ahlak değilde empati diyebiliriz toplum olmak istiyorsak empati kurmamız gerekir bu da kuralları getirir.kurallar da devlet olursa işe yarar. neyse senin aklın var dimi. yolun ortasında kadın domaltıp s*keceksin aynısını başka biri yapsa miden bulanır. sonuç kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapmıyacaksın. eyer yaparım diyorsan bu anarşiye girer herkesden ve devletten bağımsız yaşamaktır.bu şekil yapacaksan dağın birine yerleş yemeğini kendin üret. suyunu dereden getir falan vb.sonuç olarak kurallar herkesi kapsar devlet olarak düzgün ve medeni yaşamak istiyorsak kurallara uyacağız.unutmayın birlikten kuvvet doğar müslüman da bilimle uraşsın ateistte. müslümanların bu kopnuda biraz geri olmasının sebebi herşey kuranda var mantığı.
Ateistler için yaşam, bu dünyadadır. Öbür dünya yoktur. Müslüman geçinenler gibi 11 ay her pisliği yapıp, ramazan ayında allah' a sevimlilik yapmazlar.
Bu verebileceğim en basit cevap.
Diğeri de şu, inançlı insanlar başkalarını nasıl bu kadar keskin yargılayabilir? Yaradan varken bu iş sana mı düştü, diyesi geliyor insanın.
Ameller niyetlere göredir diye bas bas bağırıyor islam. Kişinin aklından geçeni okuyan bir mutantsanız sorun yok. Ama değilseniz ohooohooo... sırat köprüsünden geçerken moonwalk yaparsınız artık.
Şimdi bu şu şekilde olsaydı doğru olurdu. Yaptığımız davranışlarla sahip olduğumuz dini haketseydik. Ancak tam tersi bir durum hakim. Bu da elbetde iki kavramı bağdaştırmakta veya ayırmakta zorlanmamıza neden oluyor. Yani kısacası ahlak sadece dinin içinde değildir.
Asagida bi arkadasimiz alkol icer tecavüz eder, kaza yapar tarzi bir seyler yazmis. Sözde müslüman bir ülkede yasiyoruz neler yasandigini anlatmama gerek oldugunu düsünmüyorum.
Ahlakı ne ile temellendirdin? Eğer islam ile temellendirdi isen; işgal ettiğin yerlerdeki kadınları cariye adı altında seks kölesi yapman, ganimet adı altında insanların mallarını talan etmen, erkekleri emek kölesi yapman ahlakî ve hak.Ayrıca islam temelli ahlak anlayışında çocuk evliliğine onay vermen, dinden döneni katletmen, kadınlara sosyal yaşamda yer vermemen, kadınla erkeği eşit saymaman gâyet ahlakî sayılmaktadır. Evrensel ahlak anlayışına göre organize dinlerdeki ahlak anlayışında büyük eksiklikler hatta yukarıda bir kısmını saydığım günümüz ahlak anlayışıyla çelişen ahlaksızlıklar var.Ergen ateizmini saymazsak genel olarak ateistlerin hiçbiri kafa kesmeyi, pedofiliyi, cariye/köle anlayışını, eşitsizliği ve savaşları onaylamadığı gibi bu fiillerin içerinde ateistleri göremezsiniz. Tanrı ve din inancı yoksa ahlak anlayışı da yoktur çıkarımını yapabilmeniz için elinizde süreklilik arz eden çok sağlam donelerinizin olması gerekir.Bu noktadan hareketle ateistleri organize olup kafa keserken, tecavüz ederken, her türlü haksızlığı yaparken göremezsiniz ve görülmüşü de yoktur. Peki organize din mensuplarını kafa keserken, tecavüz ederken, çocuk evliliğini normalleştirirken,her türlü sapkınlığı sergilerken görebiliyor muyuz? Evet, bu durum sıradanlaştı bile. Dinin ve dindarların über ahlak anlayışına