. bir çok kaynakta auscwitz şeklinde yazılmıştır.
    1 ...
  11. 40.
  12. 39.
  13. hitler almanyasının gayrı insani kamplarının en büyüğü.mayıs 1940 da kraköw'un 60 km güney batısındaki os wiecim'de kuruldu.günde 20 bin yahudinin yakılarak öldürüldüğü bu yerde 3 ya da 4 milyon yahudi can verdi.27 ocak 1945 te ruslar tarafından kurtarıldı.
    0 ...
  14. 38.
  15. hitler'in teorisinin acımasızca pratiğe dönüştürüldüğü yerdir. müzeye, krakow'dan gidiş yaklaşık 2 saat ve şehir otogarından otobüsler(pks) kalkış yapılmakta *. gidiş geliş 10 zloty*. müze pek emin olmasam da hergün açık ama emin olabileceğim bir şey varsa o da girişlerin ücretsiz olduğu. rehber kirlamak şeklinde bir seçenek de mevcut. rehberin fiyatı da gruba göre değişmekte ve çeşitli dillerde rehber bulunabilir. müzenin tamamını sindire sindire gezmek isterseniz 2-3 saat arası zaman ayırmanız yeterli olacaktır. müzenin içinde fotoğraf çekmenin yasak olduğunu söyleyen işaretlere aldırmayın fotoğraf çekin.
    1 ...
  16. 37.
  17. Toplama kamplarında eşcinsellik olayları artınca (faşistler sevmezler) Himmler emir vermiş: Bazı kamplarda genelev açılacak! Orkestra bile var ya, bu niçin olmasın?

    Bir tane de Auschwitz'e açmışlar, kapıya yakın, bugün arşiv binası olarak kullanılan 24 numaralı blok.

    (Yahudiler'i anadan doğma soydukları, saç ve 'etek tıraşı' yaptıkları, sol kollarına dövmeyle numara vurdukları blokta ben öğle yemeği yedim: Müzenin kafeteryası olmuştu! Lokmalar boğazıma dizildi.)

    Kadınlar, direnmek bir yana, genelevde çalışmak için kuyruğa girmişler çünkü orada da iyi yemek veriliyor, 'Alman tayını'... iskelet gibi kadınla kim yatar, azıcık et tutmaları gerekiyor. Onun dışında, günde bir tas yavan çorba, bir dilim kara ekmek, 187 kalori. Evet, günlük normal istihkak, 187 kalori.

    Para geçmiyor, sıkı çalışırsan blok sorumlusu 'Kapo' sana ödül olarak genelev kuponu veriyor, bununla giriyorsun.

    Genelev açılmış ama Yahudi de giremiyor, ancak 'Ari ırktan' mahkumlara serbest, siyasi tutuklulara ve adi suçlulara, bu bir, ikincisi de, kuralları çok katı.

    Kadınlarla konuşmak yasak! Hiçbir insancıl ilişki istenmiyor.

    Kapılara delikler yapmışlar, tıpkı gaz odalarında olduğu gibi, arada bir gelip bir SS dikizliyor...

    Çünkü, 'misyoner pozisyonunun' dışında bir pozisyon da yasak!

    Sonra yorulan ve yıpranan kadınları gazlıyorlar (argo kullanmıyorum, gerçek anlamda gaz verip öldürüyorlar), yerlerine daha tazeleri gönderiliyor.

    Size şaka gibi gelebilir ama bütün bunlar gerçektir.

    Sayın faşistler, kızmayınız, malumatfuruşluk etmiyorum. Konu günceldir, 'haber ayağı' vardır. Bugünlerde Auschwitz ismini çok duyacaksınız.

    Çünkü önümüzdeki 27 Ocak günü, Auschwitz'in Kızılordu tarafından kurtarılışının tam altmışıncı yıldönümü kutlanacak.

    Bir de Prens Harry meselesi var tabii. Prens Charles'ın oğlu Prens Harry bir kıyafet balosuna kolunda gamalı haçlı pazıbentle gidince ortalık karıştı ya, Charles oğlana 'Auschwitz'e gidip gezmesini ve neyin ne olduğunu öğrenmesini' öğütlemiş.

