örtü örtülür, takı takılır, giysi giyilir, atkı atılır. isim zaten ne yapılması gerektiğini dilbilgisi olarak söyler.
ancak dil sadece dilbilgisinden ibaret değil; bir de "kullanış" diye bir unsur var. "atmak" fiili atkıya ne kadar uygun olsa, hatta atkı nesnesinin kökeni dahi olsa yine de böyle bir kullanış mevcut değil. atkı ihtimalleri:
giymek: kullanışta var mı? yok. neden yok, türkçe'de giyilen nesneler vücudun sözkonusu kısmını tamamen örter, ancak daha da önemlisi bir veya iki tür kullanış şekli vardır. mesela bir ceketin vücudun neresine nasıl "giy"ilmesi gerektiği kesiminden, şeklinden bellidir. cekete bunun dışında bir muamele yapılırsa artık ceket giyilen değil, belki bele "dolan"an ya da omuza "at"ılan bir hale dönüşür. atkı nesnesi şekil itibari ile değişik fonksiyonlara sahiptir, vücudun neresine konacağına dair bir ipucu barındırmaz. dolayısıyla atkı giyilmez.
dolamak: yapılan eylem aslında budur, atkı "boy(u)na" dolanır. gelgelelim yine kullanış meselesinden dolayı "atkı dolamak" o kadar da sık duyulmaz. burada ipucu "ip"tir: ipi boynuna dolamak ne anlama gelir, neyi çağrıştırır? ölüm. atkı şekil itibari ile ipi andırır, dolayısıyla bu fiil pek tercih edilmez, ama arada kullanılır.
takmak: atkıyı kolye gibi düşünce, malum kolye takılır. zaten boyun bölgesine yapılan zarif yaklaşımlara takmak (iliştirme manasında), tehlikeli yaklaşımlara ise dolamak fiilleri tercih edilir. dolayısıyla atkı ile sık olarak tercih edilen eylem "takmak"tır.