Atlı Karınca'nın yaklaşık 200 yıl kadar önce istanbul'da boy gösterdiği ilk günlerde adı "Atlı Karaca" idi. Bunun nedeni, bir at ile bir karaca'nın yan yana oluşuydu. Erkek çocukların ata, kız çocuklarının ise karacaya binmesi düşünülmüştü. Ne var ki kız çocukları da ata binmek isteyince karacalar kaldırıldı ve yerlerine at konuldu. Zamanla da atlı karaca adı atlı karınca oldu.
Peki bir binek hayvanı olmamasına rağmen "Karaca" konuldu? Bu konudaki yaygın görüş italyanca Atlı Karınca'ya "Carousse" denmesi ve bu sözcüğün dilimize geçerken okunuşu benzediği için "Karaca"ya dönüşmüş olması. italyanca Carousse ve ispanyolca "Garusso" sözcüğü savaş oyunu anlamına gelmektedir.
Atlı Karınca'nın tarihi ise 12. yüzyıldaki haçlı seferleri sırasında Arap ve Türklerin hem at sürücülerini eğitmek hem de eğlendirmek amacıyla oynadıkları oyuna dayanmaktadır. Bu oyunda biniciler, bir daire içinde dörtnala at sürerken birbirlerine top fırlatırlardı. Süvarilerin binicilikte ustalaşmak için bir egsersiz olarak gördükleri bu oyun Avrupalılar tarafından geliştirildi. Onlarda at sürerken mızrağa halka atmaya çalışırlardı. Sonra canlı hayvanların yerini tahtadan yapılanlar aldı. Bir süre sonra da bunların asıl işlevi unutularak bir eğlence aracı haline geldi.
Sokak aralarında gezdirilen versiyonu vardır. Bunlardan bir tanesini 2012'de Şanlıurfa'da gören bir adam olarak yazayım dedim. Altında bir teker, yukarıda kare bir demir ve demire bağlı 4 adet salıncak. Bir de çevirmeli kol var. Adam çeviriyor, atlı karınca dönüyor. 1 TL ödeniyor.*
Ilksen başarır ve mert fırat'ın rolleri paylaştığı aile içi ensest filmi. Daha da güzel işlenebilirdi. Ayrıca birkaç yerde tepeden inen mikrofonu da görmeseydim iyiydi.
Erdem, Sevil ve çocukları Edip ve Sevginin küçük bir kasabada süren yaşamları, Sevilin annesinin felç geçirmesi sonucu istanbula taşınmalarıyla değişime uğrar. Edip, yatılı okulda olduğu on yıl boyunca evden uzaklaşmıştır; Erdemin ise iyi bir yazar olma hayalleri sürmektedir. bir şekilde değişen tavırlarını, içine kapanmasını ve mutsuzluğunu fark eden Sevginin ani tavır değişikliklerinden şüphelenen Sevil, evin içerisinde yaşanan bazı olayları sorgulamaya girişir ve yıllardır kapalı kapılar ardında saklanan sırrı keşfeder. Erdem bir trafik kazasında yaşamını kaybedince, ölümü ailede yeni sırların ortaya çıkmasına neden olur. Küçük bir ailenin her üyesi hayatları boyunca tek başlarına taşımak zorunda kalacakları gerçeklerle baş başa kalır.
korkunç ve saçma bir alet. eksenin etrafında dönerken yukarı ve aşağı salınımlar fikri üzerine inşa edilmiş makine ve bu esnada da etrafı gözlemleyerek el sallayıp gülümsemeniz beklenen işkence. işkence ve makine, kesin çinliler bulmuştur bunu. çoluğunuzu çocuğunuzu yeğeninizi uzak tutunuz bu meretten, zira ileride kafa yapacak başka şeyler arayabilirler. tatilyada su kayağı vardı mesela onun gibi aletlere götürün.
istanbul film festivalinde yer bulamayıp izleyemeyişim yetmezmiş gibi istanbul il sınırlarında oynatıldığı bir salon bulamadığım, ensest ilişkiyi konu alan mert fırat-ilksen başarır filmidir. *
özellikle o zenci fakir çocuğun hergün önünden geçtiği dükkanda vitrinde duran akülü siyah porsche'ye baktığı vakit bizimde ağzımızın suyu akardı. zengin bebesinin mercedes'i de güzeldi gerçi. sonra bir gün ne görelim, porsche gitmiş. bizim zenci gariban ağlamaklı vaziyette sorduydu dükkan sahibine "amca nereye gitti bu araba?" diye. adam "sattık" dediğinde şerefsizim acayip üzülmüştüm. sonra eleman üzgün üzgün eve gitmiş ve marangoz olan babasının piyangodan kazandığı parayla o arabayı satın aldığını öğrenmişti. sevinç gözyaşları sel olup akmıştı.
ziyaretçiler ile birlikte kaçırmadan takip ettiğim tek diziydi.
Günaydın bayan gonzales diyerekten sınıfa giren öğretmenlerini karşılayan bir grup latin amerika çocuğunun maceralarının anlatıldığı eski bir çocuk dizisi. kafadan 20-25 senesi vardır. Trt'de yayımlanırdı bütün öğrenciler pembe beyaz giyinirdi. Dombili bir eleman vardı haime pahilio diye. severek izlerdik.