bazı üniversitelerde uygulanan yeni programlar sayesinde gerekleşen hadise. (hastanım hadise)
herhangi bir yüksek öğretim programını bitiren ateistler, başvurmaları halinde fark derslerini vererek bilim adamı olabiliyorlar. ama formasyon yok. onun şeyi farklı, programı.
bu fazlalığın sebebi dünyada var olan şeyleri sorgulayanların ateist olmasıdır. çünkü müslümanlıkta sorgulama olmaz.
mesela bir müslüman küçük bir çocuk abi kuşlar neden uçuyor da biz öyle uçamıyoruz sorusuna, allah bizi öyle yaratmış oğlum der.
fakat ateist bunu sorgular, dünyada neden bu hayvanlar uçar bu hayvanlar uçamaz bu hayvanlarda yüzer diyerekten. peşine düşer ve dünyadaki mükemmel dengeyi bulur.
ateist olmak için bilgi gerekir. kafasına çocukken doldurulan yanlışların yerine bilimin ulaştığı doğruları sokar ve bunları kavrarsanız geri dönüşünüz zordur.
eski çağlarda bilinmeyeni, korkulanı tanrı yapmak kolay bir çözümdü.
ölüm korkusunu, yok olmayı kabullenememek için en iyi yol inançlı olmaktı.
önemli olan insanın bu korkular ve bilinmeyen karşısında kendini kandırabilmesidir. bu onu mutlu kılar. inanç insana mutluluk verir gibi gözükse de içinde umut vardır.
umutlar ise gerçekleşmesi belirsiz, çoğu da olanksız isteklerdir. bu nedenle inançlı insanın kendindini çok sıkı kandırması gerekir.
bu yetenek de her inançlıda yoktur, başkalarından ve kendinden dahi gizlediği şüpheleri vardır çoğunun.
ateist özellikle fizik, biyoloji gibi temel bilimleri iyi kavranmalıdır. bunların da ulaşamadıkları bilgi çok. ancak eski insanlar gibi bilginin bittiği yere tanrıları koymak bir yöntem. günümüz ateistlerinin, bilim geliştiği için eski ateistlerden daha şanslı olduğunu da sanmamak gerek.
inançlar da bilim ilerledikçe değişime uğrar. eski hikayelere kılıflar uydurulur. bu kuranda vardı, deyip kuranın anlamı değiştirilir. big bang keşfedildiğinde papanın biri bilim nihayet kutsal kitabın söylediği yaradılış hikayesine ulaştığı dediği gibi.
kanıtlanmamışa, kanıtlanması olanaksız olana inanmak; eski çağ beyin ürünlerini sürdürmektir.
en azından şunu düşünün: kimi islam, kimi yahudi, hırıstiyan, budist, hindu vs. hangisi doğru? herkes kendi inandığını doğru sanır ve iddia eder.
hangisi doğru? kimi de tanrılara inanmaz. inanan da şu anda bizim gibi ülkelerde çoğunulukta, bazılarında isveç, japonya inançlıları %2 oranında.
hangi insanın düşündükleri doğru? inanmayanlar var, neden inanmadığını sorgulandın mı yoksa, onu direk suçladın mı?
bazılarının inanıp bazılarının inanmaması dahi bu işi sorgulamak için yeterli nedendir. inanmayan aptal da sen mi akıllısın;
eeeyy, inandığı için cennete gideceğini sanan insan. öbür tarafı garantilediğini sanan bencil! çıkarcı!
cennete gitmek için başkalarına iyilik yapan ahlaksız!
tasalanama sen varsan ölüm yok, ölüm olduğunda ise; daha önce nasıl yok isen, yine sen yok olacaksın.
sen ölümünle hiç tanışamayacaksın. korkma bu yaşamın en güzel özelliğidir. ölüm temizliktir. sağlama, yeni gelene yer açar.
cennet de cehennem de burada.
cennet (paradaise kelimesi) eski kurak iklim ve çöl insanlarının uydurduğu etrafı çevrili yeşillik ve içinde nehir akan mekandır.
ilk kez eski perslerde pari-daisa olarak uyduruldu. yunancaya paradaisos olarak geçti ve avrupa dillerine paradise olarak dönüştü.
ateist olmalarından öte eger bilim adamı olmak söz söylemekten geçiyorsa ve bişeyler anlatmaksa ve hala bu bilim adamı denen misyoner bozması insanlara inanan varsa (ki ben şüpheciyim bunlara karşı)bence çok yanlıştalar.biri kalkar evrim var der,digeri ruh var der,(ruh varsa nasıl evrim var bilmiyorum)digeri okullarda ruh bilimi yani zihin bilimi okutur bunun üzerinde bişeyler anlatır,diger kısımda ilahi konuları anlatır vs vs vs bi milyon karışık olay,hepside bilim adamı..kime ne mantıklı geliyorsa ona inansın durumu.inanç konusu manevi huzuru nerde buluyorsan onunla yaşamaktan geçiyorsa eger bırakın kim neye inanmak istiyorsa ona inansın diye burdan sesleniyorum bilimcik adamlarına yada inanan inanmayan herkese.
