yıllar önce david cole diye bir adamın belgeselini izleyince 2. dünya savaşına bakış açımı değiştirmiş kamptır.
ama işkence ve ölüm kampı değildir. bildiğin esir kampıdır, yani özel bir ölüm ve soykırım politikası uygulandığına dair fiziksel kanıt bulunmamaktadır.
ilk başlarda kurşuna dizilerek öldürülen yahudiler, vagonlar dolusu gelmeye devam ettiği ve kurşunlamanın maliyetinin yüksek olması nedeniyle gaz odalarında toplu olarak öldürülmüş, cesetleri fırınlarda yakılmıştır.
yahudilerin yaptıklarının cezasını çektikleri yer. farklı cezalandırmalar da olabilirdi tabi ben bunu savunmuyorum. sadece burada bir gerçekten bahsediyoruz. o gerçek şu;
yahudiler ve almanlar iç içe yaşıyorlardı ve adolf hitler-ki seçim ile başa gelmiş bir demokrattır- münih mitinginde ''ben sizi yahudilerden kurtarmak için görevlendirildim'' demişti. yani her alman hitler başa gelince yahudilere olacakları biliyordu.
ve hiçbir alman, kapı komşusu olan yahudinin evinden alınp ölüm kampına götürülmesine üzülmedi. varın yahudilerin almanlara ne yaptığını siz düşünün.
vahşetin sergilendiği bir yer... gördükten sonra etkinde kalmamak mümkün olmaz.yazık olmuş bir 'geçmiş'tir.polonyadadır 3 kamp yeri vardır haritalarında gösterilir bu.insanları yaktıkları fırınlar...anlatılamayacak kadar garip bir yer!
sanırım hakkında en çok yanlış bilgiler olan yer.
şayet auschwitz'de yüzme havuzundan tutun bir çok faaliyet alanı vardı *. gaz odası ise hastane/revir'nin hemen yanındaydı. sebebi ise salgın hastalık * yaygındı. tedavi edilemeyecek hastalar mecbur öldürülüyordu ve hastalığın yayılmaması için yakılması gerekiyordu. 1650 sayfalık kızılhaç raporlarında 'gaz odası' ile ilgili hiçbir belge bulunmamaktadır. *
auschwitz ölüm kayıtları: http://www.air-photo.com/english/deathbooks.html
krakow'da şehir merkezine bir saat kadar uzaklıkta büyük bir alana kurulmuş olan kamptır.
esir edilen insanların gözlükleri, ayakkabıları, kıyafetleri ve çocukların belki de hiç oynayamadıkları kırık dökük oyuncakları olduğu gibi muhafaza ediliyor.
gaz odalarına götürüleceklerinden habersiz başka yere taşınacakları için sevinen esirlerin büyük bir umutla isimlerini yazıp yönetime teslim ettikleri bavulları da aynı şekilde sergileniyor.
kampta çekilen fotoğraflar da bir o kadar can yakıyor. çırılçıplak soyulmuş insanlar ahır tarzı barınaklarda üstlerine sıkılan sularla duş alıyor, küçük çocuklar tıbbi deneyler için kullanılıyor ve kadın, çocuk, yaşlı ayrımı yapılmadan herkes çalıştırılıyor.
gaz odaları da kamptan 15 dakikalık mesafede geniş bir alana kurulmuş. burada acılarını hatırlayıp gözyaşlarına boğulan yahudilere rastlamak mümkün. schindler's list filminde gördüğümüz esir taşıyan vagonların girdiği kapı aynen eskisi gibi duruyor. temsili bir vagon da sergilenen eşyalar arasında.
burayı gezip gördükten sonra hitler almanyası'nın anlatıldığından ve okunduğundan çok daha vahşi olduğu ve faşizmin utanç verici uygulamaları çok daha net bir şekilde görülüyor.
insanlığın, kapısından içeri giremediği nazi toplama kampı. Dünyanın en büyük katili hitler ve benzeri zihinli naziler, bu kampta, kadın,çocuk ve yaşlı ayrımı yapmaksızın 7 milyon insanın canına kıymıştır.
bir sohbet esnasında, her hangi bir alman yurttaşı'nın yüzündeki ifadeyi, bunun kadar ani ve olumsuz yönde değiştirecek başka bir sözcük daha bulamazsınız.
