atilla yayla

entry152 galeri1 video2
    26.
  1. arabasının arkasına "anti-kemalistsin dediler ders vermediler" yazması gereken kişi
    4 ...
  2. 27.
  3. ancak güzelce tanımladığı bir teze antitez beklenebileceğinin farkında olması muhtemel profesör.

    muazzez ilmiye çiğ ile karşılaştırılması henüz komiktir, zira çiğ durumun tarihsel gelişimini akademik çalışma ürünü olarak anlattıktan sonra, günümüzdeki durum hakkında yorum yapmıştı.

    sayın yayla'da bunu göremiyoruz. fark ettirmeden özgürlüğün ihtiyaç duyduğu kurumları tanımlamış (olmazsa olmaz herhalde), ve günün koşullarına (islamiyetten batıcılığa geçiş aşaması) uygun yorum yapmak yerine oldukça kurgusal ve keyfi bir tutumla topyekün kötüleme yoluna gitmiş*. kötü olmuş diyoruz, puan veremiyoruz.

    tekrar verilmesi gerek bir bkz varmış.
    (bkz: ad hominem)
    1 ...
  4. 28.
  5. Türkiye'nin demokrasi acizliğine malzeme olmuş üniversite hocasıdır. Böylece ülkemizde karşıt görüşlere gösterilen saygı ve anlayışın (!) * ne derece olduğunu da içinde bulunduğu durum itibarıyle gösteren öğretim görevlisidir. Elif Şafak,Orhan Pamuk,Atilla Yayla... sırada linç edilecek kim var merak ediyorum açıkçası.Umarım Gazi üniversitesi aleyhine açacağı davayı kazanır da herkes öğrenir bu ülkede kimsenin Kemalist olmak zorunda olmadığını. ***
    3 ...
  6. 29.
  7. linç furyasına katılarak refleks güdükleştirmesine sebep olan profesör. congrats çekip çekip oturuyoruz.
    1 ...
  8. 30.
  9. liberal $ahis, kendince thinking man. birakin insanlar hakaret icerikli kelimeler kullanmadikca istedikleri her $ey hakkinda olumsuz fikirlerini beyan etme ozgurlugune sahip olsunlar yani ele$tirebilsinler. evet, yine birakin hatta ve hatta siktir edin, hic umursamayin.

    kemalizmi gericilik olarak tanimlami$, tanimlasin. mustafa kemal ataturk bahsederken "bu adam" tamlamasini kullanmi$, kullansin. sen kemalistsen ve mustafa kemal i saygiyla anip mustafa kemal den bu adam diye bahsetmiyorsan...

    sorun nedir? kimin umrunda yamuk agizli bir adamin kemalizm hakkindaki du$unceleri?

    not: ayrica bu adamin cok uyuz bir sesi var, konu$urken de kelimeleri yutuyor ve dinlenilemez bir hal aliyor konu$masi.
    1 ...
  10. 31.
  11. ab kıyak fonundan aldığı 400 bin euro'yu kendisi de onaylamış hocadır aynı zamanda.

    http://www.hurriyet.com.t...2&srid=3428&oid=2
    1 ...
  12. 32.
  13. kimsenin hakkındaki "vatan hainliği" suçlamasını ciddiye almadığı, hakkında açılan inceleme ve soruşturmanın da hukuksuz olmadığı profesör. bu kadar "haksızlığa uğradı, düşünce suçu, kem küm" neden edilir bilinmez.

    "Anayasa'nın ve yasaların, ''Atatürk ilkelerine bağlı öğrenci yetiştirilmesini'' öngördüğünü vurgulayan Prof. Dr. Yamaç, Atilla Yayla'nın bu gerekçelere dayanarak bugünden itibaren fakültede ders verme görevinden uzaklaştırıldığını bildirdi. Prof. Dr. Yamaç, inceleme ve soruşturma sonuçlanıncaya kadar Yayla'nın ders veremeyeceğini sözlerine ekledi."

    eğer bu bir sorun olarak addediliyorsa adres anayasadır -ki kaynağıdır bu düzenin.
    3 ...
  14. 33.
  15. engin ardıç tarafından hadiseye bugün son nokta konulmuş, faşizm yanlılarına ayarın tırtıklısı verilmiştir.

    buyrunuz:

    http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=59324,10,2

    "Profesör Atilla Yayla, Gazi Üniversitesi'nden kovuldu. Kibarcasını söylüyorlar, 'ders vermekten uzaklaştırıldı' diyorlar. Canım belki kovulmadı da kızağa çekildi, sonuç pek değişmez.

