bütün gün arkadaşınızla/sevgilinizle/eşinizle/akrabanızla gülüp eğleniyor, kâh hayatın mezbeleliğinden gem vuruyor, kâh işyerinden/okuldan memnuniyetsizliğinizi dile getiriyor, kâh birini çekiştirip dedikodu yapıyor, kâh bir kafede bir şeyler içip saçma sapan esprilere gülüyorsunuz.
sonra bir karanlığın içine giriyorsunuz. orada size bugün yaptıklarınızın ne kadar anlamsız olduğu yüzünüze tokat gibi vuruluyor. her şey bitip aydınlığa çıktığınızda, omuzlarınızda büyük bir ağırlık, yüreğinizde kocaman bir yumru, dilinizde ağız dolusu küfür ve gözlerinizde biriken yaşlar kalıyor. sadece Sevgi ve edip gibi binlercesinin haykırışları var kulaklarınızda. havanın soğukluğu işlemiyor bedeninize ve yanınızdaki her kimse bir yabancı gibi oluveriyorsunuz. bu kadar bilinmezken ya da göz ardı ediliyorken bu yediğiniz tokat çok acı geliyor. tekrar konuşmaya başlamak, gülüp eğlenmek ne zor. hep susmak ve eve gidip yorgana sarılıp ağlamak... bütün istediğiniz bu.
işte atlıkarınca böyle bir etki yapıyor insan bünyesinde.
mutlaka ve mutlaka izlenmesi gereken bir film. binlerce ailenin, binlerce çocuğun yaşadığı gerçekliği sizde yüreğinizde yaşayacaksınız.
istanbul film festivalinin ulusal yarışma bölümünde yer alan filmdir. ensest ilişkileri konu alması bakımından zor gözüken bir filmdir. gidilmesi icab edilir.
sercan badur ve nergis öztürk yeter de artar kadroya. 18 martta sinemalarda görebileceğimiz filmdir. dört gözle bekliyorum açıkçası.
--spoiler--
erdem, sevil ve çocukları edip ve sevginin küçük bir kasabada süren yaşamları, sevilin annesinin felç geçirmesi sonucu istanbula taşınmalarıyla değişmeye başlar.
aradan geçen on yıl içinde edip yatılı okula gitmiş ve evden uzaklaşmış, erdem ise hala her zaman ulaşmak istediği iyi bir yazar olma hayalinin peşindedir.
sevginin ani bir şekilde değişen tavırlarını, içine kapanmasını ve mutsuzluğunu fark eden sevil evde yaşanan bazı olayları sorgular ve kapalı kapılar ardındaki karanlık sırrı keşfeder.
söylenemeyenler, çocuklukta açılan yaralar, suskunluklar bir gün çatlaktan sızmaya başlayınca oluşturduğu girdap da bütün aileyi paramparça eder.
erdemin beklenmedik ölümü bu cehennemden kurtulmaları için yeterli olacak mıdır? yoksa ailenin her üyesi hayatları boyunca tek başlarına taşımak zorunda kalacakları gerçeklerle baş başa mı kalacaklardır?
--spoiler--