ingiltere hindistan'ı işgal ettiği zaman, bir ingiliz komutan şehre girdiğinde büyük bir ibadethane görür. ibadethaneye giden de uzun bir halı vardır. yardımcılarına bunların ne anlama geldiğini sorar. yardımcıları da halkın dini inançları ile ilgisi olduğunu söyler. uyanık komutan bunu anlayınca, ayakkabılarını dahi çıkarıp, büyük bir saygı ile halkı selamlayarak mescide doğru gider. halk da komutanın bu 'saygı' dolu hareketini görünce, ortada ne ingilizlerin sömürgeciliği kalmıştır ne de zulmü. herkes ingiliz komutanına hayrandır. artık ulu önder olmuştur o komutan. böyle olunca tabi halkı sömürmek daha da kolaylaşmıştır. çünkü halk dinine bir zarar gelmediğine kandığı zaman herkesin tepesine binmesine müsahade eder. önemli olan kandırabilmektir.
atatürk'ün islam'ın lehine gibi gözüken icraatlarını bu minvalde düşünebiliriz.
islam lehine gözüken fakat esasen amerika'ya tapan mc feto ve tayfasının yarattığı dezenformasyon akımının altında yanlış tanıtılmak istenen hareket ve davranışlardır.
zorunlu edit: atatürk'ün yaptırdığı tokyo camii, geçtiğimiz yıllarda cia hesabına çalışan ümmetçi sanayi casuslarının uluslararası jargonda "sleeping base" olarak adlandırılan atlama tahtası olarak kullanılmıştır. bu casuslar sınırdışı edilirken japon istihbarat elemanları camiye tam otomatik silahlar ve de ayakkabıları ile girmişler; buna rağmen ilgili makamlarımız ve malum propaganda merkezlerinden ibadethaneye yapılan saygısızlık gereken cevabı görememiştir.