    Suçu neymiş? Atatürk'e 'bu adam' demiş...

    Hayır, dememiş! Anlama özürlü olmak için Babıali kaşalotu olmak yeterli de, üniversite yöneticisi olmak gerektiğini yeni görüyorum.

    'ileride artık bizlere neden her yerde bu adamın heykelleri, fotoğrafları var diye soracaklar' demiş. Yani 'bu adam' tanımını kendi ağzından kullanmıyor, kendini Avrupalıların perspektifine yerleştirip o açıdan, onların ağzıyla soruyor, soracaklar, öyle diyecekler, diyebilirler diyor...

    Ben ondan daha büyük bir suç işlemiş, başkasının gözünden değil kendi ağzımdan 'adam' demiştim Atatürk'e, hadi beni de gazeteden kovsunlar.

    Amacım Atatürk'ü uzaylı gibi görenlere onun insan olduğunu hatırlatmaktı. Tepki gösterenlere de 'ne yani, adam değil de kadın mıydı' diye soruyordum, ağızlarını açamıyorlardı.

    Profesör Yayla aynı zamanda Kemalizm'in 'ilerlemeden çok gerilemeye tekabül ettiğini' söylemiş. ikinci suçu bu.

    Bunu şeriatçı olduğu için mi söylemiş? Hayır, liberal olduğu için söylemiş. Bu ülkede liberal olmak da suç.

    'Şapka devrimi bizi geri götürdü' anlamında falan değil yani, özgürlükler açısından konuşmuş... Kastettiği, şeker fabrikası, çimento fabrikası yapımı türünden 'ekonomik ilerleme ya da gerileme' falan da değil...

    Haksız mı? Bu ülkede 1925-1945 arasında tek parti diktası yaşanmadı mı? Cumhuriyetin bu on yılı, hem çok partili parlamenter meşrutiyet dönemine, hem de cumhuriyetin ilk iki yılına oranla demokrasi açısından daha 'geri' değil midir?

    Bu adamı niçin kovmuşlar? Adı 'Gazi' olan bir üniversiteye yakışmadığı için.

    Ben de soruyorum: Madem Gazi Üniversitesi bu kadar Atatürkçü, adı niçin Gazi Üniversitesi?

    Niçin 'Atatürk Üniversitesi' değil? Niçin, Atatürk'ün alt tarafı 1921 yılından 1934 yılına kadar, yani 'soyadı devriminden önce' kullanmış olduğu bir ünvanı taşıyor?

    1934 tarihli devrim yasasına göre bu ülkede 'efendi, ağa, paşa gibi ünvan ve lakapların kullanılması' yasaklanmamış mıydı? işte ben de Gazi Üniversitesi hakkında suç duyurusunda bulunuyorum, devrim yasasını çiğnemektedir!

    Örneğin hepiniz suç işliyorsunuz, Orgeneral Büyükanıt'a 'Yaşar Paşa' derken!

    Ne kadar gülünç, değil mi? Ama şaka kaka oluyor ve bir hocanın hayatı kaydırılıyor.

    Bir profesörün, görüşleri ne kadar aykırı olursa olsun, onları özgürce dile getirmek hakkı var mıdır? Medeni memleketlerde vardır, Türkiye'de yoktur. Yanılma hakkı da var mıdır? Evet, yanılma hakkı bile vardır. Burada yoktur.

    Bu profesör, hakaret mi etmiş, galiz bir kelime mi kullanmış, yalan beyanda mı bulunmuş, iftira mı etmiş, ahlak dışı bir suçlama mı yöneltmiştir? Hayır, yalnızca kendine özgü 'siyaset sosyolojisi' görüşlerini belirtmiştir.

    Bu bilim dalı 'exact' bir bilim dalı mıdır? Hayır. Yoruma ve tartışmaya sonuna kadar açıktır. Örneğin profesör 'iki kere iki beş eder' ya da 'su yüz derecede değil doksan sekiz derecede kaynar' şeklinde mi saçmalamaktadır? Hayır.

