Şimdi, varlığı nedenlendiremeyen ve vicdani anlamda bir dindardan daha fazla yükü olan bu insan (çünkü kadere inanmayan insanın daha fazla sorumluluğu vardır) seçtiği iki yolda da çok mutsuz olacaktır. Ya vicdanı göz ardı ederek insani yönünü kaybetmiş bir sosyopat olacaktır ya da vicdanı (etik/ahlak) yaptığı herşeyin önüne alarak hayatında verdiği her karardan her yaşadığı sıkıntıdan kendini sorumlu tutarak omuzlarında dünyayı taşıyacaktır. Sonuç olarak; (bkz: ignorance is bliss)
ateist olmak bu dünyayı en iyi yaşamak istemektir. çünkü bundan sonra şaraptan nehir olmadığını huri olmadığını hepsi orta çağ arap siyasetinden insanları suçtan uzak tutmak için kurulduğunu ve düzeni sağlamak için yapıldığını bilirsiniz. ölünce gözleriniz kapanacak ve öyle ışık mışık yükselmeyecek toprak olacağız. O yüzden doğru ve iyi yaşayın.
ateist ancak ilahi adaletin tecelli edeceğini umarak mutlu olan insan kadar mutludur.
buradaki mutluluk eğer sorgulamayan kafa rahattır tarzındaki bir mutluluk ise bu ateistler için geçerli değildir. çünkü ateistler zaten sorgulayıp sonuca ulaşamadıkları için ateist olmuştur. unutmayalım, ülkemizde hiç kimde anasından ateist olarak doğmaz. herkes sonradan ateist olur.
yok eğer buradaki mutluluk cehaletten kaynaklanan bir mutluluk ise zaten ateistler için geçerli değildir. her ne kadar müslümanlar ateizmi cehalet olarak görse de, ateizm derin ve zorlu bir felsefi yoldan geçerek ulaşılabilen bir inançtan vazgeçiş eylemidir. burada cehalete yer yoktur. ergenlerin ilginçlik olsun diye savundukları ateizmini saymazsak tabi.