sahip olduğunu iddia edebilmek için dinle referanslanmış dindarların über ahlaklı,faziletli, erdemli insanlar olması gerekirdi. Peki ateistleri hemen hemen hiç bir gayrı ahlakî akım ve davranışların içerisinde göremememiz neye bağlanabilir? Ateistlerde yaygın olan ahlakî referans paydası;evrensel ahlak anlayışına sahip olmaları,akıl ve vicdanla hareket etmeleri, sorgulamaları ve en önemlisi de 'zarar vermeme' ilkesini sonuna kadar benimsemiş olmalarıdır.Ateizmin artmasıyla ahlaksızlığın artması gibi doğrudan bir korelasyon kurabilmek için elinizde sağlam veriler olmalı. Bilakis ateizm arttıkça erdemli,ahlaklı davranış artmaktadır. Veriler nedir derseniz;Hollanda ,isveç,isviçre gibi ülkelerde ateizmin artmasıyla birlikte cezaevleri boşalmış, suç potansiyeli olan insanlar bile suç işlemez hala gelmiştir ki söz konusu ülkelerde en ufak bir suç bile kaydedilmektedir. En yaşanabilir, en müreffeh, en huzurlu ,en az suç işlenen ülkeler sıralamasında hep iskandinav ülkelerini görmemiz tesadüf değildir. Bu yüzdendir ki dindar insanlar ve din egemen ülkelerin vatandaşları canı pahasına bu ve benzeri ülkelere gidebilmek için her türlü riski göze almaktadır. Din egemen ülkelerdeki ahlaksızlıkları saymaya gerek var mı bilmiyorum. Savını ortaya koyarken delilleriniz sağlam olmalı. Sığ yaklaşımlarla ortaya koyduğunuz argümanları artık kimse yemiyor. Hemen cevap vermek,tepki göstermek yerine biraz düşünün,okuyun ve araştırın. Bir de yapabilirseniz tersinden düşünmeyi deneyin, merak etmeyin düşünmekle dinden çıkıp sonsuza kadar cehennemde yanmazsınız.
dini olduğu için ahlaka ihtiyacı olmadığını düşünenleri dertlere salar ahlaktan bahsettikçe. insanlığın en büyük trajedilerinden biri ahlakın din tarafından ele geçirilmiş olmasıdır.
insanların yönetilmesi gerekiyor. Onları örgütlemek ve ortak bir hedefe kordine etmek gerek. Bunlar olmazsa toplumsal üretim olmaz. Toplum uretmezse hem aç kalırız hem de sınırları koruyan insanlar olmadığı için diğer uluslar sizi işgal ederek köle yapar. Bu nedenle toplumu bir arada tutacak onu ortak bir hedefe yönlendirmede tutkal görevi görecek bir yapıya ihtiyaç vardır. Bu yapının adı kimliktir.
Aynı kimliğe sahip insanlar aynı değerleri paylaşır ve bu değerlere uygun olarak yaşar. Bu değerleri yaşatmak için gerekirse canını verir.
Ateist insanlardan bir kimlik yaratamazsınız. Ateist bir insan bencildir. Süresini tamamlayıp gitme derdinde olması mümkündür. Toplum ve sonraki kuşaklar cogunlukla onu ilgilendirmez. Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın der.
Bu nedenlerle din gereklidir. Dinin asıl kaynağı ile yozlaşma sonrası dinin geldiği noktayı da birbirinden ayırmak gerekir.
Kafa kesen isis askerleri din adına hareket ediyoruz dese de bunun niteliği tartışmalı bir durumdur.
Peygamber dönemi dışında yaşanan olaylarda peygamber dönemi motivasyonunu referans almak tartışmalıdır.
Sonuç olarak sosyolojik olarak din bir kurumdur. Milliyet bir kurumdur. Bu iki kurum kimliği oluşturur ve ortak değerler sistemi ülkeyi motive eder. Bunlar olmadan hayatta kalmanız mümkün olmaz.