Müminlerin zeka ve bilgi seviyelerini sergilemek için tespit etmeye çalıştığı sözde çelişkilerdir.
işin ilginci, başarıyorlar da... Kendileri gibi eblehler tarafından elli milyon kere tekrarlandığı için pek doğru, pek akıllıca sandıkları tezleri Kasım kasım kasılarak tekrarlayınca rütbe i akılları gayet iyi anlaşılıyor.
Türk ateistlerinin büyük çoğunluğunun içinde bulunduğu durumdur. Bu ülkede "eşcinseller idam edilmeli" diyen insanlardan daha tehlikelilerdir bence.
Mesela tanrıya inanan insanların istismar edildiğini söyleyen bu tiplerin kendileri de bilim adı altında istismar edilmekte ve güdülmektedir. Covid19 aşılarını tam olan bir kitle , her gün , sosyal medyada aşı olmayanların heryere girişinin yasaklanmasını istemektedir. Ve bu konuda aşırı derecede vahşi , bencil ve faşizan davranmaktadır.
(bkz: ben aşı oldum sen de olacaksın terörü)
Bu insanların , sırf kendilerine inanmadığı için toplumlara katliamlar yaptıran dincilerden pek bı farkı yoktur. "Biz inanıyoruz , o da inanmalı ; eğer bu haliyle bizimle böyle rahat rahat yaşarsa cehennemlik oluruz." zihniyetinin muadili "toplumun büyük çoğunluğu aşı olmalı ki ölmeyelim" dır. Sanki çok muq hayatları var bana.
Sadece bir örnektir bu. Başka bir örnek de lgbt bireylerine en ufak bir eleştiriyi (bkz: homofobik değilim) kabul etmeyen bu tipler için akraba evliliği en büyük tahrik unsurudur. Nedir akraba evliliği bunlara göre? Sapıklık , sübyancılık , orospu çocukluğu. Ama cinsel sapma olarak da ensest.
(bkz: eşcinsellik normalse ensest de normaldir)
Argümanları da sakat çocuk , insan akrabasına cinsellik gözüyle bakar mı vb.
Oysa ki her akraba evliliğinde sakat çocuk doğmuyor. Google amcaya cousin marriage diye aratırsanız okuyacağınız bilimsel makalelerde normal bı evlilikte kusurlu doğum oranının %2 ila 3 arasında olurken 1.kuzenler arasında bu oranın %4 ila 6 arasına çıktığını görürsünüz. O sakat çocuklar da , üstüste yapılan akraba evlilikleri , kişilerin süt kardeşi olması veya kişiler kardeş gibi büyüdüğü için gerekli cinsel hazzın alınamaması veya riske iki hastalıklı çekinik genin baskın olması vb. sebeplerden kaynaklıdır.
Genetik danışma sonucunda bu risk anne karnında tespit edilip önlenebilir. Sakat çocuk sorunu çözüldü. Ve bu kişiler ayrı ayrı büyüdüyse ensest durumundan da söz edilemez. Ensest , aile içi yasak ilişkidir ve kuzen çekirdek aileye dahil değildir.
Ebebeyninin kardeşinin çocuğuna aşık olmuş bir insan (bkz: ben) bu tiplere göre öz kardeşine aşık olmuştur. Ulan dangalak , aynı evde büyüdüğün kardeşle ebebeyin kardeşinin çocuğu olan kuzen hiç bir olur mu?
Fakat eşcinsellik doğal yönelim , insani , çünkü toplum kabul etmiyor , gelişmiş batı bu evliliklere izin vermeye başlıyor. Ben psikoloğum ile bu tarz mevzuları konuştuğumuzda , zamanında ülkede eşcinsellik konusunda en muhafazakar kesilen tiplerin yine ateistler olduğunu söylemişti.
Kötülemek gibi olmasın ama Batı'nın farkındalığı olmasa bu konuda da muhafazakar bir konumda olacaktı bu tipler. Yarın Batı dünyası avunculate marriage dediğimiz olayı gözümüze soktuğunda bu tipler medeni kanunu aldığımız isviçre'yi örnek gösterip "amca , hala , dayı veya teyzenin yeğenleriyle evlilik bu dünyanın en zengin ülkesinde yasal , bizde de yasal olmalı" diyeceklerdir. Sonuçta medeni kanunu aldığımız ülke.
