tabikide ölümden sonra yok olmak her insanı korkutur, bu kadar çok teist olmasının en büyük sebeplerinden birisi de bu zaten.
şöyle iki seçenek var;
a) ölümden sonra yok olmayacaksın, iyiler cennete kötüler cehenneme gidecek yani biri sana haksızlık yaptıysa her türlü cezasını çekecek. her sevdiğin insanla cennette bir arada olacaksın. dünyanın oluşumu hakkında bir şey düşünmene gerek yok çünkü dünyayı allah yarattı, ayrıca toplum tarafından dışlanmayacaksın. ezan okunurken müziği kısınca müslüman olacaksın ama her türlü haltı yiyebileceksin.
b)ölümden sonra hayat yok, sana haksızlık yapıp bu dünyada cezalandırılmayanlar da senin gibi öldükten sonra yok olacak. öldükten sonra anneni babanı bir daha canlı olarak görmeyeceksin. dünyanın oluşumu hakkında ne kadar kafa yorarsan yor net bir sonuca varamayacaksın. toplum tarafından da dışlanacaksın. sana okullarda da zorunlu olarak a şıkkını öğretecekler. 1 ay aç kalıp 11 ay alkolik takılan insanlar sana kafir diyecekler.
çevrendeki ailen, arkadaşların vs %99 a şıkkını seçiyor. peki bir insanın a şıkkını seçmemesi için bir neden? gerçekten gerçekleri sorgulaması. tanrının varlığını bir kenara bırakalım, neden 4000 küsür din içerisinden islam diye kendine sorması. bir şunu sorun kendinize;
tamam türkiyede doğdum müslümanım, islama %100 inanıyorum. peki almanyada doğsam? hristiyan olacaktım ve hristiyanlığa %100 inanacaktım. israilde doğsam? yahudi olacaktım ve yahudiliğe %100 inanacaktım. hindistanda doğsam? hindu olacaktım ve hinduizme %100 inanacaktım. peki gerçek, sizin doğduğunuz yere göre mi değişecek?
ateistler inançlı insanlara oranla çok daha az zaman harcarlar ölüm hakkındaki düşüncelere. ölümün kişiler için mutlak sonu ifade ettiğini kavramış olduklarını düşünürsek çok da şaşırtıcı değildir bence. onlar için ölüm değil, ölüme kadar nasıl yaşanıldığı önemlidir. uzun uzun bir açıklama yapmaya gerek yok, netlik var.
üstünüze alınmasaydınız devam etmeyi isterdim..
siz bilmezsiniz, sizli bizli yazdığım nadide entrylerimden birine denk geldiniz..
15 dakika fln dikkatimi toparladım ki..
beyhude olduğunu hatırladım yine..
iyi geceler..
edit: eklemeden geçemeyeceğim bütün yazılanlardan ateizm'in bir inanç olduğunu nasıl çıkardınız? öyle bir imada dahi bulunduğum yer neresidir?
ayrıca hiçliğe "tanımsız" der ce güzelce çıkarım işin içinden..
tanımsız, bakın bu kelime yeterince öldürücü.
edit 2: üstüne alınma üzerine; biz burada "düşünce" yazıyorduk, "kişi" baz almıyorduk. ben bir tanım yaptım siz o tanıma cuk oturmuş olmalısınız ki alındınız..
bakın normalimden uzaktayım, ebenizi sikertirim daha da uzamasın lütfen.
edit 3:baydım amk. daha okuduğunu anlamaktan acizsin.. he amına koyim huri sikecem..
ateizm inanca girmiyor. var olanı açıklarsın. mesela ölümü açıklarsın ama öldükten sonra ortada bir şey kalmıyorsa hiçliği nasıl açıklayacaksın?
burası felsefenin alanıdır ve bilim buraya bulaşmaz. bide karı kız ergen muhabbetlerini bir bırakın, sanki müslüman olsak kızlar suratımıza bakmayacak gibi.
burada sonuçta ciddi bir şey tartışıyoruz, müslümanlaşmayın.
ateizm'in açıklama getirme zorunluluğu yoktur savına katılmıyorum..
günün verileri ve zeka seviyesi ile orantılı olarak ateizm ya da daha doğrusu bilim diyelim.. cevap arar..
