hayatında müziğe özel yer ayıranların hatta bununla kalmayıp müzikli bir hayatta kendine yer ayırtan kişilerin izlemesi gereken bir film. özlemi doruklara kadar hissettiren ve ne kadar boş şeylere üzüldüğümüzü de gösteren bir film. Robin Williams bu filmde 'patch adams' 'daki rolüne nazaran kötü bir karakteri canlandırıyor ve bu işi de mükemmellikle beceriyor. * filmin en can alıcı sahnesi sonu değil de even'ın babası ile sokakta karşılaştığı sahne olmuştur benim için.
--spoiler--
Dinleyin. Duyabiliyor musunuz müziği? Ben heryerde duyabiliyorum.
Rüzgarda, havada, ışıkta. Müzik her tarafta. Tek yapmanız gereken dinlemek..
--spoiler--
Yıllar sonra tekrar izlediğimde bile sıcacık kalplerden oluşan, aşk ve müziğin görkemini hissettiren, herkesin arşivinde bulunması gereken mükemmel bir filmdir.
her defasında ağladığım film. bana neyi hatırlatıyor hiç bilmyorum, ruhsuz bir insanda değilim müziğin sesini hiç kısmadım kıstırmadım hayatımda ama sanki duymadığım bi şey var gibi, duyuramadığımda olabilir. başından sonuna neden ağlıyorum hiç çözemedim.
belki de ''neden biliyor musun çünkü seni duyamıyorlar.''
izledikten sonra 'şimdiye kadar nerdeydin be!' denilesi film. Konusu sıradan aşk filmlerinden oldukça uzaktır. Bayağı olmadığı her halinden belli olan bu film sonlara doğru gözleri doldurur böyle göz kıyıları benek benek yaş olur.
kirsten sheridan'ın yönetmen olup, robin williams'ın oynadığı 2007 abd yapımı müzikal film olur kendileri. *
nick castle ve james v. Hart'a gelince,
sorarım size;
bu güzelim müzikler daha sağlam bi senaryoyu haketmiyor muydu? Müzik aşkına doğru söyleyin.
Ama yine de, Ona rağmen fena değildi lan.
izlediğim en iyi müzik içerikli filmlerden birisi. Müziğin tanımı ancak bu kadar güzel yapılabilinirdi diyorum. Müziğe biraz olsun ilgi duyan çoğu kişinin beğeneceği bir film olduğuna inanıyorum.