big bang'e neden olan unsuru bilmiyoruz evet, başlangıç noktası kabul ettiğimiz yerin öncesine geçemiyoruz ama cevabını bilmediğimiz tek soru bu değil ki. big bang'in yalnızca bu evreni oluşturan eşsiz bir durum olup olmadığını da bilmiyoruz, yani başka evrenler olup olmadığını. öldükten sonra ne olduğunu bilmiyoruz mesela, hayatın ne olduğunu da. nasıl ortaya çıktığı konusunda teoriler var, ama onu da bilmiyoruz henüz. evren'de bizden başka canlılar var mı, bilinç nasıl ortaya çıktı, dünya'da kaç canlı türü var, galakside kaç gezegen var onu bile bilmiyoruz. rüya kavramıyla ilgili henüz bilmediğimiz çok şey var, zaman kavramıyla ilgili de. kara madde'yi henüz açıklayamıyoruz, kara delikleri de. tedavi edemediğimiz rahatsızlıklarımız var mesela, hala tedavilerini bilmiyoruz. her şey orada duruyor aslında ama henüz zamanları gelmedi. keşfedilmeyi bekleyen gerçekler var. henüz ulaşamadığımız ve açıklayamadığımız şeylere "e o zaman allah?" demek, hem kendimizi ve yaşadığımız dünyayı anlamaktan bizi uzaklaştırır, hem de geliştirebileceğimiz daha çok bilgiye sahip olmamızı engeller.
200 yıl önce elektrik kavramını ve dünyayı nasıl değiştireceğini bilmiyorduk mesela, 100 yıl önce atomu. 400 yıl önce gezegenlerin güneş'in etrafında elips çizdiğini bilmiyorduk, dünyanın yuvarlak olduğunu da bilmiyorduk bir zamanlar ve dünya'yı evrenin merkezi zannediyorduk. güneş'in dünya'nın çevresinde döndüğünü sanıyorduk. güneşe tapıyorduk ayrıca bir dönem, tanrı oydu. sonra öğrendik ki yıldızmış sadece. yerçekimi kavramı ya da izafiyet teorisi hakkında da hiçbir fikrimiz yoktu.
800-900'lü yıllardaki müslümanlar, fizik, matematik, tıp ve astronomi konularında dünyayı değiştiren keşifler yaptı, müslüman dünyası bilimin merkeziydi ve saygıyla izleniyordu. bugün ise çoğunluğunun akıl hapishanelerinde kapalı kaldığını görüyoruz. biraz daha öğrenme, biraz daha anlama, biraz daha keşfetme tutkusunun inançla çatışması şart değil. ve cevabı bilinmeyen her soruya "allah" demenin insanı daha müslüman yaptığını sanmıyorum, daha cahil yapıyor sadece. yani acımasızca konuşmak istemiyorum ama, bu evreni yaratacak kadar yüce bir varlık, sana bahşettiği beyni de biraz daha çok kullanmanı istiyordur bence.
not: bu entry alıntıdır fav amaçlı koyulmamıştır sadece sorulan soruya güzel cevap olduğunu düşündüğüm için koydum saygılar.
yobazların hakim olduğu bir ülkede bilim yapılmayacağını ortaya koyan yobaz sorusudur.
önce cehaletlerinden başlayalım: big bang "maddesi" diye bir şey yok!.. bizim bildiğimiz manada madde varlığı yeni kanıtlanan "higgs parçacıklarının" diğer parçacıklarla etkileşime girmesi sonucu oluşmuştur.
big bang'in esası henüz aydınlatılmış değil. fakat yobazın beklediği yanıt ne? "allah var etti" dememiz!
ulan eblehler böyle dedikten sonra geriye araştıracak ne kalıyor? iki yüz yıl kadar önce alayınız "yağmuru allah yağdırıyor", "şimşeği allah indiriyor" diyordu. böyle denilen bir ortamda kim yağmurun, şimşeğin nasıl oluştuğunu araştırabilir ki? sen ve senin gibiler araştırmaz, kıçı boklu hocaların peşinde yağmur duasına çıkar, şimşek minareye inmesin diye dua eder ama elin gavuru araştırıp, ne yapılması gerektiğini tespit eder.
Dünyadaki zaman kavramını ve zıt şeyler aynı anda olmaz fizik ilkesini tanrı yaratmış olduğundan, kendisinin ebedi ve ezeli olması,
Zaman kavramı olan ve formullerinde akil olmayan(teoriler varlik yaratmaz)evrenin kendi kendine su, kurbağa ardından prenses yaratmasından mantıklıdır.
mantıklı mantıksız genelde cevap verecek bir şeyler bulurlar. tıkandıkları yerde de konuyu değiştirirler. bazı versiyonları direk konuyu kapatır "boşver bunlar derin konular" gibisinden.
bu evren nasıl oluştu? dağları taşları kim yarattı? gibisinden sorularla gitmeyin. adamlar her şeyin tesadüf eseri oluştuğunu düşündüğü için buna inanmıyor zaten. konunun özü bu. bir kere her şeyin mükemmel yaratılmadığıyla ilgili öngörüleri var. sakat doğan çocuklar, bir sürü ölümcül hastalıklar vb. olayların aslında ekosistemi oluşturduğunun iyi ya da kötü sonuçlarla oluşan belli rastsal olayların aslında mükemmel bir sistemi meydana getirdiğinin bilinmesi gerek önce. yani evrende her şeyin dört dörtlük olması, meteorların çarpışmaması, patlamaların meydana gelmemesi, savaşların ve hastalıkların olmaması her şeyin dört dörtlük olması mükemmel olmak anlamına gelmiyor.
bir soruya cevap verip verememek o kişinin düşüncesini milliyonda bir de olsa değiştirmez. insanoğlu kibirli bir varlıktır. her insan işine gelen , inanmak istediği şey neyse ona inanır. o şekilde huzur bulur.
Ayin tesadüfen dünyanın yörüngesine oturmasi ve tam da hep ayni yüzünü göreceğimiz bir ivmede olmasinin tesadüf eseri olduğuna kanaat getirecek kadar embesil olmak için size devletten ödenek ayrildi mi?