hayata olan bakış açımı tek bir kitap ve görüşe teslim etmek istemiyorum. eğer tanrı olsaydı, bizim cahil birer itaatkar olmamızı istemezdi diye düşünüyorum.
-Binlerce yıl öncesinde yaşamış putperest kavimlerin ibadetleri hakkında bilgiler veren somut ve yazılı kaynaklar bu zamanlara kadar gelebilmişken eldeki kitabın ilk nüshalarının onun indirilmesinden bir asır sonraya ait olması,
-Diğer indirilmiş kutsal kitaplar bilindiği halde ve ayetlerde de kurandan açıkça “kitap” diye bahsedilmesine rağmen zamanında bir kitabın ortaya konamaması, bu işin peygamberin ölümünden yıllarca sonraya bırakılması,
-Kitapta konuşan kişinin sürekli değişmesi, kitabın geneline hakim tek bir hitap tarzının olmayışı,
-Sureler ve ayetleri arasında tarihsel bir sıralamanın ve konu akışının bulunmayışı,
-islam aleminin en büyük tabibi olarak tanınan El Razı gibi büyük düşünürlerin dahi zamanında bu kitaba ve peygamberine değil akla önem vermesi,
-Kitapta allahın taşa, toprağa kendi yarattıkları her ne varsa onun üzerine yemin emesi, onlar için söz vermesi,
-Ayetlerde açıkça “tanrıların en güzeli” denilerek tanrı kavramının çoğul bir şekilde söylenmesi,
-Kainatın dengesini sağlayan allahın ayetlerde basit matematiksel hatalar yapması,
-Her şeyi bilen allahın ayetlerde belirsizlik veya olasılık içeren tabirler kullanması, karşısında konuştuğu peygamberine “elindeki nedir musa?” veya “bana inanmadın mı ibrahim?” gibi basit sorular sorması,
-Ayetlerdeki anlatımların çok basit ve gözle görülebilen doğa olaylarının tasvirlerini içermesi, güneş gökte aynı yolu izledi ve battı onun yerine ay doğdu, yağmur yağdı otlar yeşerdi gibi orta akıl sahibi herkesin bilebileceği tasvirlerin yapılması,
-Yine doğanın anlatımında gerçeğin dilinin değil gözle görülebilenin esas alınması; yakın göğün yıldızlarla donaltılmasından, göklerin direksiz tutulmasından, yıldızların kaymasından bahsedilmesi.
-Geleceği bilen ve her şeye gücü yeten allahın ayetlerine göre koşulları değiştirmek yerine koşullara göre ayetlerini değiştirmek yoluna gitmesi,
-Cin olan şeytanın sadece meleklerden istenen “ademe secde edin” emrini üzerine alınıp isyan etmesi, kovulduğu halde allahın cennetine girip ademle havvanın aklını çelmesi, ölümlü dünyaya daha gelmeden evvel ademle havvanın kendilerine diz çökmüş olan meleklere özenmesi, onlar gibi ölümsüz olmayı istemesi, ahiret sonrasında cennetin kapılarına allahın bekçiler dikmesi v.s.,
-Her ne kadar ilk başta adem ve havvanın kişisel sorumluluğundan kaynaklı bir hata yapılmış olsada, onlardan sonra gelecek olan tüm insanlığın da bu sınava tabi tutulması,
-Allahın hem dilediğini isteyerek veya cehennemi doldurmaya söz vererek yoldan çıkarması hem de onu sırf kötü oldu diye değil sırf “inanmadı” diye ateşte sonsuza kadar yakması,
-Bir önceki peygamberinin üzerinden yüzyıllar geçip de insanlığın zeka ve sorgulama kapasitesinin arttığını görünce allahın son peygamberine mucizeler vermekten birden vazgeçmesi,
-Allahın kendi yarattığı canlıları kötüleyip küçük görmesi, insanları onlara benzeterek alay etmesi, onlara kızması, yüce bir tanrı olmaktan ziyade bir insan gibi tavırlar takınması,
-Tüm insanlığa son kez gönderilmiş olduğunu iddia etse de kitabın her çağa ve coğrafyaya hitap edemiyor olması,
-Ayetlerde yeryüzündeki her kavime peygamber gönderildiği iddiasında bulunulsa da ortadoğulu olmayan bir peygamberden tek kelime dahi bahsedilmemesi,
-Sürekli binlerce yıl öncesine ait olan ve o zamanlar dahi hiçbir ispatı bulunmayan alıntı hikayelerden bahsedilmesi, islam öncesi şairlere ait cümlelerin, imparatorlara ait bazı yasal hükümlerin birebir ayetlerde geçmesi,
-ibrahim peygamberin bir kaç gün içinde ilkin yıldız, ay ve güneşin doğması sonrasında ise sırf batıyor olması sebebiye üç tanrı birden değiştirmesi, bunların doğarken dahi bir zaman sonra batacağını düşünemiyor olması, onu inanmamaya iten bilginin yanlış olması ve bunların aslında hiçbir zaman batmaması,
