tüm ilahi dinlerin birbirinden ve pagan inanışlarından esinlenmiş olmasından mütevellit, vaat edilmiş toprak zırvalarının yahudilerinkine benzemesi doğaldır diyerek yanıtladığım sualdir.
islami fikriyata uygun bir söz gibi duruyor. çünkü semavi dinler, özellikle de islam her zaman kendini yaymak ve yeni topraklardaki taze dimağlardan güç almayı tercih eder. siyaset açısından çok yadırganacak bir gelişme politikası da değil. yalnızca bunun "sonsuz iyiliği ve güzelliği" yaymak istediği iddia edilen bir din tarafından yapılması yadırganması için yeterli bir sebeptir.
şimdi sözü doğru mu anladık tekrar inceleyelim:
"bir toprak parçasının müslüman hakimiyeti altına girmesinden itibaren"
esas olay burada. bu başlangıca göre bir toprak veya bölge yüzlerce yıldır farklı bir kültürün etkisinde yaşamış olsa dahi eğer 2 yıl için müslümanlar tarafından fethedilir ve daha sonra kaybedilirse müslümanlar islam adına bu bölgede hakları olduğunu idda edebilirler demektir bu. pek mantıklı bir yaklaşım olduğu söylenemez. asimilasyonu normal bir süreç olarak karşılayan bir topluma sahip olsanız bile pek mantıklı gözükmez.
helallık, meşruluk felan filan bunlar boş kelimeler. dinin bu hamleleri siyasettir. insanların algılamak istediği kişisel bir tanrısal algılayışla alakası yoktur. ayrıca kesin bir şey söylemek mümkün olmasa dahi yahudilerin dünyaevi varlıklara ne kadar düşkün olduğu göz önünde bulundurulursa islamın bir kez daha israiloğullarının politikalarından ders çıkardıklarını söylemek mümkündür.
