zeki ve araştırmacı arasında fark oldugunu bilmeyen birisinin açtıgı başlık.
ateistler her zaman sorgular. kendi düşüncesine kanıt aramak ister. bunun için durmadan araştırır. araştıklarını ögrenir ve ögrendiklerini aktarır. ateist bilim adamları bu yüzden bir çok şey ögrenmiştir ve bunu da bilim adına kullanmışlardır. bilim adına kullanıp, insanlıgın gelişmesinde etkili oldukları ve ateist oldukları için günümüz ateistleri tarafından maşa olarak kullanılmaktadırlar.
ama onlara akıllarını bu kadar fazla kullanabilme yetisini bir tesadüf asla veremez.
bütün bu zekiliklerine rağmen neredeyse tüm kainatı tesadüflerle açıklamaya çalışıp bir gerçeklik ortaya koyamamalarınıda anlamış değilim.
o kadar zekisin açıklasana lan ateist dediğin bilim adamlarının yeni yeni keşfettiği kuantum fiziği ve atomaltı parçacıkları o yıllarda kutsal kitabımza nasıl girmiş. bunlar gibi açıklayamadığınız yüzlerce örnek varken inanan insanlardan daha zeki olduğunuzu söylemeniz ne kadar doğru, herkesi ne duyduysa körü körüne inanan cahil sürüsü zannetmeyin.
'kendince olmayanı' kanıtlamaya çalışan bir kişinin ne kadar zeki(!) olduğu gerçeğidir.
--spoiler--
siz bana gerçekten yok olan bir şeyi gösterebilir misiniz ki yoku ispat edebilesiniz? gösterebilecek olsanız zaten o şey yok değil var olur.gösteremiyincede yok demeye imkanınız kalmaz.allah a yok diyebilmeniz ayrıca ispat ediyor ki o var ın ta kendisidir.
--spoiler--
(bkz: x çok zeki ama çalışmıyor)
(bkz: bi siktir)
madem çok araştırmacıydı kelek, neden okumadı kutsal kitapları istiyerek. eğer okusaydı, allah ın araştırın hiç bir şeye körü körüne inanmayın dediğini görürdü haz edemeyerek ve de bilirdi kuranı kerimin ilk ayetin oku olduğunu zevzek.
insan ihtiyacıdır sığınmak inanmak aynı zamanda merakta, zekilikle pekte alakası yoktur, sorgulamaktan kafası pek karışmış insandır ateist ve kendini üstün görendir. *
ateistler aslında hiç birşey bilmiyorlar. sadece düşüncelerine anlam katıp karşılarındakine söz hakkı vermeyerek çok şey biliyorum havası vermekten başka hiç birşey değil.
"kahvede batak oynayan sıradan bir ateist, en baba ilahiyatçıdan daha zekidir"
yarrak gibi tespit olmuş afedersin. [ e göte göt demek gerek. şeyleri isimleri ile çağırmak gerek diyor fikret başkaya ] yahu senin herşeyin batıya entegre olduğu gibi senin ateizmin dahi batıdan kopyadan başka birşey değildir. buna istinaden rahatlıkla denebilir ki: batıda ateizme şehrah açan bir çok ilim adamı ve filozofların çoğu ciddi bir din eğitimi almış, yahut din ve ilahiyat konusunda gayet sağlam bilgiye sahiplerdir. batıda bir çok ilahıyatçı filozof batı fikir dünyasına ciddi mesafe kaydetttirmiştir. gerektiği zaman ateist fikir adamlarını susturmuşlardır. doğuda da durum farklı değildir. gazali iman sahibiydi ama bir çok ateist fikri yahut bir çok felsefeciyi galebe çalmıştır. bunu yaparken de yine karşısındaki felsefecilerden kalmayan felsefi bir metod kullanmış, muhatabının silahını kullanmasını bilmiştir. şimdi burdan anlaman gereken şu: iman sahibi olmak fikre ket vurmaz benim ince zekalım.
hele hele ateist daha zekidir demek hepten sikimsonik bir laftır. zeka allah vergisidir. [ sen tabiat vergisi de başkası gelir vergisi desin ] * zeka belli bir yaşa kadar evet belki uğraşarak bir kaç puan geliştirilebilir lakin zeka doğuştan gelen birşeydir . hele önce bunu anla. o yüzden sen belki ateistler ilme ve bilme olan meraklarıyla imanlılardan bir adım önde diyebilirsin amma zekidirler dersen seninle sirke gideriz.
