Mustafa kemal, tarafından 57. Alaya söylenmiş olan sözdür. Sonrasında askerlerin tamamı şehit düşmüştür. Biz bu cumhuriyeti böyle zorluklarla kazandık. Ölen bütün şehitlerimize minnettarız.
"Atatürk bazen 5-10 dakika yemeğe başlamaz, yaveri gelip kulağına bir şeyler söyledikten sonra afiyet olsun der yemeğe başlardık. Bir gün bunun nedenini atatürk'e sorunca "sen karışma, yemeğine devam et" dedi, ben iyice merak ettim. Gittim yaverine "sen paşa'nın kulağına ne diyorsun da biz yemege başlıyoruz?" diye sordum. Yaver bana gözleri yaşartan şu cevabı verdi, "birlikteki tüm mehmetçik yemeğini yedi. Artık yemeğe başlayabiliriz paşam."
-sabiha gökçen.
kimi yobazın, dengesiz, kıskanç, yalancı ve müfteri olduğunu kitaplarını okuyan herkesin kolayca anlayabileceği kazım karabekir'in kendinden başka şahidi olmayan iftiralarını dahil etmeye çalıştıkları kıymetli sözlerdir.
----baylar, bütün insanlığın görgü, bilgi ve düşünüşte olgunlaşması , hristiyanlıktan, müslümanlıktan, budizmden vazgeçerek yalınlaştırılmış ve herkes için anlaşılacak duruma getirilmiş-katkısız ve lekesiz bir dünya dininin kurulması- ve insanların, şimdiye değin, kavgalar pislikler, kaba istek ve eğilimler arasında bir bataklıkta yaşadıklarını kabul ederek, bütün gövdeleri ve usları ağulayan kötülük etmenlerini ortadan kaldırmaya karar vermesi gibi koşulların gerçekleştirmesini gerektiren birleşik dünya devleti kurma düşünün, tatlı bir düş olduğunu yadsıyacak değiliz.
söylev, t. dil kurumuyay, ankara,11, 1987,sh. 521.
atatür'ün düşünce yapısını etkileyen, düşünürler, kitaplar, şerafettin turan sh. 39.
insanlar, kurtçuklar gibi sulardan çıktılar en önce...........ilk atamız balıktır. işler daha daha ilerledikçe, o insanlar, primat zümresinden türediler. biz maymunlarız; düşüncelerimiz insandır..
güzel bir başlık olan şapkadan pek az bir sürede, dervişler, mürit ve hocalar da memnun kalacaklardır. akıllı ve zengin insanlar, uygar olmayan bir kılık altında kişisel değerlerini ve bilimlerini kaybetmektedir.
dini ve namusu olanlar kazanamazlar, fakir kalmaya mahkumdurlar. böyle kimselerle memleketi zenginleştirmek mümkün değildir. bunun için önce din ve namus anlayışını değiştirmeliyiz. partiyi bunu kabul edenlerle kuvvetlendirmeli ve bunları çabuk zengin etmeliyiz.
M. Kemal Atatürk 1930 tarihinde çıktığı bir yurt gezisi kapsamında 6 Mart akşamı Antalya’ya gelmişti
Sonrasını Atatürk’ün özel hesaplarını tutan ve harcamalarını yapan kişi olarak bilinen ve büyük bir güven duyulan Umumi Kâtibi (Genel Sekreteri) Hasan Rıza Soyak anlatıyor:
“Kapıyı kapattı, bir koltuğa yığılır gibi oturdu. Eliyle işaret ederek beni de oturttu. Çok yorgun, düşünceli ve sinirli görünüyordu. Bir sigara yaktı:
“- ‘Bunalıyorum çocuk, büyük bir ıstırap içinde bunalıyorum’ dedi, ‘… görüyorsun ya, her gittiğimiz yerde mütemadiyen (sürekli olarak) dert, şikayet dinliyoruz. Her taraf derin bir yokluk, maddi, manevi perişanlık içinde. Ferahlatıcı pek az şeye rastlıyoruz; maateessüf memleketin hakiki durumu bu işte…”
---------------------
KAYNAK: Hasan Rıza Soyak, Atatürk’ten Hatıralar, Yapı Kredi Yayınları, 1973, sayfa 405.
Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medeni özelliği ve büyük medeni kabiliyeti bundan sonraki gelişmesi ile geleceğin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır.
"hayatta en hakiki mürşid ilimdir. ilimden başka yol aramak gaflettir, delalettir". devletin ve toplumun olması gereken temel felsefesini özetlediği için en tuttuğum sözdür.