kendisine sorulan "heykeli nasıl yaptın" sorusuna "çamurdaki fazlalığı oydum". cevabını veren önemli bir heykeltraş.
bu cevabın nelere karşılık geleceğini bir düşünün.
edit: ek bilgi eklenmiştir.
rodin'in ünlü 'düşünen adam' heykeli aslında italyan şair dante'nin portresidir.
tam adı rene françois auguste rodin.
roden şeklinde telaffuz edilir.
2 kasım 1840 - 17 kasım 1917
görkemli tunç ve mermer yapıtlarıyla ünlü fransız heykelci. bazı eleştirmenlerce heykel sanatının gelmiş geçmiş en büyük portrecisi kabul edilir.
--spoiler--
"Ben hiç bir şey icat etmedim" diye yorumlar Rodin sanatını; "Ben sadece yeniden keşfediyorum. Sanatımın farklı veya yeni gözükmesinin sebebi, hedef ve yöntemlerimin gözden kaçmış olmasıdır. insanlar, antik zamanların heykel kurallarına geri dönüşü bir yenilik zannederek yanılıyorlar. Ben herşeye sembolik bir açıdan bakıyorum ve doğadan besleniyorum. Yunanlıları taklit etmiyorum. Bize bu antik heykelleri miras bırakanlar gibi düşünmeye çalışıyorum. Bugün, okullar onların işlerini taklit ediyorlar, ama önemli olan yöntemlerini yeniden keşfedebilmektir."
--spoiler--
"düşünen adam" heykeliyle bilinen ünlü ressam ve heykeltraş auguste rodin'in yaşamı o dönemin fransız hükümetinin vurdumduymazlığı yüzünden çok trajik bir şekilde sonlanmıştı. devlete bağışladığı heykeller sıcacık salonlarda sergilenirken rodin'in maddi yardım almak için yaptığı tüm başvurular reddedilmişti. en sonunda, rodin'in bir müze odasında kalmak için yaptığı başvurunun reddedilmesinden 1 ay sonra 1917 yılında donarak öldü.
bütün gece yaptığı eserleri kırbaçlayarak,''konuş benimle,konuş benimle'', diyen, sonra kendinden susan birisidir rodin.sık sık tutunduğu şifozreni krizleri sırasında ,usun üst boyutlarından çıkardığı eserleriyle dünyanın gelmiş gecmiş en buyuk heykeltraşcılarındandır.şiddet üreten, bunu hayatının her anında, etrafındaki tüm nesnelere,canlılara uygulayan biridir rodin.çoğu zaman yarattığı şiddeti kendi bedenine de yönlendirir.her şey der acının içindedir.bir eşikten gecilirse,acı sadece zevktir.acısından zevk duyandır.
sevgilisi camille claudel'le şiddet dolu bir temas içindeydi.normal ilişki değildi onların ki.dışarıdan bakılınca sadece sapkınlıkla nitelenecek hareketler, aslında kendi doğalarının hayvani yanlarını baskılamadan yaşama çabasıydı...
heykeli ülkemizde tımarhane önüne konan adam. ee ne demişler türkiye'de düşünen adam heykelini tımarhane önüne koyanlar düşünen adamın kendisini hapishaneye koyarlar.
bir gün " bir heykeli nasıl yapıyorsunuz ? " sorusuyla karşı karşıya gelir. kısa bir düşünme süresinden sonra cevabı duraksamadan verir : " taşın fazlasını atıyorum, geriye heykel kalıyor. "