birbirlerine geçirip zincir yaptığın, eğilmişliğin verdiği rahatsızlıkla düzeltmeye çalıştığın sonrada eski formuna kavuşturma çabası içine giripte beceremediğin, kimi zamanlarda sağa sola iliştirmek isteği uyandıran sıkıntılı zamanların en iyi oyuncağı.
1900' lü yıllarda johann Vaaler, kağıtları tutturmak için iç içe geçmiş iki halkadan oluşan, metal bir telden ibaret orijinal bir ürün hazırlamış, attach (eklemek) fiilinden bu tasarımın ismi günümüze kadar değişmemiştir.
ataş... ofis programlarındaki yardımcıdır. siz ofis programlarında ( word, excel gibi ) çalışırken bir kenarda durup hata yaptığınızda uyarıp size yardımcı olan, çizgili bir defter sayfası üstünde duran pıtırcıktır. üzerine sağ tıklayıp "oynat" dediğinizde kendini kılıktan kılığa sokar. ara sıra başını kaşır, ama uzun bir süre program açıkken programa dokunmazsanız yavaş yavaş sıkılır, elini yanağına koyup uyuklamaya başlar, hatta bir süre sonra büzüşüp bir kenara siner.
bu basit ama kullanışlı icadın arkasında norveçli johann vaaler'in ismi var. 1899'da patentini aldığı ataç, metal bir teli bükerek oluşturulan iç içe geçmiş iki halkadan ibaret. ataç, ikinci dünya savaşı sırasında norveç direnişinin sembolü olmuş, o günlerde üstünüzde bir ataç taşımak tutuklanmanız için yeterli sebepmiş.
Boy boy ve rengarenk çeşitleri olan kağıtları bir araya getirmeye yarayan ve özellikle ilkokulda defterlerin kenarı kırışmasın diyekullanılan bir kırtasiye malzemesidir.