    Sözkonusu profesör, aykırı görüşlerini, çocuklara ders verirken mi dile getirmiş, onların beyinlerini mi zehirlemiş, kötü yola mı düşürmüştür? Hayır, bir siyasi partinin panelinde söylemiştir.

    Sözkonusu siyasi parti, ülkemizi yıkmaya ya da bölmeye yönelik Daşnaksutyun Partisi, ya da Partiya Karkere Kürdistan falan gibi yasa dışı bir suç örgütü müdür?

    Hayır, ülkede şu anda iktidarda bulunan, hükümeti kurmuş 'legal' çoğunluk partisidir.

    Ben burada ne o partiyi savunuyorum, ne de Profesör Yayla'yı... O partiye oy vermem... O profesörü de tanımam etmem, babamın oğlu değildir, ölmüş kalmış bana ne?... Çok şükür Avrupa Birliği'nden para ya da destek de almıyorum... Ben burada bir 'zihniyeti' eleştiriyorum.

    Bir soru daha soruyorum: Türkiye bu kafayla Avrupa Birliği'ne girebilecek midir?

    Hayır. Zambia girecektir, Türkiye giremeyecektir.

    Ama profesörü harcayanların istediği de 'girmemek' değil mi aslında?"
    9 ...
  16. 34.
  17. kendini galileo'ya benzetmiş ve "bedel ödemeye hazırım" demiş. bakalım ne olacak?

    http://www.zaman.com.tr/w...r/haber.do?haberno=459464
    1 ...
  18. 35.
  19. eleştiriler üzerine elle tutulacak argumanlar sunmak yerine, içki içerim, çapkınımdır, hatta ateist bile sayılabilirim diyerek kendini savunmayı tercih etmiş şaşkın kişidir. derslerinde de öğretilerini bu tür bir mantıkla savunuyorsa vay onun profesörlüğüne.
    2 ...
  20. 36.
  21. engin ardıç oldukça bu ülkede artık biz yazarların kalem kıpırdatması bile gerekmiyor yerine göre. nasıl mı?

    http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=59324,10,2

    akşam gazetesinden alıntı...
    4 ...
  22. 37.
  23. soğuk savaş döneminin öncesindeki ve sonrasındaki değişimler, dağılmakta olan bir imparatorluktan çekirdek ama sağlam bir bölümün daha yeni kurtulmuş olması, yüzlerce hatta binlerce yıldır demokrasi görmemiş bir toplumun taze bir devletle demokrasi ile tanıştırılması gibi süreçleri atladığı, anakronizm tarzı bir hataya düşerek, eline aldığını, kuramsallaştırılma yaşı tarihle bir olmayan bir çeşit argüman silsilesiyle ve hiç bir zaman kesin doğru olduğuna dair garanti veremeyeceği "her zaman doğru ölçen cetvel" ile hassas bir konuda kesip biçmeye çalıştığı için eleştirilen profesör. kendini hatalı mantığına rağmen galileo'ya benzetmesi ise trajikomiktir, aşağılamadır. zamanın evvelinde mi ötesinde mi acaba kendince?
    4 ...
  24. 38.
  25. sanırım asıl tepkisi 1950 öncesinin demokrasi ve liberal haklar bakımından güllik gülistanlık ve özgürlüklerin inanılmaz ölçüde geniş olduğu bir dönem gösterilmesine olmuştur ve ülke ileri gitmedi dediği husus engin ardıç'ın da belirttiği üzere demokrasi, insan hakları ve özgürlükler olmuştur.

    tarihin çarpıtılmasıdır asıl sorun, herşeyin olduğu gibi verilmesi değil; nitekim yüzlerce yıl çarlık, ardından 70 yıl da komünizmle yönetilen ülkeler şimdi kişisel hak ve özgürlükler bakımından bizden ilerideyse sanırız bizim de şapkayı önümüze koyup bir düşünmemiz isabetli olacaktır.
    2 ...
  26. 39.
  27. biri cikiyor ve kemalizmi gericilik olarak tanimliyor biz de hemen saflarimizi aliyoruz ve sozluge du$uncelerimizi zaman kaybetmeden, hunharca dokturuyoruz. dikkate aldigimiz tek $ey kelimelerden olu$san o cumle, o cumlenın kimin neden nasil ve nerede soylendigi bizi ilgilendirmiyor.