paskal batıyı şoke eden geometri ve matematik kitabını yayımladığında daha 16 sındaydı. ve biliyor musun fideistti. kimileri [ senin gibi zeki ateistler mesela ] der ki: o aklını imana , ilahiyata vermese çok büyük işler yapacaktı. ulan adam 16 sında avrupaya adını duyurmuş. senden önce bırak da düşünsün bunları. burdan öğreneceğimiz nedir: demek ki imanlı insanlar zeki hatta dahi olabiliyor"
günün getirdiği "düşünceye vurulan ket" sıkıntısı sadece dine hasredilecek kadar basit bir sıkıntı değildir. düşünemememizin sebebini sadece dine bağlamak körlüktür. kapitalizmin bireyleri gerzekleştirmesinden bahsedebilirsin mesela, mesela araçsal aklın usu mallaştırması falan dersin o zaman anlarız , eyvallah deriz. lakin proudhon gibi , fuerbach gibi mal bulmuş mağribi edasıyla dine, ilahiyata saldırırsan olmaz. konuyu kıçından anlamış olursun.
yani diyeceğim o ki: ateistlerin iman edenlerden zeki olması falan işin hikaye , işin masal yanı amma hakikat olan şey cehaletin imanlısı , imansızı yok . imansızlığının sana kazandırdığı şey varsa eğer o da: sana böylesi bir başlık açtıracak kadar medeni cesaret vermesi.
dini lider iddiasiyla ortaya cikanlarin cogunun ateist, muritlerinin iman edenler olduklarini hesaba katarsak dogru bir onermedir; ateistler lider dogar.
gerçek olması muhtemel bir tez.
zeki olmak başarı ya da mutluluk mudur peki?
ben mesela çok zeki değilim ve inancım var. gayet de mutluyum. kimseyi de benden daha zeki olduğu için kıskanmıyorum. hep mutlu olmaya çalışıyorum. bunun gibi birşey.
kısaca bu tezin giriş ve gelişme bölümü süper, ama sonuç bölümü resmen sonçsuz.
edit: aklıma geldi, mesela sabah namazının ya da iftar saati oruç açmanın verdiği duygusal zevki bir ataist hücre bölünmesini inceleyerek mi alıyor merak ediyorum doğrusu...
bu kuralan onca ilmin temellerinin kimler tarafindan atildiğini hiçe saymaktir. misalen Cebir bilminin kurucusu Cabir olmasa bugün uzaya gidilebilinirmiydi ?
zeka ve iman değişkenleri arasında doğrusal ya da zıt yönlü bir korelasyon aramak hatadır. zira geçmişten günümüze birçok örnek göstermiştir ki çok ünlü fizikçiler, biyologlar vb bilim adamları arasında bir yaratıcıya inanan çok sayıda insan vardır. bunun tersi de geçerlidir yani ateist olup da zeki ve başarılı olan bilim adamları da mevcuttur. dolayısıyla tartışılması gereken zeka ve iman arası ilişki yerine iman edilen inanç sitemi ya da bu sistemlerin öne sürdüğü dogmatik bilgiler olmalıdır.
200 yıldır evrile evrile devrile devrile gelen ve ara fosil örneklerini kendi gelmesine rağmen getiremeyen, istatistiklerle doğruları yanlışlardan ayırmaya çalışan bayağı bir esnekliğe sahip olan zihniyetin sanısıdır.
Daha zeki olmalarından ziyade zekalarını dini dogmalara hapsetmeden özgür bir şekilde kullanmalarından kaynaklanan bir durumdur. Din gibi mitlerin teolojik teorilerine inanan insanlardaki merak duygusu ve araştırma hevesi azalarak yok olur. Yine bilimsel bilgiye önem veren, şüpheci, araştırmacı insanlar eleştirel ve deneysel yöntemler ile zaten var olan ortalama zekalarını daha ileriye taşıyabilir. Zihinsel gelişim göstermek için insanlar teolojik bilgiye değil, bilimsel verilere ihtiyaç duyar. Ancak mevcut ortalama zeka ile kendisini teolojik teorilerin esaretine bırakanlar her ne kadar zeki olsalar da bu zeka belli bir süre idare eder ve asla gelişmeden yerinde sayar.
