izledikten sonra 'şimdiye kadar nerdeydin be!' denilesi film. Konusu sıradan aşk filmlerinden oldukça uzaktır. Bayağı olmadığı her halinden belli olan bu film sonlara doğru gözleri doldurur böyle göz kıyıları benek benek yaş olur.
her defasında ağladığım film. bana neyi hatırlatıyor hiç bilmyorum, ruhsuz bir insanda değilim müziğin sesini hiç kısmadım kıstırmadım hayatımda ama sanki duymadığım bi şey var gibi, duyuramadığımda olabilir. başından sonuna neden ağlıyorum hiç çözemedim.
belki de ''neden biliyor musun çünkü seni duyamıyorlar.''
Yıllar sonra tekrar izlediğimde bile sıcacık kalplerden oluşan, aşk ve müziğin görkemini hissettiren, herkesin arşivinde bulunması gereken mükemmel bir filmdir.
hayatında müziğe özel yer ayıranların hatta bununla kalmayıp müzikli bir hayatta kendine yer ayırtan kişilerin izlemesi gereken bir film. özlemi doruklara kadar hissettiren ve ne kadar boş şeylere üzüldüğümüzü de gösteren bir film. Robin Williams bu filmde 'patch adams' 'daki rolüne nazaran kötü bir karakteri canlandırıyor ve bu işi de mükemmellikle beceriyor. * filmin en can alıcı sahnesi sonu değil de even'ın babası ile sokakta karşılaştığı sahne olmuştur benim için.
--spoiler--
Dinleyin. Duyabiliyor musunuz müziği? Ben heryerde duyabiliyorum.
Rüzgarda, havada, ışıkta. Müzik her tarafta. Tek yapmanız gereken dinlemek..
--spoiler--