Insanın doğruyu ve yanlısı seçecek iradesi vardır. Allah ın çağrısına uymayan, nefsinin peşinden koşup zulüm eden elbette cezasını bulacaktır.
Hayır, insanın istediği ameli ve inancı seçme hakkı olmasaydı doğruydu.
Benim şu anda her şey elimde. istesem haşa bu sözlükteki her kese hakaret, küfür ederek büyük günah işleyip, kul hakkıda almış olurum, istesem şu ilik bekleyen arkadaşa iliğim tutunca ilik vererek muhteşem bir salih amelde işlemiş olurum. istesem kendi rızkımı Suriyeli lere vererek hayır işlemiş olurum, istesem Suriye lilerin mallarını yagmalayarak günahta işlemiş olurum.
Yani akıl, irade varsa ve sen istediğini yapabiliyorsan suç kimin?
Ha, akıl yokturdur, yada din sana ulaşmamıştır onlar zaten imtehan dan muaftır.
" biz peygamber göndermediğimiz hiçbir topluluğa ceza verici değiliz "
Ateistlerin argumanlarindan biri su: dünyada o kadar acı ve zalim varken neden tanrı adaleti saglamiyor.
Oysa Allah hiçbir yerde dünyada her şeyin güllük gulistanlik olacağını söylememiştir. Aksine, kişilere iyilik ve kötülük yapma özgürlugu vermiştir ki bu da imtihanın ta kendisidir. Eğer kotuluk yapma imkânı olmasaydı, gerçekten cenneti hak edeceklere haksızlık olacak idi. Fakat en ufak bir kötülük, zulüm karşılığını bulacaktır. Mazlum olan kişi de ahirette hakkını soke soke alacaktır.
Fakat ateiste gore,
Dünyada kanuna yakalanmayan zalimlerin hiçbiri (ki bunlar tarih boyunca yuzbinlercedir) sonsuza kadar cezalandirilmayacak. Çocuk tecavuzculeri, işkenceciler, dolandırıcılar, insanlari ac bırakanlar, soykirim yapanlar, savaslarda hamile kadinlarin karnini yaranlar 16 milyon insanı öldüren Hitler vs vs.. hepsinin yaptığı yanına kar kalacaktır.
O halde dünyada adalet asla mümkün degildir! Diyecekler ki, biz de bu yüzden adil sistem kurmak istiyoruz.
Ama bu da utopyadir. Kesinlikle zulumlerin hepsini engelleyemezsin. Engellesen bile tarihe adalet getiremeyecegin için asla bu dünya adil olmayacak.
Daha küçüğe inelim,
Zulumlerden biri dedikodudur. Ornek olarak ateistin dedikodusunu yapmis, onu arkadan azarlamis, küçük dusurmus kimsenin cezasını hiçbir devlet veremez. Zira tespit edilemez ve bu suç değildir. Olay orda kapanır.
Ama Allah sen ateist olsan bile dedikoducunu, vefasizini çıkarıp çatır çatır ahirette hakkını verecek. Yüz yüze getirecek, onu önünde utandiracak.
Hadiste şöyle buyruluyor;
"Kıyamet günü, boynuzsuz hayvan dahi boynuzludan hakkını alacak."
Uzgunum ama ongordugunuz ne dünya mefhumu ne de sonsuzluk kavramı insanın fitratinin ihtiyaç duyduğu şeyi vermiyor. Sadece tüm gününuzu birkaç ayet hakkında temcit pilavı gibi konuşmakla geciriyorsunuz.
Zahmetsiz yemek olmaz. Başarılı olduğunu ispatlamadan mezun olamazsın. Başarılı olmak için çalışacaksın, bazen burs bulamayacaksin, ek iş yapacaksın, bazen torpilli öğrenciler önüne geçmeye çalışacak canini yakacaklar ama çalışacaksın. En sondaki sınavi sadece çalışanlar geçmiş olacak.
Yok ben bu egitim sistemini sevmedim ne zor boşver dersen üniversite değil sen kaybetmiş olursun. Zira sana sistemi sorgulaman değil sınavı geçmen söylendi. Yönetmelik bu.
Hatirlamamak delil değildir sen anne karnını da hatirlamiyorsun. Boyut değiştirmiş bir insan olmuşsun, hatırlamamaktan doğal ne var? Hatirlasan imtihandaki anlam ne?
18:49 - O gün herkesin amel defteri ortaya konulmuştur. Ey Muhammed! Günahkârların, amel defterlerinden korkarak: "Eyvah bize! Bu nasıl nasil bir amel defteri! Yaptigimiz büyük ve ufacik seyleri dahi önümüze döküyor!" dediklerini görürsün. Onlar, bütün yaptıklarını hazır bulmuşlardır. Senin Rabbin hiç kimseye zulmetmez.
Suç işleyeceğini bile bile (her insan az ya da cok günah işler) çocuk doğuran kişi de suçludur. insan neslini kesmeyi neden denemiyorsun? Etik olan bu desene!
Bundan dolayı israiloğullarına (Kitap’ta) şunu yazdık: “Kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün insanları öldürmüştür. Her kim de birini (hayatını kurtararak) yaşatırsa, sanki bütün insanları yaşatmıştır. Andolsun ki, onlara resûllerimiz apaçık deliller (mucize ve âyetler) getirdiler. Ama onlardan birçoğu bundan sonra da (hâlâ) yeryüzünde aşırı gitmektedir.
diğer entryleri okumadan yapacağım bir yorum olacak.
ateiste göre, en azından benim gibi bir ateiste, adalet denilen olgu, ancak ve ancak dünyada gerçekleşebilir. yani saçmalamadan anlat geri zekalı derseniz, ilahi adalete inanmıyoruz. misal, bu dünyada 10 yaşındaki bir kız çocuğuna tecavüz ettin, onu öldürdün, ölüsüne tekrar tecavüz ettin, bedenini yaktın, nehir kenarına attın. cesedi asla bulunamadı, ailesi perişan. bunu yapanın cezasını çekmesini istiyorlar, ama çekmiyor. ben de bu durumun farkındayım. öteki taraf diye bir şey olmadığı için, ölünce bu yaptığının karşılığını almayacağını biliyorum. vicdani olarak kötü hissettirmiyor mu derseniz, hayır. insani bir duydu olan tamamlanmışlık, tatmin hissini hissetmiyorum. ilahi adalet, iyiliğin geri dönüşü gibi şeylerin olup olmaması beni ilgilendirmiyor. ha ama, bunu yapan yakalanırsa, duruma göre müebbet veya bilmem kaç yıl hapis ile cezalandırılması mantıklı olacaktır elbet.
bir konuya daha değineyim. kimisi merak eder, siz ateistler inanmıyorsunuz, sizi yakacak bir allah veya cezalandıracak başka bir tanrı yok, neden dışarı çıkıp birilerini öldürmüyorsunuz, sizi bundan alıkoyan ne ? diyecek olursanız da, çünkü kendimize yapılmasını istemediğimiz şeyi başkasını seviyoruz, başkalarının yaşam hakkı olduğunu biliyoruz.
velhasılı kelam, adaletli, ahlaklı, iyi, dürüst olmak için herhangi bir tanrıya veya bir inanca gerek yok açıkçası.