ates ustunde iki kus

entry1 galeri0
    ?.
  1. dedem beni korkuttu hikayeleri'nden muhte$em bir küçük iskender $iiri. öyle böyle hatta $öyle değil.

    onulmaz gecelerin epe parmakları olurdu
    telgraflar alınırdı o saat
    ince uçurumlarına ölü dolan plak ülkelerin
    güzel yalnızlıklarından

    dire straits'in hüküm sürdüğü bir pub'da
    tekba$ınıza otururdunuz sen ve o
    timsah parçası kadın
    -geceyle ölüm arasında
    bir bağlaç gibiydim-

    adamlar sahile iner hıçkıra hıçkıra kanun çalarlardı
    içlerinden ikisi menek$e körü
    diğer üçü ölüm virtiözü ben
    ben gitgide kararan vücudumu suda tutardım
    su bizi sayıklardı ben hüznü sayıklardım
    gözlerimi yumardım seni
    özlediğimi fısıldardım laci sineklere, yüz binlerce.
    bir baygın yılan sokulurdu ağzından ağzıma kimi
    kimi kere, yatağımda bulurdum kopuk bacaklarını
    kopuk hatıralarını bir yerlerinden kan sızlayan
    öylesine bir özlemdi ki sözünü ettiğim
    bütün ku$ların aklı durur!
    -kasıklarımda bulduğum ilk tüyü
    senin burnununucuna sürdüydüm-

    kirpiklerinde bir karanfil kayması
    külden bir elbise dikip çocukluğuma
    papuçlarını çaldım camii kapısı önünden
    kapımın altından sızan sıvı kafatası
    sen gök çetesinin reisi
    ben yağmurun üvey oğlu.

    -piyanonun sesini biraz kısar mısınız?
    vücudundaki udu indirirdim tenimden
    söylemine mahlas burakılmı$ bir a$k tragedyası

    2.

    jimmy hendrix, peter gabriel, lois armstrong
    birdy, angel heart, outsiders, la luna, rumble fish
    hepsini birbiri ardınca dinler
    birbiri ardınca seyrederdim sürekliyüzünde
    sen enjektörü sokarken damarına
    'sabahattin ali'ye benziyorsun derdin
    keserken jiletlerle bileklerini -ayak-
    ben bir omzundan bir omzuna lir telleri gererdim
    ipek böcekleri salardım gülerken süzülen gözya$larına
    içki $i$esinin kapağını seninle açar
    seninle kapatırdım çıkarken perili konağın kapısını
    puslu bahçeden geçerken topuklarıma
    müge dikenleri batardı
    batardın sayrı dolu geçmi$inle yavaşça
    birbirimize vidalanırdık geceler boyu
    uyku,
    bir çocuğun nefesini çalan cin gibi gelirdi ayakucumuza
    sonra bir kadın çığlık çığlığa ağıt tutu$tururdu.
    -annem! -benim de!
    -sen bir elementsin ke$fedilmemi$ -sen de!
    seksle oksitlenirdik
    dokunulmaz gecelerin tan parmakları olurdu
    o parmaklar sessizce sokulur, hislenir
    en kuvvetli unutulu$larımıza dokunurdu

    marlyn: deveku$unun banyo yaptığı küvet
    james dean: çükümün soluk borusu

    ^birarada dü$ünme alışkanlığı, birarada
    duygulanım mekanizması, birarada ayrımsama
    yetisi olan ve birarada yaptırımcı olma
    tehlikesi taşıyan ve birarada
    özgünle$me bilincine eri$miş bir
    gettonun mütevazı ama sıradı$ı bireylerinin
    tepisine ne zaman maruz kalacağız^

    dehliz ve ter. örtü$üyor ıslaklığın
    kampanalar çalarken
    ta$ocağında bulduğun
    giyotin
    eski bir e$arpla mavi.
    ayrıntılarını dev$irip varlığının

    eski bir okyanus macerasında
    masal kitabımın en harbi korsanı
    bıyıkları yeni bilenen $ehzadem
    süzdün ı$ığı. hole geçti u$ak.
    mumları iğnedanlığa batırdı

    sen tanıdığım
    en kadın
    en erkek

    kirpiklerinde bir karanfil kayması
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük