Antalyanın merkezinde dolaşıyoruz. Kızım, annesi ve ben.
Kalekapısına doğru yürüdük. Yine idiş yolda yürürken soru yağmuruna başladı.
Olur olmaz sorulara olur olmaz yanıtlar veriyoruz. insanlar bir hayli çok. Herkes bir yerlere gidiyor. Bir yerlere yetişmeye çalışıyor. Akşam saatleri. Yani hava kararmış.
Kaleiçindeki bir türkü bara gidip Türkü dinleyeceğiz.
Sakin bir ortamda hem türkü dinleyip, hemde sohbet etmeyi planlıyoruz.
Kalekapısına geldiğimizde idilin soruları devam ediyordu ve bizde şu veya bu şekilde yanıtlar konduruyoruz.
idil soruyor
-Şu nedir baba?
-Hangisi idiş.
-Şuradaki adamı soruyorum?
-Heykel cici kızım.
-Niye oraya koymuşlar o heykeli.
-O heykel idiş Attalosun heykeli. Antalyaya adını veren adam.
-Antalyanın adını bu adammı koymuş yani?
-Evet.
-Onun adı neymiş baba?
-Attalos.
-Sen tanıyormusun onu baba?
-Yok idiş nereden tanıyayım. Çok eskiden yaşamış.
-Atatürkün yaşadığı zamandamı yaşamış?
-Yok idiş daha önce yaşamış.
-Daha eski zamanlardamı yaşamış?
-Evet idiş, çok çok eski zamanlarda yaşamış.
-Peki neden şimdi onun heykelini koymuşlar oraya?
-Antalyanın adını koyduğu için.
-Antalyanın adını koyduğu içinmi o adamı oraya koymuşlar.
-Evet idiş.
-O adamın adı neydi baba?
-Attalos.
-O adamda Antalyalımıymışda Antalyanın adını koymuş.
-Yok idiş O adam Antalyalı değilmiş. Makedonyalıymış.
-Peki o adam Mateponyalıysa niye Antalyaya gelmiş?
-Mateponya değil idiş, Makedonya.
-Aptalos niye Antalyaya gelmiş?
-Aptalos değil idiş Attalos.
-Aptalos dedim ya baba.
-Aptalos değil idiş, Attalos.
-E bende öyle diyorum ya baba anlamıyormusun. Aptalos işte.
-Sen Attalos demiyorsun, Aptalos diyorsun.
-Sen Aptalos demiyormusun baba.
-Hayır idiş Attalos. Hecele bakalım. At-ta-los.
-At-ta-los.
-Evet. Neymiş?
-At-ta-los.
-Evet. Aferin.
-Aptalos ne iş yaparmış baba?
-idiş Aptalos değil doğru kullanırmısın adamın ismini.
-Doğru kullanıyorum ya baba.
-Tamam tamam istediğin gibi söyle.
-Aptalos nerede çalışıyormuş baba.
-Nerden çıktı idiş şimdi. Attalos çok çok eski zamanlarda yaşamış. Bir gün buralardan geçerken kamp kurmuşlar. Komutanları varmış Büyük iskender diye birisi. Büyük iskenderle konuşurken ona demişki buraların adı Antalya olsun. Ondan sonrada buranın adı Antalya kalmış. Okula gittiğinde anlatırsın olurmu. Antalyanın adını kimin koyduğunu.
-Anlatırım.
-Ama Aptalos deme. Attalos onun adı.
-Bende zaten öyle diyorum. Aptalos.
-iyi öyle olsun.
-Aptalos nereliymiş baba?
-Attalos Makedonyalıymış.
-Mateponya nerede?
-Mateponya değil, Makedonya.
-Mateponya.
-Makedonya idiş.
-Mateponya.
-Yarın evde çalışırız buna.
-Yanlışmı söylüyorumda.
-Evet.
-Aptalos çok eski zamanlardamı yaşamış baba?
-Evet.
-Ne kadar eski zamanlarda yaşamış?
-idil şimdi öyle bir soru sordunki, nasıl tarif edeyim. işte çok eski zamanlarda yaşamış.
-Atatürktendemi eski zamanlarda yaşamış?
-Evet idil Atatürk daha dünyaya gelmeden önce çok çok eski zamanlarda yaşamış.
-Mateponya nerede baba?
-Ya idil bu sorunun yanıtını anlayabilmen için yazma okuluna gitmen lazım.
-Mateponyanın nerede olduğunu bilemezmiyim?
-Bu gibi şeyleri tam olarak öğrenebilmen için biraz daha büyümen gerekiyor.
-Yazma okuluna gidecek kadarmı büyümem lazım?
-Evet.
-Sizde habıre büyümen lazım diyorsunuz. Ben büyüdüm diyorum anlamıyormusunuz?
-Senin demenle olurmu?
-Ben büyüdüm ama.
-Dahada büyümen lazımın.
-Ağlarım şimdi.
-O zaman herkes sana bakar.
-Bakarsa baksın.
-Ama ben sana olması gerekeni söylüyorum. Neden kızıyorsunki. Biraz daha büyümen lazım. Hadi bir öpücük ver bakalım barışalım.
-Öpücük möpücük yok. Siz hep bana küçüksün diyorsunuz. Küstüm size.
-E ne yapalım idil. Büyüdünmü diyelim.
-Ben nezaman büyüyeceğim.
-Acele etme.
-Bana ne.
-Neyse idiş uzatma.
-Bana ne uzatırım işte. Sizde bana küçüksün demeyin.
-Tamam demeyiz.
-Demeyin. Ağlarım sonra.
-Tamam demeyiz dedim ya. Hadi bir öpücük verde barışalım.
-Öpücük möpücük yok.
-iyi öyle olsun.
-Baba.
-Efendim.
-Çikolata istiyorum. Yemeğimide yedim.
-Tamam birazdan alırım.
-Daha gelmedikmi müzik yerine?
-Daha gelmedik.
-Beni kucağına al yoruldum.
-Olmaz. Kucak mucak yok.
-Ya baba yoruldum ama.
-Tenbellik yapma.
-Tenbellik yapmıyorum. Ayaklarımın altı acıyor.
-Yaramazlık yapmaya gelince ayaklarının altı acımıyor ama küçük hanım.
-Ya baba. Ne olursun kucağına al.
-Olmaz . Geldik zaten.
-Bende ağlarım ama.
-Ağlarsan ağla.
-Anne ya babama bir şey de.
Annesi
-Baban haklı idil. Kucak yok.
-ikinize sinir oluyorum.
-Hani sen büyümüştün idil hanım
-Kızarım şimdi ikinize.
-Tabi işine gelmeyince çamura yatıyorsun.
-Çamur mamurmu var. Hani nerde çamur baba. Hani göstersene.
-Hadi idiş çamura yatma.
-Ya anne babama baksana bana çamura yatma diyor. Çamur mamurmu var yerde.
Annesi
-Mecazen söylüyor idil.
-Mecazen nedir anne?
-Yani mızıkçılık yapma demek istiyor baban.
-Of anne ya. Küstüm ben size. Konuşmuyorum artık sizinle.