doğrusu kafası basan bilim adamlarının çoğunun ateist olması sorunsalı olması gereken önermedir. ama şöyle bir gerçek vardırki ülkemizde isim vermeme gerek yok taşra üniversitelerinin çoğunun fen bilimleri hocalarının zamanında gomunizmle mucadele cemiyetinden seçilerek kürsü başkanlıklarına getirildiğini ve bu adamların işlerinde ne kadar başarılı kopyala yapıştır uzmanı oldukları bilinir. hatta o makaleyi ben kopyalacaktım yok sen kopyalayacaktın tartışması yaşanan bir üniversitemizde aynı hocalar birbirlerine satırlarla saldırmıştı sayın mumin sakızı çiğner arkadaşlar. yani ülkemizde bilim üreten hocalarımız işlerine o denli bağlıdırlarki gözlerini budaktan hiç sakınmazlar ateistlermi onlara zaten sözlü sınavlarda sorulacak sorularla yazılı sınavdan en yüksek puanı alsalar da bilim insanlığı yolu kapatılır yaradılışçı mumin kopy paste hocalar sayesinde.
materyalizmden ileri geliyor olabilir pekala. hayır bu insanları verdiği cevapları beğenmeyip de ''allah öyle istedi'' gibi über bilimsel cevaplar vermeyi nasıl başarıyorsunuz onu anlamadım.
ek: allah'a inanmamak demek ahlaksızlık, hayasızlık, fenalık olabilir size göre ama ben bir ateist olarak, insan gibi insan olmaya çalışıyorum, size de tavsiye ederim. bir yerlere girmek için değil de insan olmak için iyilik yapın, eğer yapıyorsanız. bir de şu ateistler bize sataşıyor, inanmıyorsunuz da edebinizle inanmayın diyen pıtırcıklara sesleniyorum ;
beyler, bayanlar, siz de sataşmayın be kuzum bakın inanın inanmayın umrumda değil ama kafanıza göre inançsızları çeşitli şeylerle suçlamayın.
kuran, kitap, tanrı gibi kelimelere uzak olan bu insanların dünyanın yaradılışı konusunda kafalarına takılan "acaba bu kadar olasılık nasıl oldu?(!)" düşüncesiyle yola çıkarak kendilerini araştırmaya adamalarıyla ortaya çıkmış konudur.*
normal bir durumdur, bilim insanı ve aydın olurlar.
neden mi? çok düşünmeye gerek yok; ateist olacak kadar bilgilidirler. her biri milyonlarca inananı cebinden çıkaracak kadar bilgili ve düşünürdür. "artık din adamları dine yöneliyor" iddiası da araştırılmalıdır. eğer doğru ise derhal tedbirler alınmalı, ona göre yol izlenmelidir. zira dine yönelme varsa eğitimsiz ve donanımsızlaşma söz konusudur. o bilim adamından hayır beklenemez.
inanç, gerçek anlamda insanın ihtiyaç duyduğu bir şey olmasaydı; değişik formlarda toplumsal dinamiklerin içerisinde yer almazdı.
bunu oturduğunuz ve bulunduğunuz yerden sadece islamiyet olarak düşünmeyin; hristiyanlıktan budizm e, şamanlıktan şintoizm e kadar, insan ihtiyaç ve güdülerini düzenler "din" olgusu.
bu bilimsel düşünce tarzı bile, din e en azından saygı duymak için yeterlidir.
diğer taraftan "ateistim" diye ortaya çıkan insanlar; din olgusunun insanın kendi içerisinde yaşanması gerektiğini söylerken, diğer taraftan basbas ben ateistim diye bağırır ve kendince dine karşı bir savaşa girer.
ateist olan insanlara baktığınızda aynı zamanda anarşisttir. anarşizm, toplumsal her türlü yargı ve kültüre karşı; toplum düşmanı bir ideolojidir. hani sivrisinekler vardır ya insan düşmanı, zılvık kadar kan emmek için binbir problem çıkartır, kaşındırır vs. işte öyle bi şeydir.
inanmamak; suç değildir. inanmamak insanı ahlaksız yapmaz. ama anarşist olmak insanı ahlaksız ve daha diğer toplumun geliştirdiği her türlü değer yargısından yoksun yapar.
sırf anarşizmin hasta emellerini biraz olsun gerçekleştirebilmek maksatlı ateist olan çok kişi vardır.
nedeni bilinmezdir. kafa ne kadar fazla çalışmaya başladıysa, özellikle din kavramından o kadar uzaklaşılır diye bir araştırma vardır. dolayıslıyla din oratadan kalkınca tanrı kavramının da bir anlamı olmadığından oluşan durumdur. aslında doğrusu (bkz: bilim adamlarının ateist olması) 'dır.