tamamen saçma bir tespit. özellikle ticarette avrupalılar bizden fersah-fersah ahlaklı maalesef. üstüne-üstlük en fazla ateistin bulunduğu iskandinav ülkeleri en az suç işlenen, bizimle karşılaştırırsak hiç suç işlenmeyen ülkeler.
ülke insanımızın feci cehaletine en büyük kanıt; bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak ve bok atmaktır.
aslında sorun ahlak kavramını tam özümsememiş değerlendirmelerdir. kendi ahlak anlayışımızı tüm evrene mal etme, etik olan gibi algılama ve bu eksende düşünüp yorumlamaktır. etik evrensel olan moral değerleri temsil eden yazısız kurallardır. örnekse bir insanı öldürmek dünyanın her yerinde "ahlak dışı" dır, bu yüzden de etik değildir. ama ahlak toplumlara, ülkelere, farklı coğrafyalara göre değişebilir, lokaldir. örnekse bir parkta esrar içmek amsterdam da normal karşılanırken ankara da yapılabilmesi yasa dışıdır.
kendi ahlak penceremizden gördüklerimizle başka bir ahlak sisteminin çöktüğü savını oluşturmak, beyhude bir çabadır, sağlıklı olmaycaktır.
mesele dinle ilişkilendirilmemelidir, mevzuu iyi toplum-kötü toplumdur. avrupanın nasıl bir toplum olduğu konusunda ahkam kesmek doğru mudur acaba? gitmediğimiz, gitsek dahi yıllarca aralarında yaşamadan böyle bir kanıya varmak, daha doğrusu düzgün bir tespit yapmak doğru gibi gözükmüyor. peki ya ülkemiz; dolandırıcılık, gasp, hırsızlık, tecavüz, bebek tacizleri, yolsuzluk. neredeyse her gün okuduğumuz haberlerin özeti konular bunlar ve bu olaylar ülkemizde yaşanıyor, haber konusu oluyor. işin daha da kötü tarafı artık bu haberleri kanıksar olduk sanki, okuyup geçiyoruz normal hadiselermiş gibi.
sebebini araştırmak sosyologların görevi ama görünen o ki biz kötü bir toplum olma yolunda hızla ilerliyoruz. sınıflararası mali farklar, değişen dünya düzeni, yaygın medya ağının getirdiği olumsuz etkiler vs vs bunların hepsi toplum olarak bozulma sebeplerimiz olarak sayılabilir lakin en önemlisi işsizliktir; işsiz, sabah kalktığında yapacak herhangi bir işi bulunmayan milyonlarca genç veyahut yaşlı insanlar dolu yurdumuzda ve bu işsizlik dolayısıyla da parasızlık bu olanların en büyük sebeplerindendir. kimbilir belki de artık ahlak, refah düzeniyle ilişkili bir olgu olmaya başlamıştır, sosyologların bu konuda ciddi araştırmalar yapması gerekiyordur belki de..
ateistlikle bağdaştırılmış bir teoridir. diğer tüm yorumlara saygım sonsuz olmakla birlikte biraz özeleştiri yapmak gerekirse bizimde çökmeye doğru giden bir ahlak sistemimizin olduğunu görmek mümkündür. kaldı ki ahlak toplumlara ve kişilere göre değimektedir. biz ülkemizdeki ahlak sisteminden yola çıkarsak hergün gazetelerde, televizyonlarda, internette bir sürü ahlaksızlık örneğinin bilinen haberlerini alıyoruz. bunun yanı sıra mutlaka bi bu kadar daha bilmediğimiz ne haberler ne olaylar var. bilindiği üzere ülkemizde yaşayan yurttaşların büyük bir bölümü müslüman, kalan yurttaşların da bir kısmı farklı dinlere inanmakta veya inanmamaktadır. demek ki burada da gördüğümüz üzere, ahlaksızlık ülkelerdeki inananan insan miktarına göre ölçülmemelidir.
sonuç olarak bize göre ahlaksız bir insanlığın arttığı doğru olarak kabul edilebilmesine karşın bu artışı ateistlerle veya avrupayla bağdaştırmak yanlıştır.
mesele dinle ilişkilendirilmemelidir, mevzuu iyi toplum-kötü toplumdur. avrupanın nasıl bir toplum olduğu konusunda ahkam kesmek doğru mudur acaba? gitmediğimiz, gitsek dahi yıllarca aralarında yaşamadan böyle bir kanıya varmak, daha doğrusu düzgün bir tespit yapmak doğru gibi gözükmüyor. peki ya ülkemiz; dolandırıcılık, gasp, hırsızlık, tecavüz, bebek tacizleri, yolsuzluk. neredeyse her gün okuduğumuz haberlerin özeti konular bunlar ve bu olaylar ülkemizde yaşanıyor, haber konusu oluyor. işin daha da kötü tarafı artık bu haberleri kanıksar olduk sanki, okuyup geçiyoruz normal hadiselermiş gibi.