-insanlar bir şeyleri duymayıp görmedikleri halde sırf bir kaç sualde bulundular diye cezalandırılırken, ibrahim peygamberin allahla karşılıklı konuşuyor olmasına rağmen kalbinin yine de tatmin olmaması ve ilaveten bir de mucize istemesi,
-Allahın her zaman peygamberini kendi seçmemesi, başıboş bir kavim aramak yerine akrabalık durumuna göre de hareket etmesi, ibrahim peygamberi doğrudan korumak varken sırf onun yalnız olmak istememesi ve firavundan çekinmesi üzerine kardeşini de peygamber ilan etmesi,
-Allahın da firavunun uyguladığı bir cezalandırma yöntemini benimsemesi ve gerektiğinde insanın ellerinin çapraz kesilmesini istemesi,
-Ayetlerde cariyelerden ve kölelerden bahsedilmesi, başta erkek kadın ayrımı olmak üzere insanlar arasındaki eşitsizliğin normal sayılması,
-Yeterli açıklama yapılamadığı için mezhepsel ayrıma ve insanlar arası çatışmalara yol açan onca konu varken, surelerin normalin üstünde hatta bazılarında abartı boyutlarına varacak ölçüde tekrarlar içermesi,
-Ayetlerde erkeğin menisinden, kadınların süslerinden, özel günlerinden, bağırsaktaki dışkıdan, kandan ve kalpten bahsedildiği halde insan vücudunun en temel organı olan beyinden hiç bahsedilmemesi, o çağlardaki tıp bilgisinin bir sonucu olarak düşünüp, inanmak gibi beyin fonksiyonlarının hepsinin kalbe yüklenmesi,
-Kanlı olsun ya da olmasın, sırf inanç uğruna şiddete başvurulmasının meşru gösterilmesi,
-Ayetlerde anlamı tam bilinemeyen kelimelerin olması, bu ifadelerin allahın bir sırrı olarak değil eskiden inanılan ama zamanla ve artan bilgiyle toplum tarafından söylemi terk edilmiş olan tabirler olması,
-Ayetlerde tüm bu anlatılanların dışında çok sayıda eksik kalmış kelimenin ve birbiriyle çelişkili anlatımların bulunması.
bütün gerçekliğe akıl yoluyla ulaşmaya çalışan arkadaş aşkın hormonsal tarifini yaptığı gibi ruhun da maddesel tanımını yapabilir mi elektromanyetik spektrumun varlığı bilinmezken mesela u v ışıkları inkar edebilirdik ama şimdi haksız olduğumuz gün yüzüne yüz kere çıkmış olurdu yani akıl dediğin şey başkalarının aklı sen hiçbirini bulmadın bunların ya da bulmaya çalışmadın neyse konu bu değil yarın bir gün ruhun ve metafiziğin varlığı net olarak kabul edilince bu sefer neye çamur atıp kendini zeki göstermye çalışacaksın?
Farkindaysaniz bu baslik altinda ilk satasma inançli arkadaslardan gelmis. Sonrasinda ateist birey buna cevap verince suçlu, ergen, aptal, hak hukuk bilmez oluyor. Çok güzel ve seçici bir baslik. Buradan dahi inançlilarin bekledikleri saygiya nasil ayni sekilde karsilik verdiklerini gormus oluyoruz. O yuzden bi siktirin gidin artik. Sirf inanmiyor diye linç korkusuyla yasamaktan bikti insanlar. Kimse de gelip gerçek bilmem ne bu degil demesin, ne oldugunuz ortada. Sirf su basligin altindaki entry ler incelense yeter. Insanliktan nasibini inanarak alabilecegini zanneden cahiller surusu sizi.
... bütün gerçekliğe akıl yoluyla ulaşmaya çalışırken, manevi ve spiritüel tandansı tümüyle göz ardı ettim. çünkü tanrıtanımazlığı, dini etkileri aşikar yobazlıkların tam karşılığı zannettim. çünkü aşkı, salgılanan hormonların bileşkesi olarak kabul ettim. çünkü artık iflah olmayacağımı farkettim.
ateistim çünkü allah yok olsaydı bu zulme bu düzene sesiz kalmazdı o kadar namazında ve niyazinda biriydim bir tane duam kabul olmadı işim rast gitmedi hep terslik olsaydı gerçekten biz kürtlere sahip çıkardı onun için allah varsa bende isyan ediyorum itaat etmiyorum o allaha ve ateistim diyorum.
kuantum fiziğinden haberim yok, olsa bile ne alakası var diyecek kadar zekiyimdir, müslüman olmamak ile ateizm arasındaki farklardan haberim yok fark mı varmış ki? tut ki oldu beni alakadar etmez beyin diye sünger kullanıyorum zaten...