O zaman , dinlerin etkisini kaybettiği ve genetik danışma konusunda insanların tam farkındalığı sahip olduğu bir zaman olacaktır. Sezen Aksu'nun da dediği gibi. işte biz o gün tükeneceğiz.
Hem ölünce toprak olacaksak bu aşı olmayanlara veya akraba evliliklerine karşı kusulan nefret niyedir? Saçmadır. Bu insanlar , yasakçı/vahşi taşra zihniyetinden dindoş ahlakından farksızdır , bu ülkenin en büyük problemidir kanımca.
Şimdi aşı konusuna gelelim; hastanelerde şu an çok çok acil değilse ameliyatlar bile yapılmıyor covid’den ötürü. Sen ben o biz siz onlar aşı olmalıyız ki hastalığa yakalandığımızda hastaneye gereksinim olmadan iyileşip, sağlık sistemini tıkamayalım.
Sağlık çalışanlarımız covid süresince ne izin alabildiler ne de istifa edebildiler, en temel haklarından oldular, ne hakkımız var buna?
Bu hastane muhabbetlerinin ekonomik yükü, hastalığın devlete getirdiği yükler, işletmelerin eksiye düşmesi, üretimin sınırlanması, karantinaların uzayarak insanların evlerinde kalmalarından ötürü iç dünyalarının daralması gibi psikolojik etmenler aşı yoluyla bu hastalığı yendiğimiz zaman üstesinden gelinmiş olacak.
Aşı olarak hem devlete hem millete hem kendi sağlığımız için olumlu katkı yapmış oluyoruz.
Ayrıca tüm ateistler aşıyı savunur veyahut ben aşı olduysam sen de olacaksın gibi bir şey demiyor, hatta aşı karşıtı olan paranoyaklar bile var. Kimisinin umrunda bile değil vatan, millet; olmayan düşünsün kendi düşen ağlamaz diyor. Genellemek yanlış oluyor.
Kuzen evliliklerine gelirsek normalde yüzde 2-3 olan hastalıklı doğum 4-6 lara çıkıyor evet fakat bunun daha otozomal çekinik taşıyıcılığı gibi kavramlar var. Torunlarda, torunların çocuklarında sebep olacak genetik sıkıntılar düşünülerek karar verilmeli.
Benlik sıkıntı yok istersen kardeşinle evlen, birini zorlayarak ve istek dışı olmadığı sürece abuk bir şey de olsa umrumda değil. iki birey reşitse ve istiyorsa bu durumu başkasına söz düşmez, devlet toplum sağlığını düşünmeli.
Gay, lezbiyen bilmem ne mevzularında da aynı şekilde düşünüyorum birisi zorla alı konulmuyor ve kişisel haklarına, beden bütünlüğüne tecavüz yoksa istediklerini yapabilirler.
Kişisel olarak ahlak ve etik gibi kavramların değişken olduğunu düşünüyorum, nasıl muhammed zamanında 6 ya da 9 yaşında kızla evlenip adet dönemi geldiğinde ilişkiye girmesini o dönemin şartlarıyla baktığımızda normal bulup bugünün şartıyla düşündüğümüzde ahlaksızlık olarak yorumluyorsak bundan 2000 sene sonra da bugünkü yazdığımız ve sözlü aktardığımız diğer olgular/değerler de o dönemki insanlara gülünç/medeniyetsiz gelecek.
Bu durumda tek sorun özgürlüğe geliyor. Ne kadar özgürüz? Kanunlar bizi sınırladığı ölçüde ve vicdanımız el verdiği ölçülerde açık hapishanede değil miyiz?
Bir ateist olarak ateismde çelişki görmüyorum. Değişen dünya şartlarında herhangi bir dine inanmak hapishanenizin bahçesini küçültmekten başka bir şey değil.
Eğer ben yanılıyorsam ve tanrı diye bir varlık varsa açıkçası ona da derim yaptığın sistemde şu şu şu noktalarda hatalısın. Ver bana yetkiyi tanrı olmak neymiş göstereyim sana.
Fakat ben haklıysam size çok yazık 80-100 senelik ömrünüzü yıllar önce yaşamış bir delinin uğruna çürüttünüz demektir.