    zaten kazinmi$ beyinlerimiz kemalizmin harfleriyle, liberteryenizm icin olup bitiyoruz, takiyoruz at gozlugumuzu ele$tiriyoruz. sadece kendi bildigimiz dogru, tek hakli biziz.

    tabii.
    2 ...
  28. 40.
  29. kastını aşan bir formata ulaşmış profesördür. bir kaç düzeltme yaparak herkesin katılacağı hale getirebileceği hataları düzeltmeyip üzerinde durmaya çalışmaktadır.

    günümüzdeki kemalizm anlayışını ya da atatürk'ün yanlış anlaşıldığını anlatsa, atatürk adıyla ülkede baskıcı bir yapının peydah edildiğini söylese, bugünkü seçim sisteminin ve iktidarın da bu yanlış bakış açısının ürünü olduğunu açık açık söylese, %30'un %80'e tahakkümünün saçmalığından bahsetse* keşke.

    ama hayır, heykellerden bahsederek bel altından vuruyor. son tartışılması gereken şeyi başa almanın zevk verdiğini zannediyorum kendisine.

    o doğru saçmalıklardan bahsetmiyor, ben de -üstüme vazifeymiş gibi- sansasyon yaratan fikirlerinin saçma olduğunu düşünüyorum.

    bir baksanız iyi olur,
    (bkz: saçma)
    4 ...
  30. 41.
  31. bu ülkenin gerek düşünsel gerek pratik-teknik her alandaki gelişmesinin önündeki en büyük engel ve 'gerçek gericiler' olduklarının farkında bile olmadıkları gibi bilakis kendilerini millet için bir 'lütuf' ve milletin üstünde millet adına karar vermeye kerameti kendinden menkul biçimde 'ehil' sayan bir elit(ist)(!) grubun ve onların piyonları olan 'okumuş' insanların büyük heyecanla 'saldırdığı' gerçek bir demokrat...
    2 ...
  32. 42.
  33. ergun babahanın düsünce kabızı insanlara kapak gibi yazısını okumak için kollarınızı sıvayınız.sindire sindire okuyunuz.yazı 23 kasım 2006 tarihinde sabah gazetesinde yazılmıstır

    Üniversitede yargısız infaz

    Türkiye'de liberal düşüncenin önde gelen isimlerinden Prof. Atilla Yayla, AKP izmir örgütünün düzenlediği panelde yaptığı konuşmanın ardından üniversiteden uzaklaştırıldı.
    Olay, Yeni Asır'ın Yayla'nın konuşmasını haberleştirmesiyle başladı. Grubumuzun gazetesi Yeni Asır'ın yaptığı da haberden çok, yargısız infazdı.
    Konuşmanın tam metni okunmadan, Yayla'nın ne dediğine bakılmadan bir küfür yağmuru takip etti.

    Yayla, sonuç itibariyle Türkiye tarihini değerlendirmiş ve buna ilişkin kimi yargılarda bulunmuştu.
    Bunlara katılır veya katılmazsınız bu ayrı.
    Ama Yayla'nın bilimsel temele dayandırdığı görüşlerini açıklama hakkını elinden alamazsınız.

    Türkiye giderek tuhaf bir ülke haline geliyor. islam'a ilişkin tartışma, dine hakaret çerçevesi içinde susturulmaya çalışılıyor, Kemalizm'e de...
    TESEV'in araştırmasına göre halkın önemli bir bölümü "Oldukça dindarım" demiş ama görünen o ki, en azından sesi yüksek çıkanlar "Oldukça faşist."
    Haydi diyelim ki, küfredenlerin önemli bir bölümü yazıyı okuyup anlamadan, gazete başlığından yola çıkıp Yayla'yı infaz etti.

    Peki üniversiteye ne demeli?
    Bunlar üniversitenin ne demek olduğundan habersiz. Üniversite eğitimini, lise öğretimi ile karıştırıyorlar.
    Bunların üniversitesinde bilimadamı da, öğrenci de tek tip olacak. Recep Peker geri geldi sanki.

    Eğer üniversitenin resmi görüşünün dışına çıkarsan, Kemalizm'i eleştirirsen aforoz ediliyorsun. Tıpkı Yahudilerin, Katoliklerin resmi inançtan sapan üyelerine davrandığı gibi davranıyorsun.