dinlerin açıklaması bana mantıklı gelmiyor ama ben de açıklayamıyorum söyleminin sonucu dinler gibi kolaycılığa girer..
o halde ateizm de bir inanca dönüşüyor kaçınılmaz olarak..
ateizm'in üretmesi gereken cevaplar, elde ki veriler ve insan zekasıyla orantılı olarak bilimsem metodlar üzerinde sorgulamalar ile bunların olası farklı farklı sonuçlarıdır..
bir kişi ateist olacaksa şayet, nasıl olunur ayrı bir konu mu diyelim ne diyelim bilemedim şimdi de..
matematik, fizik, kimya gibi esasen doğa bilimlerinde güçlü olması beklenir bu konuda fikir yürütecek insanın..
Elbette ki bilimin böyle bir kaygısı yoktur, zaten bir yaratımın olmadığı da öncelikli olarak felsefi bir sorundur..
Fakat doğayı bilmedikten anlamadıktan sonra hiçbirşeyi birbirine bağlayamaz, üretemez hale gelirsin..
Sonuç olarak da karı kız ayağına ateist olur çıkarsın..
ateistler bir şey diyemez, ölümden sonrası için bir şey vaat edemez gibi algıyla bir fikre yaklaşılmaz. pragmatist bir yan barındırmaz ateizm ve türevi düşünceler.
ölünce hiç mi oluyoruz abi? bunun karşısında bir sürü şey koyan dinler görürsün, umut pazarlarlar sana, cennet vaat ederler, seni bu acıdan kurtarmaya çalışırlar falan ama ateizm böyle bir düşünce değildir. olanı olduğu gibi anlatır. senin tatmin olman veya bir şey beklemenin gerçekçilik karşısında bir anlam ifade etmez.
ee ateistler dese, cennet var oğlum, hepiniz şunu şunu yaparsanız cennete gidersiniz, ne değişecek? hiçbir şey.
yani ateizmden bu tür açıklamalar beklemek boşuna onu diyorum, eğer bu sana acı geliyorsa bir dine yönelirsin orada cennet vaadiyle kendini avutursun. ( ama bir ateist bunu yapmaz)
'ölümü normal karşılıyoruz, ölümden korktuğumuz için bir şeylere sığınmak zorunda hissetmiyoruz hayatımızı normal şekilde yaşıyoruz ama birilerini inandığı için aşağı ve geri zekalı görüyoruz çünkü açıklayamadıkları veya korktukları şeyler yüzünden dinlere inanıyorlar. Eğer birisi dinini savunmaya kalksa deliriyoruz ve akıldan ne kadar uzak olduklarını göstermekçin onlara hakaret ediyoruz. Ama hakaretlerimiz onlarınki gibi küfür şeklinde değil, elit bir tavırla aşağılıyoruz. Ama ölüp yok olacağız...'
bir tecavüzcü ile aynı sonu paylaşmayacaksın evet, o hukukeb cezasını bulacak..
kaldı ki ödül ve ceza ilişkisiyle ancak evcil hayvanınızı idare edersiniz..
misal sana bir soru..
herhangi bir din veya kanun tecavüzü yasak, haram kılmasa ve cezai yaptırımı olmasa tecavüz edecek misin?
ensest ilişkinin kanunen bir yaptırımı yok, o halde ensest ilişki yaşayacak mısın?
yüzeyselliğin de bir sınırı var son tahlilde..
bu ödül-ceza yaklaşımı ve insanı fonksiyonsuzlaştırann argümanlar belki 500 sene önce bir konu olabilirdi..
bu sorunun tek bir mantıklı cevabı var, gelin bu cevabı da bir soruyla arayalım he?
doğmadan önce ne hissediyordun?
ne düşünüyordun?
anlam ya da anlamsızlık hakkında bir fikrin var mıydı?
acı hissediyor muydun?
sevinç?
korku?
hüzün?
