inanç dogmalardan müteşekkildir, dolayısıyla katidir. ekseriyetle kıyasa ve akıl yürütmeye kapalıdır. bu sebepten fen bilimlerindeki gibi ispata lüzum yoktur.
yoktur efendim. ne derseniz deyin ne yaparsanız yapın inanmayacaktır. çünkü inanmak kalp işidir beyin işi değildir. Mucizeler vardır kırk yıl inanmazsınız ama kırk yılın sonunda gelip çatar bir mucize işte o zaman gerçekler anlaşılır.
dini bütün arkadaşların enerjisini boşa sarfeden gereksiz eylemleri tanımlayan yöntemlerdir. oysa ki inanç insanın içinde başlar ve içinde biter. bunu çoğullaştırıp sosyalleştirmeye ne hacet var. mihri belli'nin bir zaman dediği gibi:
tanrı var evet, insanın ona ihtiyacı olduğu sürece.
gereksiz yöntemlerdir. Allahin varligi sabittir buna inanmak istememekte direniyorsa Ateist kardes kendi haline birakilmalidir. bilindigi üzere dinde zorlama yoktur. illa birsey yapilmasini birileri istiyorsa Ateistimizinde rizasi olmasi kaydi ile dinimizi ona anlatabilir.
"insanlar inanmak istediklerine inanırlar" diye bir söz vardı.
ölünce ya karanlık bir boşluğa düşeceğiz, film bitecek. ya da çok uzun bir hayata başlayacağız, sonuçta hepimiz öleceğimiz, kendi elimizde olmadan doğduk, kendi elimizde olmadan öleceğiz.
yani herkes ölmek zorunda, gerçekler kanıtlanma ihtiyacı duymazlar, insanlar inanmak istediklerine inanırlar.
uğraşmaya gerek olmayan yöntemlerdir. bize ne hacı ister ateist ister müslüman boşver herkes özgür. zaten eğer müslüman olmaya niyeti varsa allah'ın varlığını kanıtlayacak yığınla şey var biraz düşünmeyle kendi de bulabilir. eğer niyeti yoksa da sen götünü yırtsan bile o ilgilenmeyecek, kabul etmeyecektir o yüzden uğraşmaya gerek yok bırak herkes istediği gibi devam etsin.
canın yandığında dokunamıyor, göremiyorsun; ama hissediyorsun. Allahı dokunamazsın, göremezsin; ama hissedersin. Şimdi bir insan, bir insanın canının yandığını kanıtlayamayacağı gibi, bir insan bir başka insana allahın var olduğunu kanıtlayamaz. Ancak varlığını hissedersin.