    Bu üniversite tek doğrunun olduğu ibadethane midir ki, senin görüşünden farklı bir görüş ortaya koyanı hemen aforoz etme hakkını kendinde buluyorsun.
    Üniversite, F Tipi cezaevi midir ki, tek tip elbise giymeyeni cezalandırıyorsun.
    Elbette her sosyal bilimcinin bir ideoloji olarak Kemalizm'i değerlendirme, eleştirme hakkı vardır. Sosyal bilimcinin görevi sorgulamaktır, düzenin temsilcilerinin görüşlerini aynen tekrarlamak değil...

    Bir başka bilimadamı çıkar, bu görüşün doğru olmadığını söyler, tezlerini ileri sürer, ona da herkes saygı gösterir.
    Ama bilimsel bir görüşü, karşısında bile olsanız, küfürle susturmaya çalışırsanız "Ortaçağ karanlığına" saplanıp kaldığınızı göstermiş olursunuz. (O ortaçağ karanlığında ispanyol Vittoria'nın rektörü, profesörün ders içeriğine müdahaleye kalkan krala bile meydan okuyordu.)

    Bu gelişmeler gösteriyor ki, ülkenin sorunu ceza yasaları ve maddelerinden çok, toplumun bir kısım kanaat önderlerinin çapsızlığı, hoşgörüsüzlüğü ve farklı fikirlere tahammülsüzlüğüdür.
    Siz yasaları istediğiniz gibi değiştirin, kafaları değiştiremezseniz, Ortaçağ karanlığından kurtulamazsınız.
    4 ...
  34. 43.
  35. an itibariyle kanal d'de 32.gün de canlı yayın konuğu olan olay kişilik.
    0 ...
  36. 44.
  37. engin ardic atilla yayla hakkindaki, bazilari tarafindan pek bir sevilip referans alinan, yazisinda "bu adam demeyip de bu kadin mi deseydi" diyerek kalitesini gostermistir. vay be olay bu kadar basitmis. guzel oglan ne guzel aciklamis.
    5 ...
  38. 45.
  39. 32. gün programının sonunda liberal düşünce topluluğunun abden aldığı paraları nerelerde kullandığını anlatarak belden aşağı vurmaya çalışanlara gereken cevabı vermiş kişidir.
    5 ...
  40. 46.
  41. ab tarafından verilen fonlardan vs dolayı gerçekten hain olduğuna inananlardan ve hakkında bağırarak çağırarak konuşanlardan dolayı gerçekten de açıkladığı düşüncelerinin üzerinde pek durulmayan profesör. kendisi de "çapkınım, içerim, ateist bile olabilirim" diyerek bunu destekliyor. çok ilginç.

    düşüncesini savunma, ortaya koyma hakkı kesinlikle kendisindedir. tepki verme hakkı da herkeste. ortada 100 kişi hakaret ediyor, 10 kişi ise karşı söylem belirtiyorsa 10 kişiyi göze alarak konuşmak gerekir. "linç ediliyor! entelektüel bu işte!" tarzı elitistlikler içine girmektense düzgün düzgün konuşmak gerekir. açık fikir biraz.
    3 ...
  42. 47.
  43. 24 kasımdan bir kaç gün önce sözleri karşılığı öğretme hakkı elinden alınan profesör. ama ben kendisinin öğretmenler gününü hakikaten yürekten kutluyorum.
    4 ...
  44. 48.
  45. o kadar üstüne gidildi ki adam daha fazla dayanamamış kalp spazmı geçirmiş. geçmiş olsun.

    http://www.zaman.com.tr/w...r/haber.do?haberno=460238
    4 ...
  46. 49.
  47. türkiye'de liberalizmi entellektüel düzeyde kavramış ender insanlardan. liberal düşünce topluluğu'nun kurucularından. bir dönem yeniyüzyıl ve yenişafak gazetelerinde köşe yazıları yazmıştır. daha sonra burada yazdığı yazılar devletçi zihniyet ve piyasa ekonomisi adlı kitapta toplanmıştır. açık bir üslubu vardır. liberalizmin sloganların ötesinde anlaşılması adına önemli bir rol oynamaktadır ki günümüzde liberalizm ülkemizde bir fikir akımı gibi değil de bir mit gibi algılanmaktadır. siyaset teorisine giriş kitabı siyaset ile ilgilenenler için önemli bir kaynaktır. demokrasiyi koruma klavuzu, liberal bakışlar, liberalizm, özgürlük yolu hayek'in sosyal teorisi, piyasa medeniyeti diğer kitaplarıdır. ayrıca liberal düşünce dergisi'nin ve piyasa dergisi'nin edütörlüğünü yapmaktadır.
    2 ...
  48. 50.
  49. Dün gece rüyamda gördüğüm ak saçlı donkişot. (veya galileo da olabilir)