    Ancak eklemesi gerekirdi: 'Amerikalı öğrencilerin yaptıkları gibi kampın ortasında kız arkadaşınla yiyişme, ayıptır!'

    Ben de size hararetle tavsiye ediyorum: Auschwitz'e mutlaka siz de gidiniz!

    Krakow'a altmış kilometre uzaklıktadır. Otobüs ya da trenle bir saat kadar çeker. Krakow da çok güzel bir şehirdir. 'Kültür turizmi' yapmış olacaksınız. Ünlü Schindler'in ünlü fabrikası bile dimdik ayakta, onu da göreceksiniz... Ayrıca merak etmeyin, orada da alışveriş imkanı var, kumar da var, isteyene kadın da satıyorlar. Türk turistinin bütün ihtiyaçları karşılanıyor. Hem de, tsunami tehlikesi yok! Kaçamak sırasında boğulma sorunu yaşamayacaksınız.

    Ancak, kapısında 'Arbeit macht frei' yazan asıl Auschwitz kampıyla, hani filmlerde gördüğünüz, altından tren geçen ünlü nizamiye kapısının olduğu kampı, yani Birkenau'yu karıştırmayın. Bunların da aralarında üç kilometre kadar uzaklık vardır. Çok kişi birinciyi gezip ikinciyi görmeden döner. Ben cıcığını çıkardım, ikisinin de altını üstüne getirdim.

    Doktor Mengele'nin kadın ve çocuk doğradığı 10 numaralı bloku, işkence merkezi 11 numaralı bloku siz de bir görün.

    Tabutluklara girin, bakın bakalım bizim Sansaryan Hanı'nı andırıyor mu?

    Üstüste yığılı binlerce ayakkabıyı, çantayı, gözlük çerçevesini görün. insan derisinden gece lambasına da bir bakın, insan yağından sabun kalıplarını da bir görün bakalım.

    Fırınları görün, gaz odasına bir girin bakalım, neler hissedeceksiniz?

    Ben Varşova'dan taksi tutup günübirlik gittim geldim, daha doğrusu kaldığım Bristol Oteli'nin düzenlediği özel bir tur yaptım. Dedikodu seven Internet siteleri için açıklayayım: 350 dolar verdim.

    Hadi şimdi yazsınlar: Engin Ardıç denen herif, Varşova SS komutanı Oberstgruppenführer Jürgen Stroop'un kaldığı kral dairesinin üst katında kaldığı yetmiyormuş gibi, emekçi arkadaşlarının maaşlarına yapılacak zamlardan arakladığı paralarla toplama kampı geziyor...

    Ama Prens Harry gibi siz de bir görün oraları...

    engin ardic
    3 ...
  18. 36.
  19. ingiltere'de bir araştırma yapılmış, halkın yüzde 45'i Auschwitz'i bilmiyormuş!

    Aynı araştırma Türkiye'de yapılsa, acaba bilmeyenlerin oranı yüzde 90 gibi 'Türkiye için makul' bir düzeyde kalır mı, yoksa yüzde 98 ile yüzde 99 aralığını mı zorlar, merak ettim.

    Bu tür haberler Türk basınında yer almazlar.

    Çünkü 'kaçırılan kız Zeynep'in kaç kere düdüklendiği' çok daha önemlidir; bir de, Türk basını Auschwitz'i kendisi bilmez ki halkın bilmediğini bilsin!

    Tövbe, bizim gazeteci, geziyle meziyle beleşe gittiyse Krakow taraflarına (cebinden para harcamaz!), Auschwitz'i bilir ama ondan hepi topu üç kilometre uzakta, asıl büyük toplama kampı olan Birkenau'yu bilmez. Çünkü 'programda' yoktur ve politikacıyla birlikte bir an önce otele dönülecektir.

    Bendeniz münevver bir adam değilim... Olsaydım, size Auschwitz'i çok daha başka anlatırdım.

    Malumatfuruş olduğum için, hiçbir anlam ve önem taşımayan kendi izlenimlerimi aktarırım ancak...

    ingiliz halkının yarıya yakını adını bile duymamış... Bendeniz Birkenau'da, hani filmlerde gördüğünüz, altından tren geçen şu ünlü nizamiye kapısının üst katında, yiyişen Amerikalı kızla oğlan gördüm.

