birden çoktur; ama 'büyük'lüğü tartışmaya açık sıkıntılardır. bazıları:
- iman sahiplerine tahammül etmek. bu açıdan yalnız değiller; iman sahipleri de ateistlere tahamül etmek gibi bir derde sahip. mesele ateizm ya da dini inançlar değil; mesele tahammül.
- inançsızlıklarını ispata zorlanmaları. oysa 'ateizm' gibi görece yeni bir terim yerine iman sahiplerinin kitaplarında yazan bin küsür yıllık 'kafir' tabirini kullansalar başları ağrımaz: "git kitabını oku, kafirleri allah'ın yaratmış, hesabı o'ndan sor" diye işin içinden çıkabilirler. didişmeyi seviyorlar demek ki.
- iman sahibi için 'var' olan bir masal kahramanının 'yok' olduğunu çeşitli beşeri ve fiziki akıl yürütmelerle tartışmaları. oysa pamuk prenses veya superman gibi hayal ürünlerinin varlığı/yokluğu hayal dışındaki yöntemlerle ispatlanamaz.
- her insan gibi varoluşun bilinmeyenleri ile uğraşmak. ama 'ol dedi oldu' gibi içi samanla dolu bir mantığa yaslanmak gibi bir lüksleri olmadığı için birçok yöntemi denemek ve düşünmek durumundalar.
tanrı tanımına uyan bir şeyin var olmadığını matematiksel ve mantıksal olarak ispat edememeleridir.
matematiksel açıdan tanrı'nın var olma ihtimali artı bir iken mantıksal açıdan tanrı'nın var olma ihtimali/ihtimalleri artı bir olanlara nazaran yeteri kadar eksi birdir. haliyle insanlar da ateist olabilmektedirler. (utanmadan, sıkılmadan)
Tanrı gibi bir şeyin var olmadığını ispatlamalarının beklenmesi, ateistlerin bu sıkıntılarının merkezini oluşturuyor. Ateizm hareketinin kültürü de saf ve temiz olamıyor bu yüzden, bir türlü.