ateizmle doğrudan bağlantılı olmasa da, dini bizim gibi hardcore yaşayan toplumlarda gelişim daha yavaş oluyor. çünkü din üzerinden illa ki bir kulp takılıyor.
dinin buyruğu altına girip, kandırılmış o kadar insanı, dışlanmış bireyleri, toplumun ahlakını bir kitaba indirgemiş oluşumları görünce görülen paralellik.
bir bireyin ahlakını, düşünce tarzını tek tip tutamazsınız, tutarsanız kişilerin düşünceleri aynı olur, zaten devlet abilerimizin istedikleri hep bu olmuştur, tek tip düşünen insan, tek tip giyinen insan, tek tip inancı olan ve tek yolda yürüyen insan. yani idare etmesi kolay bir topluluk. hani dersiniz ya bu komunistler bile kendi aralarında ayrılıyor diye, işte bu yüzden homojen olarak kalmıyor sol taraf yada ateistler. din inancıda ateizm, deizm, agnostisizm diye ayrılıyor.
ibadet yapmaktan feragat ettikleri vakti şayet bilim ve teknolojiyi ilerletmeye adamış ateistlerden oluşan bir toplum söz konusuysa olabilecek paralelliktir.
herhangi bir oluşla gelişmişliğin pek bir alakası yoktur ama temel düşünceleri aşmanın zorluğunda böyle gözükebilir, bu da hala insanın ilkel oluşunun bir handikapıdır. o olunca gelişmiş bu olunca geri olmuyorsunuz, aslında herhangi birini o olmuş gibi görerek gelişime kapalı, somutlaştırıcı biri olarak kalıyorsunuz. her hangi bir bireyi olduğu gibi kavrayabildikçe gelişiyorsunuz, ona, yaklaşık yüzbinlerce insana yapıldığı gibi belli bir tanımlamayı layık gördüğünüz için değil. yani ne ateist ne deist ne panteist oranı arttıkça gelmişmiş olmazsınız, kavrayabilme yetisi ne kadar yüksek insanlarınız varsa o kadar gelişmiş olursunuz. *
kapitalist gelişmişlik anlayışı meta üretimi ile alakalı olduğundan ötürü modern çağda gerçeklik algılanabilirlikle doğru orantılıdır. bu yüzden ateizm ile gelişmişlik arasında bir paralellik olduğu aşikardır.
boş yere inanmaktan doğan dinciliğe inat, kendini parçalayarak inanmayan birinin gelişimi kaçınılmaz bir sonuçtur. yani düşünüp ateist olmuş. beyni zorlamış fakat kim düşünerek inanabiliyor diye sorduğumuzda, sonucu bilirsiniz işte.
unutmayınız ki, hz. ibrahim bile tanrıyı sorgulama gereği duymuştur.