öyle ki;
alman toplumu için, ana-babalarından miras, belki de nesiller boyu sürecek bir utanç vesilesi olduğunu hemen anlarsınız.
gidilip görülesi ve ibret alınası bir kamptır. yapılanları okudukça, izledikçe, duydukça, polonya'da izlerini gördükçe, birinci ağızlardan dinledikçe bu hitlerde insan mıymış diyorsunuz ve ister istemez bir nefret besliyorsunuz.
dev bir insan fabrikasıdır esasında. sadece öldürmek için değil , oldurmak için de çalışmıştır. öldürülen yahudilerden toplanan, saç,deri,kişisel eşyalar dönüştürülerek kamyon lastiği, bot vs yapımında kullanılmıştır.
bir yer dusunun, ayaginizda sicak botlariniz, ustunde kalin montunuz, basinizda bereniz ama bunlara ragmen soguk iliklerinize isliyor. sonra da 60-70 yil oncesini dusunun, ayni yerde, sizin bastiginiz toprakta gunde belki bir dilim kuru ekmekle ayakta duran, binbir turlu iskenceyi goren, uzerinde sadece incecik cizgili bir uniformasi olan bir mahkum duruyordu belki de. raylarin bittigi o yerde 60-70 yil evvel parcalanmis aileler, direkt gaz odasina gonderilenler sonra da hayatta kaldiklarina pisman olacak insanlar duruyorlardi ellerinde bavullariyla. uzerlerine teker teker yazmislardi nereden geldiklerini.
sonra da bastiginiz topragi dusunun, havadaki agirligi hissedin.. 60-70 yil once orada bulunanlarin ustune basiyorsunuz aslinda. orasi bir olum tarlasi adeta, kulleri havaya savrulmus, sonra topraga dusmus mahkumlarin oldugu.
tuvaletlere gidiyorsunuz, yanyana dizilmis 100 tane delik ve uzun bir yalak. bu kadar. alman askerlerinin hastalik kapmaktan korktuklari icin kampta girmedikleri tek yer. kampta dogan bebeklerin alman askerleri girmedigi icin saklandigi yer.
daha sonra yatakhanelere gidiyorsunuz, 2kisilik yerde 6 kisinin sigistigi. camlari ve catisi sogugu geciren, sadece bir tanecik sobasi olan. duvarlara bakiyosunuz, almanca yazilar "sessiz davranacaksin!" "bir bit senin olumundur!"
sonra arazide yururken yine bacalar goreceksiniz, barakalari yakilmis. cunku naziler ne yaptiklarini bildiklerinden kampi terketmeden once tum tahta barakalari atese vermislerdi, geriye sadece bacalar kaldi mahkumlarin kullerinin savruldugu.
Auschwitz bir insanlik ayibi, kendini insan olarak nitelendiren herkesin gormesi, ders almasi gereken bir yer. unutmayin ki orada sadece yahudiler oldurulmedi, insanlikdisi sartlarda calismaya/barinmaya zorlanmadi. boyle bir olayi unutmak, hosgormek (!) icin neden aramak en buyuk hata olur. tekrar yasanmamasi icin unutmayacaksin.
simdi : auschwitz 1
meshur arbeit macht frei kapisi, ters B harfinin oldugu. soylentiye gore ustabasi orada bir seylerin ters gittigini belli etmek amaciyla b harfini ters koymus. dogru mudur bilinmez.. biraz daha insani gorunen bir yer, cunku eskiden polonya ordusu kislasiymis.
