yeni nesil pek dayakla karşılaşmıyor ama biz çok dayak yedik. (not: 62 yaşındayım)
her lisede vardı böyle öğretmenler. dayağı bir yaşam biçimi haline getirmekten de öte, hakkının verilmesi gerektiğini düşünürlerdi. onlar için sadece bir otorite kurma, ceza verme yahut ıslah aracı değildi dayak. bir tablo yapmaktı, aşık olunan kadına bir şiir yazmaktı hatta amına koyim! (not: küfür ettiğim için özür dilerim)
okula başlar başlamaz üst sınıflar kulağınıza fısıldardı zaten; "naparsan yap x'i kızdırma" deyu.
işin en garip yanı, sınıf arkadaşı dayak yiyen adamın, o dayağı inanılmaz bir tutkuyla herkese anlatmasıydı;
- olm herif gömleğinden bir tuttu, tutmasıyla tahtaya vurması bir oldu. haluk bi on saniye kendine gelemedi. hoca halukun kendine gelmesini bekledi ki yediği dayağı tam idrak etsin. baktı, haluk kendine gelir gibi oldu baaaam kulağına en sağlamından geçirdi. haluk yere yığılınca hoca tekrar kaldırıp...
bu tip öğretmenleri kınıyorum. çok dövdüler lan beni.
bizim amatör lig maçlarımızı izlerdi çünkü aynı semtte oturuyorduk. semtin takımının maçlarını izlemeye gelirdi. cumartesi pazar günü olan lig maçlarında biz hata yapmış isek veya maçı kaybetmiş isek ertesi hafta içi düzenli olarak döverdi beni ve takım arkadaşım olan başka bir öğrenciyi *
hemen herkesin hayatında var olan öğretmendir. yeni nesillerde yok tabi.
ben oğlumu okula yazdırırken "eti senin kemiği benim öğretmenim" demiştim, adam "kaldı mı o günler yahu. yine de sebepsiz bir mutluluk hissettim" demişti.
sizin de dayakçı öğretmen anılarınız varsa paylaşır mısınız arkadaşlar?
Gittigim lise komple benimdi karşim, once arabasini sonra kendini sislerim. gittiğim dedigime bakma seksenden fazla (80+) devamsızlık yaptim, sanırım. Yıllar gecti.
lisede değil ama ortaokulda olmuştu, matematiği hiç sevmezdim bir gün yine matematik dersinde en arkada flüt çalmaya çalışıyordum kadın beni görmüş ve flütü alıp kafamda ikiye bölmüştü, sonra aynı kadının başka bir sınıfta başka bir öğrenciye silgi yedirdiğini duyduk kadın cidden arızalıydı.