iyilik ve kötülük kavramını insani yüksek değerlere göre belirleyebilen biridir. Şahsen, iyilik yapmayı korkarak yapan biri yerine gerçekten yapmak istediği için yapan birini tercih ederim. Cezalandırılacağını bildiği için kötülük yapmamak kolay olabilir, seni bir denetleyen olmadığını düşünerek kötülük yapmamak gerçek bir irade ister. Bu söylediklerim inananlar için de geçerli olabilir, iyiliği emreden yüce varlık sırf ödül için değil yüksek bir insani değer oluşumu için emrediyordur belki.
Iyilik dedigimi olgunun dinin bi sonucu oldugu görüsünde olmamak gerekir. Eger inanan bi kimse iyilik yapıyorsa ödüllendirilme ic güdüsü ile yapabilir.
ama ateist olan insan icin durum cok farklidir. Herhangi bi inanca sahio olmadigi icin ödüllendirilme gibi bi icgüdüyede sahip degildir. Gercekten herhangi bir cikar gözetmeden, samimi olarak icinden geldigi icin yapar iyiligi
michael reyizin yazmış olduğu iyiliğin ve kötülüğün bilimi isimli kitapta şuna benzer bir şey yazıyordu;
"bir insan tanrı'nın yokluğunda tecavüz, hırsızlık, cinayet, kısaca orospu çocukluğu yapabileceğini söylüyorsa, o piç oldukça tehlikeli biridir ve günlük hayatımızda mümkün olduğunca ondan uzak durmaya gayret ederiz. ama yanıtı iyi ve ahlaklı olmayı sürdüreceği şeklindeyse o canımızdır, ciğerimizdir ve bu tanrı olmadan da iyi biri olabileceği anlamına gelmektedir. şimdi siktir olup gidebilirsiniz."