sebebini araştırmak sosyologların görevi ama görünen o ki biz kötü bir toplum olma yolunda hızla ilerliyoruz. sınıflararası mali farklar, değişen dünya düzeni, yaygın medya ağının getirdiği olumsuz etkiler vs vs bunların hepsi toplum olarak bozulma sebeplerimiz olarak sayılabilir lakin en önemlisi işsizliktir; işsiz, sabah kalktığında yapacak herhangi bir işi bulunmayan milyonlarca genç veyahut yaşlı insanlar dolu yurdumuzda ve bu işsizlik dolayısıyla da parasızlık bu olanların en büyük sebeplerindendir. kimbilir belki de artık ahlak, refah düzeyiyle ilişkili bir olgu olmaya başlamıştır, sosyologların bu konuda ciddi araştırmalar yapması gerekiyordur belki de..
evrensel bir ahlak yasası olmadığı için yargılanamayacak bir önermedir. sen onların hayat tarzını kendi yaşayış stiline göre irdeleyemezsin. bu yüzden de onların ahlak sistemi hakkında onlara göre konuşmalısın. adama kime göre neye göre derler koçum.
ona bakarsan bazı afrika kabilelerinde ergen gençlerin erkek konumuna geçmeleri kabile üyelerinden birinin en değerli eşyasını çalması ile belli oluyor. buna ne yapalım şimdi. adamlar şerefsiz it puşt mu?
kültür bu anam babam, kültür. *
Ateist oda arkadaşım frieslandlı çiftçi kızı Anneke'nin konuştukça götümle güldüğüm ahlak sistemi.
Öyle ateist ki bu frieslandlı kız, evsizleri arabasıyla sığınağa bırakıp, kızılhaça kan bağışlar, ve Türklere sıcak bakar, üstelik sadece 1 erkek kardeşi vardır ve 22 yaşında ilişkiye başlamıştır.
+ avrupada olan tecavuz vakalarından daha fazlası zaten türkiyede var (türkiyede millet teist)
+ avrupadaki cinayet vakaları orantısal olarak türkiyedekinden daha az (türkiyede millet teist)
+ avrupada gittikçe ilerleyen alkolizmin orantısal olarak iki katı türkiyede mevcut (türkiyede millet teist ve müslüman)
+ avrupata satılan uyuşturucunun %90'ı türkiyeden gidiyor. türkiyedeki oranı düşünün!
bütün bunlar varken avrupanın ahlak sistemini sorgulamak saçmalığın daniskasıdır ve sıçtığımızın resmidir sevgili arkadaşlarım... Türkiyenin giderek muhazafakarlaştığını ve dindar bir halkın olduğunu göz önüne alırsanız bunu söyleyenlere sadece hassiktir denir.
ahlaktan ne anlaşildığına bağlı tabii. antik yunandaki anlamıyla etik olarak ele alırsak, eşcinsellik insanların cinsel tercihi, alkol ya da uyuşturucu kullanmaları, eğlence sektörünü meslek edinmeleri ahlaksızlık değildir.
1) uyuşturucu madde ve alkol bağımlısı olmanın ahlakla alakalı olmadığını,
2) doğuştan hormonel sebepten eşcinsel olmayanların bile sırf meraktan eşcinsel olması olayının avrupa'ya değil sadece hollanda'ya özgü olduğunu,
3) (pedofilizm)sübyancılığın avrupa'da yaygın olmadığını aksine müslüman ülkelerde daha yaygın olduğunu,
4) ergen kızların babası belli olmayan çocuklara hamile kalmasının sadece avrupa'da görülmediğini,
5) aile kavramının hemen hemen yok olması, bu yüzden mutsuz çocuklar ve gençlerin olmasınında ahlakla alakalı olmadığını sadece o avrupanın daha başına buyrukluğunu ve refahatini ilgilendirdiğini,
6) kadınların ve kızların seks objesi olarak görülmesi, köle gibi alınıp satılmasının sadece avrupa'da görülmediğini,
8) gençlerin vandallaşması ve kolay yoldan para kazanmak istemesinin anarşizmle hiç bir alakası olmadığını,
9) çıplaklar kampına ailecek gitmenin ahlak ile alakası olmadığını,
10) kadınların aldatma konusunda erkekleri geçmesinin ahlak ile alakası olmadığını, aldatmanın yannlış evliliklerde meydana geldiğini ve aldatma sorunsalının bütün dünyaya ait bir sorun olduğunu,
bilmeyen kimsenin önerisidir.
7, 8, 11 ve 12yi atladım lakin bu 4 sorundan 22 kat daha fazlasını şiileşen türkiye, iran ya da suudi arabistan hakkında bizzat örnekler verebilirim.
Avrupa'da ateistlerin cogunlukta oldugu tek ulkede ikamet eden sahsimin, kucagimda kizimla her tramwaya binisimde bana yer veren insanlarin ve kisin en soguk gunlerinde evsizleri arabalariyla belediyenin siginmahanesine tasiyan genc aktivistlerin ne derece ahlaksiz oldugunu anlamami saglayan baslik