Not: Bu tarz bir kıyaslama ancak bilimsel bilgi ile teolojik bilgi arasında yapılabilir. Aksi halde iyi bir meslek edinerek, kariyer sahibi olan imanıyla övünen vasıflı insanların varlığı da göz ardı edilemez. Sorun şudur: Bu insanlar, kendi çocuklarını toplumda hakim kılınan teolojik sınırlara hapsetmekte ne kadar haklıdır.*
eğitimli insanların eğitimsiz insanlardan daha zeki oldukları varsayımına dayalı bir önermedir. Eğitimli insanlar arasında ateist oranı eğitimsiz insanlar arasındaki ateist oranına göre çok fazladır istatistik olarak.
evrimi teori diye küçümseyen iman sahipleri bilimsel teorinin aksi ispatlanana kadar geçerliliğini koruduğu gerçeğini gözardı edip kendilerini komik duruma düşürmemeliler. Evrimi kabul etmeyen insan sayısı ateist insan sayısından çok daha azdır. Evrim teorisini çürütmüş insansa henüz yoktur. Aklı başında iman sahipleri dinlerinde evrimi destekleyen noktaları savunmayı seçmektedir, evrime çamur atmak yerine.
varsayalım ki ateistler çok zeki; peki bu ateistlerin özledikleri sistemler neden hala interneti, araba kiralamayı, uydu yayınlarını yasaklıyor sorusunu akıllara getiren yargı.
biz emperyalistler (!) hep merak etmişizdir; neden ateistler hep azınlıktadır? çok zeki olduklarından mı yoksa toplumlara ayak uyduramayıp bir ütopyanın, kabbalacı bir düzenin peşinden gittikleri için mi? evet evet, kabbalacı zihniyet ile ateistlerin peşinden gittikleri sistem(sizliğ)in o kadar çok benzeştikleri noktalar var ki; hayatın bir mücadele, bir çatışma alanı olduğu, daha eski çağlarda insanların ağaçlarda yaşadığı, ormanların sonu gelince yerlere indikleri ve yerlede otladıkları, zamanla zor doğa koşullarında insanın evrim geçirdiği ön kabulü buna bir örnek. şimdi bu salaklıklarda bunlar zeka arıyorlar. şimdi bunlara sormak gerekiyor bir kez daha; siz zekiyseniz bu inanan bilim adamları sizden mi kaçtı? yekunü hayli fazla olduğundan soruyorum yani.
Elbette, daha fazla çalışma yapmak gereklidir ve yapılacağından eminim. Bu gibi çalışmalar, eğer bilim adamları "akıllı tasarım teorisi" gibi zorunlu ve tembel bir sonuçla tatmin olup, cesaretlenmeselerdi asla yapılmazdı. işte, hayali bir "akıllı tasarım kuramcısının" bilim adamlarına gönderebileceği bir mesaj: "Bir şeyin nasıl çalıştığını anlamazsanız bunu dert etmeyin: tek yapmanız gereken pes etmek ve bunu Tanrı yapmıştır demek. Sinir içtepilerin nasıl çalıştığını bilmiyor musunuz? Güzel! Hatıraların beyne nasıl yerleştiklerini anlamıyor musunuz? Harika! Fotosentez oldukça kafa karıştıran karmaşık bir süreç midir? Şahane! Lütfen sorunu çözmeye çalışmayın, sadece vazgeçin ve Tanrı'ya başvurun. Sevgili bilim adamları, sırlarınız üzerine gayret sarf etmeyin. Sırlarınızı bize getirin ki onları kullanalım. Değerli bilgisizliği araştırmalarınızla çarçur etmeyin. Bu şanlı boşluklara Tanrı'nın son bir sığınağı olarak ihtiyacımız var. St.Augustine'in epey aleni bir tabiri vardır: "Günah işlemenin farklı bir yöntemi vardır ki bu yöntem tehlikeyle doludur. Bu, merak hastalığıdır. Bize doğanın sırlarını keşfettirmeye çalışan ve keşfettiren budur ancak bu sırlar bizim kavrayışımızın ötesindedir. Merağın bize hiçbir yararı dokunmaz ve hiçbir insan öğrenmeyi umut etmemelidir." (Freeman 2002'den alıntı yapıldı.)
