her kitabinin basina not almak icin kalem kagitla oturan ben, bütün kitabi not etmeye gücüm yetmeyerek, tadina vara vara bin kere okuyarak, ezbere almaya calisarak hezimetle kalktim kitabin basindan..
yilmadim..
dondurma yemeyi, leblebi tozunu, cicek kokusunu, incirin tadini, rüzgarin esintisini yaz yagmurunu nasil seviyorsam öyle seviyorum ben bu hezimetimi..
okumayi sayelerinde ogrendigim mizah dergilerinin hayatima kattigi en anlamli kisi. canimiz cigerimiz abimiz.
sidika ile kara mizahi, eray la "tassak gecmeyi" ve hikayeleriyle hayata dair en guzel seyleri ogrendik..acisiyla tatlisiyla..askin en saf halini hikayelerinde gorduk..tasinmalari onunla ogrendik..memur ailesi sikintilarini en guzel o anlatti..ustun insan. oyle baskalariyla karsilastiralacak basitlikte asla olmadi. digerleri tv lerde takilsinlar. abimiz en guzel yeri zaten kaplamis durumda.
hüzünlü komik, sıdıka'nın, eray'ın, sıkılhan'ın ve daha isimsiz nicelerinin yaratıcısı kalemi sağlam yazar. özellikle sevdiğim hikayeleri ise kitaplarının sonuna sakladığı hüzünlü komik hikayeleridir. dili süssüz ve çarpıcı hikayeleri...
sadece mizah yazarı olarak nitelendirilemeyecek yazar. dedesinin hayatını anlattığı fabrıga adlı öyküsü oldukça dokunaklıdır, insanın defalarca okuyası geliyor. gerçekten, mizah yazarı olarak bilinen bir yazarın duyguları bu denli kuvvetli yansıtabilmesi oldukça önemli bir meziyet.
kitaplarında toplanan öyküleri önce güldürür en sona bırakılmış bir kaç öyküyle şaak der bir tokat aşkeder suratınıza. kalbinizdeki kızarıklıkla kalıverirsiniz öyle..
ilk kitabı usulcacık'ın başında "bir ustaya önsöz" kısmında saygı babından hikayesini naklettiği suavi süalp'ın kaderini paylaşan yazar.
ondan çalan çırpanın haddi hesabı olmadığı halde, yazmaya devam etti ve de ediyor. bu memleketteki en iyi yazarlardan. iyice okursanız hikayelerindeki aziz nesin kokusunu bile alabilirsiniz.