giriyorsunuz, koguslar geliyor onunuze teker teker. bir tanesinin onundeki yaziyi okuyorsunuz, diyor ki, burada tibbi deneyler yapilirdi. akliniza su gelsin : zorla, narkozsuz siyam ikizi (yapisik ikiz) yapilmak icin birbirine dikilen ikizler, alman askerleri buz gibi suda ne kadar dayanir ki diye test edilen insanlar, narkozsuz ameliyatlar, beyni acmalar ve daha neler neler.
sonra baska bir kogusun onunden gecerken iceride sira sira dizilmis fotograflar dikkatinizi cekiyor, iceri giriyorsunuz. mahkumlarin fotograflari, gelis tarihleri, numaralari ve olum tarihleri. kimi geldikten 1 hafta sonra oldurulmus, kimisi orada 3 sene dayanmis, kimisi 4 ay sonra olmus. o yuzlere bakiyorsunuz. saclari kazinmis kadinlar, feri sonmus gozler, buyuk burunlar, cokuk yanaklar. insan goruyorsunuz, ayni bizim gibi, senin gibi, benim gibi. 2 goz, bir burun, kulaklar... onlardan biri olmadiginiz icin sukrediyorsunuz her neye inaniyorsaniz. belli bir giris tarihinden sonra fotograf olmadigini goruyorsunuz, sebebi mahkumlarin fotografinin cekilmesinin almanlara savasin ilerleyen zamanlarina dogru cok pahaliya patlamasi.
oradan cikiyorsunuz, mahkeme kogusuna geliyorsunuz. mahkeme derken, almanlarin sebep-sonuc iliskisine bagimliliklarini gosteren kukla bir mahkeme. kamp kurallari var, uymayan ya da uymadigi soylenen mahkum nazi askerlerden olusan mahkeme heyeti onunde yargilaniyor (!) ve sonrasinda olduruluyor.
daha sonra nazilerle isbirligi yapan bir mahkumun eline neler gecebilecegini goruyorsunuz : tek kisilik bir oda, masa, sandalye ve tabak canak. orada kimse masum degil, masumiyetin oldugu, bittigi yer auschwitz. insanin en ilkel icgudusunun sozunun gectigi yer : hayatta kalmak. kendini hayatta tutmak icin nazilerle isbirligi yapan, digerlerini ispiyonlayan mahkum cok. belki de bu yuzden oradaki insanlar hic ayaklanmaya kalkmadilar oncelerde. kendi aralarinda birlik olusturmamalari icin ellerinden geleni yapti naziler ve ise de yaradi. orada kendini hayatta tutmakti onemli olan..
dusuncelere bogulmusken bir duvar geliyor, filmlerden tanidik yine... olum duvari. nazilerin mahkumlari teker teker kursuna dizdikleri duvar. kan kokusunu hissediyorsun ama gelip geciyor, urpertisi kaliyor sadece. yavas yavas citlere ilerliyorsun, bir uyari yazisi : "dikkat! yuksek gerilim! olum tehlikesi!" sanirim dalga gecmisler diye dusunmekten alamiyorsun kendin cunku raylarin, umudun, insanligin, masumiyetin bittigi yer orasi. hayalinde o tellere kosan, bir deri bir kemik kalmis, artik boyle yasamaya dayanamayan bir mahkum canlaniyor, sonra elektrige kapilisini izliyorsun yine hayalinde. seviniyorsun bile, hayal de olsa, kurtuldu diye.
auschwitz yani oswiecim boyle bir yer. ilk gordugunuzde sadece filmlerden bildiginiz icin "aslinda o kadar da korkunc degilmis yaa" dediginiz, oradan ciktiktan sonra ise gece uyutmayan bir yer. hicbir zaman unutmayacaginiz bir yer. raylarin, insanligin ve masumiyetin bittigi yer orasi.
euro 2012 nin polonya da düzenlenmesi sebebiyle polonya daki milli futbol takımlarının mutlaka ziyaret ettikleri yerdir. gördük şimdi hollanda italya takımları ziyaret etmiş. euro 2020 yi alırsak bizde acaba çanakkale yi mi gezdirsek? tabi işlerine gelirse.