    Güya kendisi seçilmiş görevlendirilmiş biriymiş. "Derin"lerin sahipleri diye bir grup kendisinin gündemin tam da bu zamanlarında akp'ye düzenletilen bir toplantıda düşünen pek çok insanın da katıldığı ama söylemekten imtina ettiği şeyleri söylesin istemiş. herkes duymazsa diye de endişe edildiğinden kolpa bir nedenle üniversiteden uzaklaştırılmış. (hayırlara gitsin)

    Benim algıda sıçıcılık konusunda sabıkalı beynim konunun tamamen resim/heykel mevzuuyla ilgili olduğunu söyledi. (burada artık uyanmıştım, bunlar bilincimin altından değil) Bu heykel ve resim meselesi bir kaç ay evvel de genel kurmay tarafından şöyle bir yoklanmıştı. Brövelerden atatürk'ün koca tepedeki siluetini kaldırmış, gazetelerden halkın nabzı tutulmuş, sonra gerisin geri koymuşlardı. Sonra başkaları (isim tutamam ben aklımda, ilgilenen buluversin bi zahmet) okullardaki atatürk resimlerinin totaliterizm -hatta faşizm- eseri olduğunu, türk bayrağının turkuaz renkte olmasının bir akdeniz ülkesi olmamız hasebiyle bizi ne kadar da açacağını söylemişlerdi. (Hepsine katılıyorum. Turkuaz bayrak hariç. benim önerim: gece mavisi olsun, üstüne simden yakamozlar işlensin)

    demokrasi dersi başlığıyla youtube'dan izlediğim hoca; kamu otoritesinin toplumu çağdaşlaştırma görevi olmadığından, bireyin toplumdaki en küçük azınlık olduğundan sözediyor ki katılmamak cinayettir. Ancak kendisinin 20 yıllık sosyolog olarak bildiği her gerçeği söylemediğinden de eminim.

    Yeni çağın bilimsel disiplinleri birbirinden ayırmadan, toplumu dönüştürmek için kullandığından haberi yokmuş gibi davranması ya samimiyetsizliğinden, ya da azınlık ve çoğu aptal bir-bir bireylerin anlayamayacağından emin olduğundan. benim paranoyayla kısılmış gözlerime görünen ise: kendisinin bir görev ifa ettiği, planlanmış bir oyunun küçük bir rolünü oynadığıdır. Bu küçük rol sahnelendikten sonra o yargı kararıyla okuluna geri dönecek. Oyun da amacına ulaşmış olacak; güççük beyinli azınlıkların (yani biz, bireylerin) bilinç altlarına resim ve heykellerin gerçekten çağ dışı olduğuna dair serbest radikaller gönderilmiş olacak.

    21. yüzyıldayız, vakit daraldı. Herkesin seyri suluktan geçmesini beklemeye vakti yok dünyanın, her şey hızlanacak, değişimler hızlı olacak. Minareler kadar anlamsız olan, kasaba cumhuriyetçileri için zamanında ihtiyaç duyulan ama artık görevini tamamlamış bu eski, şehir mobilyalarından kurtulunacak.

    Yapın ulan, yapmayın demiyoruz. Açık olun ama artık be. Biz bu kadar imgeyi, simgeyi, sembolü, göndermeyi, geydirmeyi anlamıyoruz. Anladığımızı düşündüklerimizden de emin değiliz, ne ne kadar manipülasyon, ne kadar gerçeklik ayırdedemez hale geldik; beyin .mcıklaması yaşıyor biraz aklı olanlar. Açık açık anlatın bize planlarınızı, belki aklımız yatar. (Yatmayan da derdine mum yakar.)

    (işimi bitiremeden pc başında uyuklarken gördüğüm bir rüyaydı; yüzünü çıkaramadığım bir paşa, kulağımın altına doğru bişey soktu. bu yazı benim irademin ürünü değildir.)
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük