Zamaninda ataturk un şirnak i bi ufak rakiya degisirim sozunun ne kadar dogru oldugunu kanitlayan basliktir. Cunku degisseydi simdi bu tarz seyler yazan ibneler bagiramayacakti boyle rahat.
15 YIL HÜKÜM SÜRECEKSIN...
Atatürk hakkinda yapilmis birçok kehanet vardir. Bunlarin en ilginci onun el falina bakan bedevinin söyledikleridir. Mustafa Kemal arkadaslari ile Bingazi'ye, Trablusgarp savasina katilmaya gidiyordu. Yolda bir Bedevi'ye rastladilar. Bedevi el falina çok iyi baktigini ve genç subaylara da isterlerse bakabilecegini söyledi. Hepsi ellerini açarak bedevinin söylediklerini dinlemeye basladi. Sira Mustafa Kemal'e gelince, o önce baktirmak istemedi ama arkadaslarinin israri karsisinda, sonunda o da elini bedevi'ye açti. Bedevi ele bakar bakmaz yerinden siçradi ve heyecan içinde ; "Sen padisah olacaksin," dedi ve ilave etti "15 yil hüküm süreceksin."
Genç subaylar gülüstüler ve yollarina devam ettiler. Aradan yillar geçti, Mustafa Kemal Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaskani oldu. Cumhuriyetin 14. yilinda hastalandi. Karacigeri kötüye gittiginde çevresindekiler ona "Artik içme, Pasam" dediler. Atatürk onlara bir zamanlar yolda rastladiklari falci bedevi'yi hatirlatti ve gülerek, "Arap vaktiyle söylemisti. Bizim padisahlik nasil olsa 15 yil
sürecek...Hesapça bu son senemizdir..." Yil 1938 'di..
1927 yılında dönemin siyasi ve idari yazışmalarını okumak için topkapı sarayı'nda ikinci abdülhamid'in odasına girdiğinde, sarayın baş ressamı olan italyan ressam zonaro'nun yapmış olduğu "hücum" isimli bir tabloyu görür atatürk...
biraz zaman sonra yaverlerine: "hayatını kaybeden şu askerleri tabloya zarar vermeyecek şekilde kapatın."
yaverlerinden biri: "neden efendim, beğenmediniz mi?"
atatürk: "ben, yunan halkının ölen bu çocuklarıyla mı yaşayacağım?"
1928 sonbaharında o askerler kapatılır. lakin 1962 yılında ise tekrar açtırılır.
Kral Edward istanbu'a gelir, yatından iner bir motora biner. Dolmabahçe Sarayı'na yanaşır. Atatürk de rıhtımda onu beklemektedir. Deniz dalgalı olduğundan, kralın bindiği motor sürekli inip çıkmaktadır. kral rıhtıma çıkmak istediği sırada eli yere değer, tozlanır. O sırada Atatürk elini uzatır. kral da elini uzatmadan önce elini mendiline silmek ister. Atatürk; ''Yurdumun toprağı temizdir, o elinizi kirletmez.'' diyerek kralı elinden tutup rıhtıma çıkarır.
Atatürk'e, düşmanlarından bir bayan, bir yabancı gazetede ''sokak çocuğu ve zalim'' diye yazılar yazmak küçüklüğünü göstermişti. Bir gün Yat Kulüp'te Atatürk, arkadaşlarına bu yazıdan söz ederek demiştir ki :
''Benim için 'sokak çocuğu ' diye yazmış... Ben pek küçük yaşta yatılı bir öğrenci olarak okullara girmedim. idadi'den Harp Okulu'na, oradan da orduya hizmete gittim. Sorarım sizlere, benim sokakta oynamaya vaktim mi vardı ? Bana 'zalim' diyormuş... Ben eğer bu vatana ihanet eden birkaç adamı mahkemeye vererek, kanun çerçevesinde bu adamların cezalarını bulmalarını sağladımsa, bunun sebebi Türk milletine duyduğum sevginin onlara duyduğum sevgiden daha daha büyük olmasıdır... Bu nedenle Türk milletine onların zararlı vücutlarını feda ettim...'' demiştir.