sorgulayan insanın ne denli değerli olduğunu bilmeyen bünyenin düşüncesidir. sorgulamayan insan çerezdir, fasulyedir, askerdir, sistem körükçüsüdür, yüktür...
bundan 50 sene önce de sorgulama diyorlardı, osmanlı zamanında da sorgulama diyorlardı.
biz milletçe sorgulamadık sorgulayan sorguladı şimdi hayal bile edemeyeceğimiz teknolojileri buluşları gerçekleştirdiler.
bundan 50 sene sonra olabilecek şeyleri hayal dahi etmek çok zor.
fındık kadar beyninle şunu bunu anlayamazsın diyenlere sözüm amaç zaten imkansız gibi görünen şeyleri başarmak.
şimdi sana imkansız gelen gelecekte öyle gelmeyebilir.
hastalık değildir, düşünme yetisinden kaynaklanır.
ayrıca "beni rahatsız etmeye hakkın yok" derken diğer yandan ateistlere laf sokmaya çalışanların açtığı başlıktır.
halbuki sorgulamayı bırakıp ebelerinin anlattıklarına aynen inanmalıdırlar, değil mi? cehalet gibi bir mutluluk kaynağı varken, niye yaparlar bunu anlamak zor.
(bkz: müslümanların sorgulamama hastalığı)
gülümsetmiş başlıktır. modern dünyada şüpheciliğin, sorgulamacılığın eleştirilecek ne tarafı olabilir? kaldı ki son üç-dört yüzyılın bütün gelişmelerinin arkasındakiler, şüphecilik, aydınlanmacılık, bilimsel düşünce, diyalektik akıl, tümevarım ve tümdengelim gibi metodlar olmasına ne demeli? esas islâmın ve diğer bütün dinlerin "sorgulama, aklına bile getirme, seni böyle düşündürten şeytandır" gibi emirleriyle oluşturulmuş, ketlenmiş beyinler değil mi esas hastalıklı olan? sızan azıcık bir şüphe tohumunun bile on binlerce tövbe-istiğfar'la karşılanıp, büyük vicdan azaplarına gark ettiği kişiler değil mi esas problemli olan?