Asıl soru şu olmalı;
Vatanı, Kavmi ve Devleti Uğrunda Ölen “Şehid” Olur mu?
veyahut
Vatanları için Savaşırken Ölen ABD ve Yunanistan Askerleri Neden Şehid Sayılmıyor ?
Laik sistemler uğrunda ölenlerin “şehid” olduğuna inananlara bir çarpıcı örneği de şöyle verebiliriz:
Eğer laik TC uğrunda ölen “şehid” ise, laik Yunanistan ya da laik ABD uğrunda “vatanlarını savunurken” ölenin de “şehid” olması gerekmez mi? Üstelik bu iki ülkede de zorla askere götürülen Müslümanlar da var. Nitekim, Irak’ın mazlum Müslüman halkına bomba yağdırmak için Körfez’e gelen ABD askerleri arasında, savaş sırasında bile beş vakit namazını kılan “Müslüman” (!) askerlerin bulunduğu basında yer almıştı.
Bu askerlerin, ABD savaş gemisinde namaz kılarken çekilen fotoğrafları da yayınlanmıştı. Üstelik ABD ordusu TC ordusuna nazaran, en azından insan hakları adına, islam’a ve Müslüman(!) askerlere daha sıcak davranmakta, namaz kılan ya da eşi başörtülü olan subayları “mürteci” diye damgalayıp Amerikan ordusundan atmamaktadır.
ABD ve Yunanistan’da Müslümanlar Türkiye’ye göre görece daha özgür, hiç değilse başörtüsü yasağına muhatap değiller. Bu ülkelerde camiler laik devletin tekelinde olmadığı gibi, islam’ın içeriği de laik devlet tarafından belirlenmemekte, camilerde laik devlet islam adına kendi politikalarıyla uyumlu resmi bir dini de dayatmamaktadır.
Şimdi mazlum Müslüman halkları ABD emperyalizmi adına bombalayan savaş gemisinde namaz kılan asker ölürse “şehid” mi sayılacaktır? Ya da Amerika ve Yunanistan gibi laik ülkeler bir dış saldırıya muhatap olduğunda, oralarda bulunan insanlar, hatta “Müslümanlar” ABD ve Yunanistan orduları içinde görev alıp vatan savunması adına ölürlerse şehid sayılırlar mı?
Allah’ın, adaleti ve tevhidi ikame etmek için yeryüzünde halife kıldığı insanlar, Allah’ın hükümlerini yeryüzüne egemen kılma misyonlarına ihanet ederek, hevanın, laikliğin, beşeri ideolojilerin, emperyalizmin, adaletsizliğin egemenliği uğrunda ölürlerse “şehid” olabilirler mi?
️Şurası iyi bilinmelidir ki, laik TC sistemi uğrunda ölenleri “şehid” sayanlar (ki bu ilmen, naklen, aklen, kalben mümkün değildir), aynı şekilde laik diğer tüm sistem ve devletler uğrunda ölenleri de “şehid” saymak durumunda kalırlar ki, bu da mümkün değildir.
️Neden sadece Tc halkından veya ordusundan ölenler şehid de Abd halkından veya ordusundan ölenler şehid değil ? Onlarda vatanları ve dinleri uğruna hatta demokrasi ve laiklik uğruna ölüyorlar! Neye dayanarak birini şehid diğerini herhangi bir ölü sayıyorsunuz?
Her kim Kelimetullah’ın (Allahın kelimesi yani Kelime-i Tevhid’in) en yüce olması için savaşırsa işte ancak onun savaşı Allah yolundadır. Ve ancak Allah yolunda ölenler ve öldürülenler şehid olurlar.
kahramanlık, yiğitlik adına ya da vatancı, kavmiyetçi, milliyetçi duygular uğruna ya da gösteriş için savaşan kimse Allah yolunda savaşmayan kimsedir ve şehid olması mümkün değildir. Yapılan savaşın “Allah yolunda” sayılabilmesi için Resulullah (s) çok net bir ölçü vazetmektedir ki o da, “Allah kelamı yücelsin diye savaşmaktır.” Allah kelamı her şeyden önce tevhid, yani “lâ ilahe illallah” ve Kur’an’dır. O halde kim ki, Kur’an’ın hükümlerinin eksiksiz uygulanması, yeryüzüne hâkim olması, Allah’ın şeriatını esas alan bir toplumsal düzen kurulması ya da böyle şer’î bir düzen varsa, bu islami düzenin muhafaza edilmesi için savaşır ve Allah’ın rızasını kazanmak niyetiyle bu yolda öldürülürse, işte o kimse “şehid” olarak vasıflandırılmaya hak kazanmaktadır. Allah ve Resulü’nün son derece açık beyanları, bu hususu son derece belirgin bir şekilde ortaya koymuştur.
