herhangi bir yaratıcıya inanmıyor olabilir ama bu öldükten sonra başka bir yaşam olmayacağını anlamına geldiğini bilir. belki de kendince farklı bir hayat ya da boyutta tekrar yaşayacağını düşünüyordur.
bir insan ateistse zaten kendini yok saymış demektir, hayatta hiç amacı yoktur, ha diyeceksin ki insanlara yardım etme gibi amacı vardır, kardeşim o zaman neden insanlara yardım edeceksin ki, hani insanlık kötüydü?
verilen örnekteki hata akıl alıcı. adam eve gidince hesap verecekse insan için muslumanlikta bu ev ahiret hayatıdır senin mantikla atmıştım ölmemesi gerekir.
inanç nedir sorusunu sormadığı gibi, bu olgu ile ilgili argümanları hiç okumamış, cevap arayışına girmemiş bir kişinin soracağı teokratik sorudur. akıl dışıdır.
bir kere gerçek şudur ki her insan felsefik olarak inanır. bu olgunun arkasında ise insanın sosyal bir canlı oluyor olması yatar. yani insan iletişim halinde olan bir canlıdır. iletişime de muhtaçtır. iletişimin karşılık buluyor olması yada olmaması durumu insanda ki inanç güdüsü ile ilgilidir. misal verelim.
- congolos ben seni çok seviyorum.
- congolos ben senden nefret ediyorum.
gibi söylemler congolos üzerinde ki kanaatine inanç denir. congolos buna inanır veya inanmaz. ama her iki durumda da inanç devrededir. congolosun bir başka kişinin söylemi ile oluşan kanaatinin toplamıdır inanç. bazı ileri seviyeli yazarlar inanmamak nasıl inanç olur diye soracak olabilir *
burada enteresan olansa inanç kavramının ilahi algı ile bütünleştirilmesidir. islamda ilahi durumu kabul etmenin anlamı imandır ! imanda insanın öznesinde olan inanç algısıdır ! tıpkı birinin sizi sevip sevmediğine getirdiğiniz inanç kanaati gibi.
dolayısıyla inanç bir çok kavramsal durum için ortaya çıkabilmektedir.
sonuç olarak ateistlerin inanmıyor olması bir sorunsal değildir, ama neye inanıp inanmadığı belirlenirse bu sorunsal olarak ortaya çıkabilir.
not : teokratik inancın bir insanda olmuyor olması sorunsal değildir.
inanan insanlar ne içim yaşıyor? cennet, güzellikler, huriler, sonsuzluk vs... peki bunlar gerçekleştiğinde ne için yaşayacaksınız? ateistlerin kimseden sonsuzluk beklentisi yoktur.
eğer siz sonsuz gücü olan bir tasarımcıdan bir şeyler bekliyorsanız tatmin olmanızın imkanı yoktur. ateistler sonsuzluk beklemiyor. tesadüfen oluştuysak sizce de dünya gerçek cennet değil mi?
hayattan tat almak için olabilir. unutmayın ki her insan ailesi, okulu sayesinde doğuştan itibaren tanrı varlığı konusunda beyni yıkanıyor. ateistler de bu şekilde. kimi insanın beyni o kadar iyi yıkanmış ki sorgulamaya korkar ve sistemin mükemmel kölelerinden olur. kimi insan da sorgular kendince çıkarımlarda bulunur. tabi ki sonuç olarak bilimsel bir kanıta dökülemeyecek konular olduğundan sadece inanmak ya da inanmamakla sonuçlanır. ateistler genel olarak dünyasının bu dünya ile sınırlı olduğunu düşünür ve buna göre yaşadığı hayattan daha zevk alarak yaşamayı amaçlar şeklinde açıklanabilir.
Ateistlerde zamaninda bizim gibi insanlardı lakin ortamda bulunan aslında bizimde sevmediğimiz ama söylemekten kacindigimiz değerlerimizden ötürü bu yolu seçmiş kişilerdir. Not: Türkiye için böyle
inançlı birisinin bir insanın yaratılış nedeninin sadece ibadet etmek olduğunu ve tanrının insanı kendisine ibadet etmek için yarattığını, başka bir amaç gütmediğini düşünmesi mümkündür. ama, tanrı, sadece kendisine ibadet etsin diye insanı yaratmış olsaydı, bazıları çok zeki olabilen insanların hepsini zayıf zekalı olarak yaratırdı, çünkü bu onların kendisine ibadet etmeleri için yeterli olurdu. tanrının, kendisine ibadet etmek yerine, kendisine inanmayan insanları da yaratmasında ve onlara da istatiksel olarak inananlar kadar ömür verip yanına hemen almamasında da bir hikmet olsa gerekir.