Spermken ya da babanla ananın aklında ki fikirken veyahut cenin iken tam olarak neydi yukarıdakilerin hepsinin cevabı?
bunun cevabını verdiğinde bu sorduğun sorunun da cevabını vereceksin..
tanımlı olmadığını kabul etmen, bilmen, kavraman gerek..
durum bu kadar basittir, ölüm korkusu hayatını yaşayamayanların sahip olduğu birşeydir.. daha doğrusu ölümden sonra ki anlam sorgulamaları..
insanoğlu 1000lerce yıldır ama öyle ama böyle bir inanç mekanizması geliştirmiş sonuç itibariyle.. Bütün mesele bunu çok matah birşey sanmanız..
insanoğlu evrim geçiriyor ve bu süreçte sırtında ki bu ve benzeri yükleri gün be gün atıyor..
Bu süreç de doğal olarak sancısız olmuyor..
70 yaşına geldiğinizde evlatlık olduğunuzu öğrenmek gibi.. Kimileri bunu erken anlıyor, kimisi geç, kimisi ise hiç anlayamadan ölüp gidiyor..
şahsen ateistlerinde üzerinde konuşmaya korktukları konu olarak görmekteyim. ölümü düşününce ateistligin saçma olduğunu anlıyorsunuz.
ne yani öldük ve bitti mi bu kadar mıydı?
ee o zaman ben neden iyi biri olayım ki? sonucunda bir ceza yok nede olsa.
efendim cidden saçma.
bie tecavüzcü ile ben aynı sonu mu paylaşacağım? onun cezası verilmeyecek mi?
ölümden sonrasının bizi korkutmasına gerek yoktur. insana varlığını farkına vardıran zaten bilinçtir ve ölünce o da gidiyor. dolayısıyla öldüğünü bile farkında varmayacak bir cesedin sonrası için üzülmesi kadar saçmadır buna üzülmek.
ayrıca ölümü gözlemliyoruz, herkes ölüyor ve kimse de ölmeyeceğini iddia etmiyor. işte bu kısım önemli. bunun yetersiz bir açıklama olduğunu düşünenler o hiçliği kendi fantezileriyle doldurup o anın etkisi yok etmek istiyor olabilir ama bu bir şeyi değiştirmez.
bir gün hiç olacağım beni açıkçası korkutmuyor çünkü zaten bir irade yok orada. tırnağımı kesip yere atınca tırnağımın çürümesini farkına varıp üzülmesini beklemek kadar saçma bence.
ölüm döngünün bir parçası nasık doğmadan önce korkmuyorduk bilmiyorduk aynısı olacak. kişisel menfaat konusuna gelince dediğin gibi insanız ve insan olmayı din denilen insanları yola sokmak için hatta büyük kitleleri yola sokmak ahlak kuralları altında yönetmek yerine insan olmayı deniyoruz. neyin ayıp olup olmadığını biliyoruz. içki içip azıtanlar için içki din kitaplarında yasaksa içip sapıtmamayı biliyoruz. çalıp çırpmanın haram olduğu için değil de gurursuzluk olduğu için yapmıyoruz. bir insanı öldürmeyi günah olduğu için değil bir insanlık dışı hareket olarak, bir insanın başka birine bunu yapmaması gerektiğini bildiğimiz için en azından kendi adıma konuştum ama ateist lafından hoşlanmıyorum ama inancım yok ama saygım var insanlığım var doğru insan olmak neyse nasılsa öyle yapıyorum sonunda yapsam da yapmasam da bir ceza yok korktuğum için değil dünyaya düşünebilen bir insan olarak geldiğim için.
ateizme kısmen yaklaşmış olan bireylerin merak ettikleri sorulardan bir tanesi. Belki de en önemli olanı. Öldükten sonra sonsuza dek yok olacak olmak, her şeyin bitecek olması sizi korkutmuyor mu?
Sonunda sonsuz yokluk olan bir hayatın içinde vuku bulan olaylarda anlamdan söz edilebilir mi? yani mesela bir insanı öldürmek neden kötü bir şey olsun ki? insanlara kötü davranmaktan sizi alıkoyan nedir? Hayvanlar aleminin bir parçasıyız tek farkımız zeka ve bilinç düzeyimiz. Peki bu zekayı tamamen kişisel menfaatlerimiz için kullanmamız gerekmez mi?
ölüm gerçeği hayatın anlam ve önemini arttırır mı yoksa onu anlamsız mı kılar?