"-Şehid-”ler “-Allah yolunda-” öldürülen kimselerdir. Allah’ın ayetlerinin, şeriatının, ekonomik, sosyal, siyasi, hukuki, bireysel, kamusal ve toplumsal hayata yön vermesini yasaklayıp, Allah’ın ayetleriyle savaşırken ölen kimselerin gayet tabii ki, islam’la ve şehitlikle alakası olamaz. Sadece Allah yolunda, Allah’ın kelamını, Kur’an’ı, vahyi, islam şeriatını yüceltme ve hâkim kılma uğrunda ölenler şehidtir.
️“Allah’tan başka hiçbir hedefe, hiçbir gayeye, hiçbir cazibeye içinde yer vermeksizin ... sırf yüce Allah’ın indirdiği bu gerçek uğruna ... sırf yüce Allah’ın yasalaştırdığı bu sosyal düzen uğruna ... sırf O’nun seçtiği bu din uğruna ... sadece bu yolda öldürülenler... Başka herhangi bir yolda, başka herhangi bir yafta altında ya da bu amaca başka bir hedef veya başka bir yafta ortak ederek öldürülenler değil!... Gerek Kur’an, gerek hadisler bu noktayı ısrarla vurgulamaktadır. Ta ki, vicdanlarda en ufak bir şüphe, en zayıf bir kuşku kırıntısı kalmasın, vicdanlarda sadece Allah kalsın diye.” | Seyyid Kutub, Fizil al’il Kur’an, Dünya Yay., c. 1, s. 220.
️Walhasıl mal için, dünyevi çıkarlar için yapılan savaş da Allah yolunda cihad sayılmamakta ve ölen şehid olmamakta, hiçbir sevap kazanamamaktadır. Nitekim Allah Resulü’nün komutası altındaki islam ordusunda bulunup, karşıdaki küfür ordusu ile savaş sırasında ölenlerin dahi hepsi “şehid” olamamışlardı.
“Cihad, islam davası uğruna, şeriat düzenini yeryüzünde tümüyle hâkim kılmak veya bu düzeni savunmak amacıyla yapılan savaştır.”
“…Şeriat kurallarını egemen kılmaya yönelik bu davranışların, laikliğe aykırılık oluşturduğu kuşkusuzdur.”
▪️27- Anayasa Mahkemesi, 1998/1 sayılı 16.1.1998 günlü kararı, 22.02.1998 günlü kararı, 22.02.1998 tarih, 23266 sayılı R.G., s. 266.
“... Cihad, islami nizamı hâkim kılmak veya bu nizamı savunmak amacıyla yapılan savaşları ifade etmektedir. Bu tür eyleme olur veren bir söylemin laikliğe aykırı olduğu kuşkusuzdur.”
▪️Anayasa Mahkemesi kararı, aynı Resmi Gazete, s. 266-267.
️Anayasa Mahkemesi’nin bu tanımları ve islami bir kavram olan “cihad”ın laikliğe aykırılık teşkil ettiği doğrudur.
Madem öyle size bir soru?(!)
Allah ve Resulü’nün tanımlamasıyla şehidliğe götüren bu (cihad) savaş tanımını mademki reddediyor, laikliğe aykırı buluyorsunuz, hatta suç sayıyorsunuz, o halde sizin sisteminizde “şehidliğe” götürecek savaş yapılamaz ve dolayısıyla “şehid” de meydana gelmez. Neden böyle inandığınız halde, islam dışı laik sistem uğrunda ölenler için, Allah’ın şeriatını egemen kılmak uğrunda ölenlerin vasfı olan “şehidliği” kullanıyorsunuz? Neden islam’ı istismar ediyorsunuz?
Yoksa siz, Kitabın bir bölümüne inanıp da bir bölümünü inkâr mı ediyorsunuz? Artık sizden böyle yapanların dünya hayatındaki cezası aşağılık olmaktan başka değildir; kıyamet gününde de azabın en şiddetli olanına uğratılacaklardır. Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir. | bakara 85
Onlar ki, Kur’ân’ı kısım kısım ayırdılar bir kısmına hak, bir kısmına bâtıl dediler. | hicr 91