atomculuk

entry2 galeri1
    1.
  1. uktedir...

    Maddenin atomlardan oluştuğunu ve evren­deki tek gerçekliğin "atom" olduğunu savunan felsefe öğretisidir. Yunancada ''A-tomos'' bölünemeyen, parçalanamayan anlamına gelir. Atomculuk öğretisine göre, maddenin artık daha fazla bölünemeyen ve daha küçük parçalara ayrılamayan en son par­çaları ''atomlar'' dır. Nasıl ki, dilde her kelime bir takım harflerin birleşmesinden oluşuyor­sa, eşya da, en küçük parçacıklar olan atomla­rın birleşmesinden meydana gelmektedir.

    Atomculuk öğretisinin başlıca temsilcileri, Abdera okulunun kurucuları olan Leukippos ve Demokrilos'tur. Fakat bunlardan önce, arada bazı farklar olmasına rağmen atomculu­ğun gelişmesinin iki basamağı olarak Empe-dokles ve Anaksagoras dünyayı bir takım ni­hai parçacıklardan oluşmuş sayıyorlardı. Hat­ta Anaksagoras bu parçacıkların sonsuz dere­cede küçük olduklarını bile söylemişti. Ne var ki, bu gözle görülemeyen sonsuz küçüklükteki unsurlara modern anlamıyla atom mahiyetini kazandıran ve atomculuğu inceden inceye işle­yerek eşsiz bir maddeci okul yapısı özelliğine kavuşturan ilk düşünür Demokritos olmuştur.

    Demokritos'a göre, eşyanın artık bölüncme-yen en son unsurları olan atomların ''sertlik'', yani nüfuz edilemezlik ve ''hareket'' gibi iki önemli özelliği vardır. Sertlik Özelliği, atomla­rın evrendeki yegane gerçek olduklarım göste­rir. Çünkü sertlik, "dolu" olan şeye işaret eder; Varlık adını almaya layık olan tek şey de ''do­lu'' olan şeyler, yani atomlardır. Bu sert atom­lar, yokluktan ibaret olan bir alanda hareket ederler. Buna ''boş mekan'' adı verilir. Boş me­kan, gerçek değil, bir ''hiç'' tir. Evrendeki tek değişme de, işte atomların boş mekandaki bu hareketinden ibarettir.Varlıkları meydana getiren atomlar, birleş­me ve ayrılmalar ile hareketi, o da evrendeki değişmeyi gerçekleştirir. Fakat bu değişmede ne Empedokles'in ileri sürdüğü gibi bir rast­lantı, ne Anaksagoras'ın düşündüğü şekilde bir amaç(tetos) sözkonusudur. Çünkü atomla­rın hareketi niceliklerine bağlı olarak zorunlu­dur, dolayısıyla evrende bir zorunluluk bulun­maktadır. Ayrıca bu zorunluluk hep aynı şekil­de sürüp gider. O halde evrendeki değişme mekaniktir. Çünkü zorunluluk ve nedensellik, atomların hareketinden dolayıdır ve bu da ha­reket ve değişmeye mekanik bir mahiyet ka­zandırır. Böylece, Demokritos atomculuğu mekanikçi bir evren görüşüne ulaşır.

    Öteyandan Demokritos atomculuğu, Empe-doklcs ve Anaksagoras atomculuğundan da ayrılır. Demokritos atomlarda niceliksel özel­likler bulunduğunu ileri sürerken, diğerleri atomların niteliksel özelliklere sahip oldukla­rım da savunur. Ayrıca, özellikle Anaksago­ras, atomların parçalanacağını da kabul et­mektedir.

    Ne var ki, Demokritos ve dolayısıyla atomcu­lar, bütün olarak herşeyin yalnızca atomlar­dan oluştuğunu ve gerçek olan tek şeyin atom­lar olduğunu söyledikleri için bir katışıksız bi­rer maddecidirler. Onlara göre her şey zorun­lu ve mekanik bir nedensellik ile hareket et­mektedir. Bu düşüncenin, yaratıcı ve düzenle­yici bir Tanrı anlayışına yabancı olacağı doğal­dır. Çünkü amaçsız ve zorunlu bir mekanik or­tamda artık evreni belirli bir amaçla yaratan ve düzenleyen bir Tanrıya yer veya gerek yok­tur. Aslında maddi olan atomların varolabil-mesi için, maddi olmayan (hiç olan) boş meka­nın şart koşulması atomculuğun açıklanması ve çözümlenmesi mümkün olmayan temel bir çelişkisidir. Buna bir de şu noktayı eklemek gerekir: Demokritos, evrenin sonsuz olarak bölünemeyeceğini söylüyor. Çünkü evren son­lu olan parçalardan,yani atomlardan oluşmuş­tur. Fakat cisimlerin içinde bulunduğu mekan sonsuzca bölünebilen bir şeydir. Böylece bu ''boş mekan'' oldukça garip bir nitelik kazan­mış oluyor: Bir yandan o bir ''hiç'' tir, varlıktan mahrumdur; öte yandan tek gerçek sayılan şe­yin, yani maddenin varolmasının ve buna bağ­lı olarak hareket etmesinin, değişmesinin ve oluşumunun temel, hatta tek şartı kabul edil­mektedir. Bu bakımdan Dcmokritos'un Atom­culuk anlayışı düalist bir nitelik kazanmakta ve bu da onun maddeci felsefesinde giderile­meyecek bir çelişkiyi içinde barındırmaktadır.

    devamı için:

    http://209.85.135.104/sea...l=tr&client=firefox-a
    1 ...
  2. 2.
  3. atomculuk öğretisinde maddenin, gözle görülemeyen ve bölünemeyen en küçük parçacıklarına atom denilmiştir. oysa günümüzde atomdan daha küçük proton ve nötron gibi parçacıklar bulunmuştur ve hatta bunların altında alt-parçacıkların olmasının mümkün olduğu tahmin edilmektedir. atomculuk öğretisindeki felsefi yaklaşım, gözlenemeyen ve sadece spekülasyonun konusu olabilen dünyaya ulaşmadaki yetersizliklerden dolayı gözlenen evreni açıklamada yetersiz kalmıştır. mikroskoplar icat edilip geliştirildikçe önce biyoloji ve biyoloji felsefesinde, daha sonraysa mikro fizik ve bu alanla ilgili felsefi konularda çok önemli gelişmeler oldu.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük