hani yaşadığımız devirde artık olması zor bir ihtimal ama yine de merak edilir, ayrıca insanoğlu bilinmez bir varlık, olmamasını isteriz ama bir hatayla ola ki ankara'nın ortasına, farz-ı misal kızılay meydanına bir atom bombası düştü. eğer o sırada anıtkabir civarlarında ve daha uzakta isen bundan etkilenmeden kurtulma şansın var. ya da gençlik parkından biraz ötedeysen de aynı. aynı şekilde cebeci kampüsünden de uzaktaysan. kızılaya bunlardan daha yakında isen yakınlık derecene göre etkilenme oranın da değişir. meydanda isen zaten gittin. meydandan en fazla 500 metre civarı uzakta isen yine gittin. 1 kilometre civarı uzakta isen basınç ve radyasyondan büyük tahrip olur. 15-20 km uzakta isen burada evler fazla hasar görmez. bundan sonrası zaten güvenli bölge. kaç git yani. nereye kaçtığın da önemli tabii. sonuçta rüzgarla taşınacak bu radyasyon o yüzden olabildiğince uzağa gitmemiz gerekir. ayrıca yukarı yükselen buluttaki sinsi radyoaktif partiküller yaklaşık bir saat sonra malum aşağı inmek zorunda. bunun adına da bilimsel olarak radyoaktif serpinti denir ki en tehlikeli olan da budur. rüzgar müzgar derken 1 saat sonunda bu parçacıkların nereye savrulacağı da pek belli olmaz ama yine etrafta bir yere inerler. bu sırada buralarda olmak pek iyi değildir çünkü zaten radyasyonun öldürücü etkisi ilk anda değil de asıl buradan sonra başlar. bu andan sonra sığınaklı evlerde olmak en mantıklı seçenektir. yani toparlarsak neymiş, ilk olarak bomba patladığında çıkacak olan ışığa bakmamamız iyi olurmuş. ışığı gördüğün andan itibaren 30dk-1 saat içinde sığınaklarımıza gitmemiz gerekir. baktın sığınak falan hiçbir şey yok, o zaman anı güzelleştirmeye bak.
Koli bandı ile bütün pencere kenarlarını kapı altlarını anahtar deliklerini kapatın ve bi 10 dakika kadar bekleyin sonra çıkıp market yağmalıya bilirsiniz.