    Münevver olsaydım, 'ne güzel, altı milyon Yahudi'nin öldürüldüğü yerde hayat herşeye rağmen devam ediyor, geçmişin kötü anıları unutulmuş' derdim belki... Olmadığım için, çok kızmıştım kızla oğlanı gördüğümde.

    Çünkü bizim hanımla birlikte Auschwitz'in ayakta kalmış tek gaz odasından yeni çıkmıştık ve ikimizin de suratı lağım gibiydi.

    Yahudiler'in anadan doğma soyulduğu, saçlarının, koltukaltı ve apışarası kıllarının kesildiği, kollarına dövmeyle numaralarının işlendiği bloku da müzenin kafeteryası yapmışlar! Ayaküstü yediğimiz yemek boğazımıza dizildi.

    Siz hiç, boğazına takıp sürüklemek ve fırına atmak üzere özel yapılmış 'ceset kancası' gördünüz mü?

    Belki münevver bir adam olsaydım size bazı barakaların yanıbaşına çekilmiş ceset arabalarını da anlatırdım, sabahları 'içtimalarda' bir önceki gece ölenleri toplamak üzere yapılmış, siz içini iskelet benzeri üstüste cesetlerle kafanızda doldururdunuz...

    Malumatfuruş olduğum için, barakaların kokusu hiç aklımdan çıkmıyor.

    Aradan altmış yıl geçmiş, koku çıkmamış çünkü... Ölü kokusu, irin kokusu, dışkı kokusu, kadınlar barakasında adet kanı kokusu, açlık kokusu... Önemsiz bir ayrıntı. Duvarlarda da şablonla yazılmış yazılar, solmuş ama, duruyorlar: Wassertrinken verboten!... Eine Laus, dein Tod!

    O gece uyku uyuyamadım. Ertesi gece de uyuyamadım. Daha ertesi gece de uyuyamadım.

    Siz, ünlü Doktor Mengele'nin mekanı olan 11 numaralı blokta, deneklerin kanı rahatça aksın diye 'teşrih masasının' üzerine açılmış kan oluklarını bilir misiniz?

    Varşova'dan taksi tuttum gittim günübirlik gidiş dönüş sekiz yüz kilometre yolu, onları görebilmek için. ingiliz halkının yarıya yakını Auschwitz'i bilmiyormuş. Ben Türkiye'de Auschwitz'i bilmeyen Yahudi tanıdım yahu, siz ne diyorsunuz?

    Ayağımın ucuyla toprağı eşeleyip bebek patiği buldum ben orada. Evet, dikenli tel kalıntılarının arasında, birkaç aylık bir bebek patiği teki... Tetanostan korktuğum için alıp saklayamadım. Odada mı gazlanıp sonradan yakılmıştır, yoksa bir SS neferi tarafından minicik bacaklarından tutulup bir ağaca çarpa çarpa mı öldürülmüştür, bilemem.

    Yaşım tutmadığı, o savaşa katılıp en az bir Alman faşisti öldüremediğim için üzgünüm.

    Ama bizim burada, ilk karşıma çıktığında ağzını burnunu kıracağım bir Türk faşisti var, onu bilirim.

    engin ardic
    5 ...
  20. 35.
  21. insanlığın en iğrenç halinden bir kesit.

    "Auschwitz, the meaning of pain.."
    1 ...
  22. 34.
  23. türkiye şubesi hiç açılmamıştır ama olaki açılırsa, "türkiye şubesi orası, burası" diye merak edip, yorum yapanların baş konuk olarak ağırlanması gereken şube olucaktır.
    0 ...
  24. 33.
  25. kampın sorumlusu himmlerdir.nazi almanyasının ikinci en büyük kampıdır.birincisi ise münihtedir.
    0 ...
  26. 32.
  27. bir ceset.sol gözünü fareler yemiş.öbür gözü açık,kirpikleri yerli yerinde...

    bakmayı deneyin.deneyin de görün!

    hali kalmamış bir adam.köpek arkasından yakalıyor.adam durmuyor.arkasında,iki ayak üstünde,ağzı adamın gerisinde yürüyen köpekle birlikte yürüyor.
    adam yürüyor.bir kez bile bağırmıyor.kan pantolonunun çizgilerinden akıyor.kurutma kağıdında yayılan bir mürekkep lekesi gibi yayılıyor kan,içinden.
    adam,etinde köpeğin dşleriyle yürüyor...

    bakmayı deneyin.deneyin de görün!

    iki kişi kadını kollarından çekiyor.bir yahudi.yirmi beşe gitmek istemiyor.ikisi birden çekiştiriyorlar.karşı koyuyor.dizleri yere sürtünüyor.elbisesi kollarından çektikçe boynuna çıkıyor.pantolonu -bir erkek pantolonu- çıkıyor,ters dönüyor,ayak bileklerine bağlı,arkasında sürükleniyor.derisi yüzülmüş bir kurbağa.zayıflıktan açılmış,içleri kan ve irinle pislenmiş delikleriyle çıplak kalçalar,çıplak bel.
    haykırıyor.dizleri taşların üstünde yırtılıyor.

    bakmayı deneyin.deneyinde görün!

    auschwitz'in külleri
    2 ...
  28. 31.
  29. 30.
  30. 29.
  31. yalnızca auschwitz kampında 4,5 milyon insan öldürüldüğü belirtilmektedir. ancak diğer kamplar ve kamp dışı cinayetler de hesabe katılacak olursa, bu sayının 8-10 milyon kadar olduğu anlaşılacaktır."
    demiştir auschwitz kamp komutanı rudolf hess.
    1 ...
  32. 28.
  33. türkiye şubesi diyarbakır cezaevi olmayan yer.
    0 ...
  34. 27.
  35. dunya da yapilmis en buyuk orospu cocuklugudur. 4.5 milyon insani birkac yilda telef etmisler yakmislar kobay olarak kulanmislardir.
    0 ...
  36. 26.
  37. 25.
  38. ikinci dünya savaşında nazilerin idiolojik düşüncelerine göre, "onlar gibi olmayan herkesin tecrit edilmesi gerek" düşüncesi ile oluşturulan en büyük soykırım kamp'ı. kampın girişi bir tren rayının hemen ordadır ve girişte arbeit macht frei yazar. bunun anlamı ise "çalışmak özgürleştirir" dir.
    1 ...
  39. 24.
  40. insanlarin sadece nedensiz olduruldukleri yer.
    1 ...
  41. 23.
  42. insanlara canli olarak acik kalp ameliyatinin yapildigi bir yer. narkoz kullanilmadan! diğer bir açıdan bakıldığında ise tıbbın bugünlere böyle ilerleyerek gelmesinin nedeni.
    1 ...
  43. 22.
  44. nazilerin polonyada kurmuş olduğu, milyonlarca yahudiyi çocuk, yaşlı, hasta demeden insanlıktan uzak işkencelerle yok ettiği en büyük Alman esir kampı. tarihin en büyük insanlık ayıplarından birinin yaşandığı, avrupanın en büyük mezarlığı olan auschwitz kampının başlangıçta esir ve tutukluların çalışması için kurulduğu sanılıyordu. milyonlarca masum insan asıl gerçekten habersizce burada toplanarak; inanılmaz ağır koşullarda çalıştırılmış, zyklon b gazı ile zehirlenip krematoryumlarda yakılarak öldürülmüştür. burdaki kapasitenin yetmemesi nedeniyle; birkenau'da bir kamp daha kurulmuş, ölüm endüstrisi burda da ilerlemeye devam etmiştir. böylesine büyük bir vahşet ile; almanlar'ın, tıbbi deneyler neticesinde tıbbi bilgiler edinip, ilaç sektöründe geliştikleri söylenir..

    bu ayıba ortak olan diğer kamplar;

    (bkz: sobibor)
    (bkz: sachsenhausen)
    (bkz: belzec)
    (bkz: treblinca)
    (bkz: majdanek)
    (bkz: theresienstadt)
    (bkz: dachau).
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük