ataturkcu;ataturk taraftari olmak, ataturk'u sevmek, ataturk'un nedenlerini arastirmadan yaptiklarina sıkı sıkı bagli olmak.
ataturkcu dusunce ile ataturkcu arasinda taban tabana zit seyler vardir. ataturkcu dusunce cagdaslasmak icin cagin gereklerini yapmayi, dusuncelerde esnek olmayi,degisimlere ayak uydurabilmek icin ilim ogrenmeyi ogutlerken ataturkcu'ler o devirde yapilanlarin sabit oldugunu, degisirilmemesi gerektigine inanirlar. ataturk bu konuda bir cok soz soylemis ama bizim ataturkcu gecinenlerimiz yine de dediklerini anlayamamiş. ataturk'u sahiplenmişler kendi dusunceleri ile birlestirip bu arada carpıtmislardir. buna ismet inonu'nun kendi ifadesiyle inönü ataturkculugu adini vermek istemislerdir. ataturkculugu dar kaliplara sokup sadece kendi amaclari dogrultusunda ulkeyi kurtardigi icin onu sevmek ve ilkelerine sıkı sıkı bagli olmak olarak gosterenler ataturk'e hainlik yapmaktalar.
ataturk kimse beni sevsin istememiş, benim anlayisimi kavrasin istemistir. ataturk'e yapilacak en guzel sey her on kasim'da mezarina gidip cicek koyup aglamaktan ote dusuncelerini anlayip uygulamak olmalidir.
ataturk bir devrimci idi. devrimci halki ile birlikte baskalarinin egemen oldugu duzenden ulkesini kurtarmaya calisir. ortak dusmana karsi birlikte hareket eder. birbirini ayristiran dil din irk renk gibi seylere karsi cikar.
Atatürk'ü olduğundan daha başka gösterme hakkına kimse sahip değildir. Atatürk'ü tek başına sahiplenmeye de hiç kimsenin hakkı yoktur. Kimsenin bir Atatürk özel imtiyazına, ya da monopolüne sahiplik iddiasında bulunması da kabul edilemez. Buna karşılık Atatürk ilkelerini benimsediğini ve onunla aynı yönde düşündüğünü söyleme hakkına tabiatıyla kendi ideolojisi doğrultusunda Atatürk'ün sözlerine ve fikirlerine değişik anlamlar yüklemeden ve saptırmadan doğru anlamak kaydıyla -herkes sahiptir. Aynı şekilde aynı anlayışla, onu eleştirmek de bir haktır. Ama eleştirenlerin hangi mantıkla ve hangi kanıtlarla eleştirdiklerini bilmek ve buna itiraz etmek de bizim ve Türkiye'yi ve Atatürk'ün maddi degil manevi varligini(dusuncelerini) seven herkesin hakkıdır. ataturk'u elestirebilmek ataturkcu anlayisa karsi olmak degildir. aksine ataturkcu dusunce her olayi sorgulayabilmeyi ogutler. ataturk ömru boyunca insanlari bir seylere koru korune bagli olmaktan uzaklastirmaya calisti. dine karsi gorunen uygulamalarda asil amac buydu. şimdi ataturkcu arkadaslarimiz arasinda bilerek amaclari icin veya bilmeden tam bir yobazlik icinde turban icin hakaretler ve zorla turban cikatma calismalari var. kimse ataturk zamaninda zorla kadinlarin basinin acildigini soyleyemez. ataturk ayaginin altina serilen yunan bayragina basmaktan bile saygisizlik olacagini dusunup yapmazken kendi ulkesinin bir kutsalina neden karsi olsun? canakkale'de olen dusman askerleri icin "onlar artik bagrimizda yatan bizim evlatlarimiz" diyebilen bir askere kim irkcilik yaptigini kurt turk ayrismasini destekledigini iddia edebilir? ataturk milleti birlestirmek icin her unsuru kullanan bir anlayis icindeyken ataturkculerimiz her firsatta ayrilik cikaracak sekilde dil, din, irk ayrimi yapmaktan geri durmuyorlar. ataturk yaptigi her sey icin once bir meclis kurmus ve ona danisarak islerini yapmistir. bunu yapmak icin kimse onu zorlamadi. bugun ataturkcu arkadaslar kendilerinin daha ustun oldugunu her seyin halka birakilamayacagi iddiasindalar.
Laiklik; dinsizlik, ateizm midir, yoksa tüm din ve mezheplere eşit mesafede tam bir inanç özgürlüğünün garantisi midir? ahiret ve dünyevi meselelerin birbirinden bağımsız olarak insanların özgür iradelerine bırakılması mıdır? Allah'la kul arasına kimsenin girmemesi midir? Atatürk ne yaptı? Allah'la kul arasına girmeye alışmış, sırtını devlete dayamış ve imtiyazlarını kaybetmek istemeyen ve aslında islam'da yeri olmayan ruhban sınıfının doğru yerine oturması gerektiğini söylemiş, ama bunu tam gerçekleştirmeye ömrü vefa etmemiştir. hilafetin kaldirilmasina karsiyim. ataturk'te karsiydi. ama ne zaman ki halife siyasete bulasma tesebbusunde bulundu halifelik kaldirildi. bu dine karsi degil, hristiyanlarda ki gibi ruhban sinifi olmayan dinimizde halifeligi kullanip ruhban sinif yaratanlara karsi bir hareketti. bunu kullanan malum ataturkculer ataturk'un dine karşi oldugunu zannederler yada amaclari ugruna oyle gosterirler. ama halifelik ebediyyen kaldirilmamis ve hala tbmm icinde korunan bir seydir. ataturk'un bu konuda bir vasiyeti oldugu ve vasiyeti ile yeniden halifelik kurumunun olusturulmasini ogutledigi soylenmektedir.
ataturk'un devrimci, halkci kisiligini mahir cayan cok guzel aciklamis. "devrimcilerin dusunceleri zamanla evcillestirilip yumusatilir sonra emperyalizme uygun hale getirilir." ataturk'un en temel ilkesi laiklik degil halkciliktir. halk ne isterse en guzeli odur. ama halk boyle bir seye aliskin olmadigi icin once halki egitmek gerekir. halkin egitim duzeyini artirmak icin okuma yazmayi artirabilmek icin kolay ogrenmesi amacli yazi degistirilmiştir. halki egitmeyi; halki yönlendirmek olarak anlayan inönü ataturkculeri gunumuz turkiyesinde hala ayni seyleri savunup kendinden olmayan egitimlileri cahil saymaktalar. insanlarin entellektuel birikimine engel olmak icin turban gibi dini olaylarla ayrimcilik yapmaktalar. ataturk halkini egitmek icin her seyi goze alip alfabe gibi onemli birseyi degistirmiş, ulkenin her yerinde köy enstitulerinde ogretmenler yetistirmeye calismis. ama bunu ideolojik amacli kullanan inönücüler bir ideolojide insan yetistirmeye calismislardir. kendi ideolojisinde olmayanlari da egitmemek adina evlerine göndermekteler. ataturk'un millet kendi haklarini, gucunu, demokrasiyi ogrensin diye yapmaya calistigi seylerin hepsi yalan olmus. ataturk her devrimcinin inandigi gibi bireysel kimliginden vazgecmiş; kendini bir lider olarak saydirmaktan öte insanlara kendi yollarini cizebilmeleri icin gerekli egitimi verdikten sonra salivermeyi ögutlemiştir. insanlar özgurce kendi yollarini kendileri cizecektir. bu halkci ve demokratik olmanin geregidir.
devletcilik ilkesi hakkinda da konusmakta fayda var. kurtulus savasinda yeniden kurulan bir ulke var. bu ulke yeni kurulmus ve bir cok savastan cikmiş. kimseye guven vermeyen bir ulke kalkinmak icin diş ulkelerden kredi almak zorundadir. bunu kapitulasyonlar olmadan almanin tek yolu disardaki insanlara guven veren guclu bir ulke ve ekonomiye yön veren bir devlet ile olabilirdi. simdilerde yabanci sermayeye karsi cikanlari anlamakta gucluk cekiyorum. önce iyice fakirleselim sonra kapitulasyonlar vererek imf'den borc mu alalim istiyorsunuz? ödün vermeden yabanci sermaye gelmesi icin gerekli durumlarda devlet destegi sarttir. bazi durumlarda devlet tarafindan fabrikalar işletmeler acilmasi gerekli olmaktadir. yeterince guclu bir ekonomiye sahip oldugunuzda bu ilkeyi zayif uygulamaya baslarsiniz. ataturk'un istedigi körü körüne devletcilik degil gerektigi zamanlar devletciliktir. kapitulasyonlarin yeniden gelmemesini istiyorsaniz devlet gucuyle ekonomiye yon vermemiz gerekir. bu serbest pazar ekonomisine ,ekonomik hak ve özgurluklere aykiri gorunse de bizim gibi ekonomisi guclu olmayan ulkeler icin gereklidir. şimdi bazi cevreler bu ilkeyi oyle bilincsizce katı uygulamayi istiyorlarki anlamakta gucluk cekiyorum. işinize geldigi zaman, yeterince guclendiginiz zaman devletciligi bir kenara koyar dış sermayeye izin verirsiniz. anlayamayanlar icin soyl anlatayim. eger maddi durumunuz iyiyse arkadaslarinizdan kolay borc alirsiniz. maddi durumunuz kötuyse size kat kat fazla faiz uygularlar. o yuzden once kendi kaynaklarinizi kullanarak gelismeye calisir daha sonra borc almak icin masaya oturdugunuzda karsi tarafin isteklerini işinize gelmezse red etme hakkiniz olur. ben hep kendi yagimla kavrulacak degilim. daha hizli gelismeme gerekli dis sermayeyi alabilmek icin önce guclenmeliyim.kati devletcilik hic bir işe yaramaz. komunist rejimlerde gorduk.
ataturk kati devletcilik isteseydi komunizmi secmis olurdu. ataturk kureselllesme karsiti degil kuresellesme yandasi idi. ama once cagdas ulkeler seviyesine cikip masadakilerle esit olduktan sonra tabii ki.
yazar notlari:sizin anladiginiz manada ataturkcu degilim. ataturk'u maddi anlamda sevmiyorum, tanimadigim birini nasil sevebilirim ki. ama dusuncelerine bagliyim, dindarim, her insanin dinini yasayabilecegi, irkcilik yapmayan halkin her bireyinin esit haklarda olduguna inaniyorum.
ataturk sunlari soylemis; "hayatta en hakiki mursid ilimdir"
"Çalışmadan, öğrenmeden, yorulmadan rahat yaşamanın yollarını aramayı alışkanlık haline getirmiş milletler, evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar"..
"yurtta sulh cihanda sulh"
ataturk oldukten sonra cevremizdeki komsularimizin hepsiyle kavgali bir ulke oldugumuzu dusunursek bu soz ne kadar uygulanmis anlarsiniz. simdilerde yapilan gorusmelere yakinlasmalara karsi cikanlar neden ataturkcu etiketini takiyorlar? maalesef bizim ataturkculer ulkede yasayan herkesle kavgali. dusunun deniz baykal, dogu perincek ve devlet bahceli ne kadar sulh insani olabilir.
Çağdaş uygarlık düşüncesi, bütün insanların eşitliğine, özgürlüğüne ve saygıdeğerliğine inanmaktan doğmuştur.
"Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir."
Mustafa Kemal sevilecek bir maddenin adı degil, bir ülkü, bir düşünce sistemi, her alanda kurtuluşun, uygarca yaşamanın, adam olmanın, yücelmenin hızı, gücü ve kaynağıdır.
ATATÜRK KiMDiR?" Atatürk, uluslar arası anlayış, işbirliği ve barış yolunda çaba göstermiş üstün kişi; Olağanüstü devrimler gerçekleştirmiş bir devrimci; Sömürgecilik ve yayılmacılığa karşı savaşan ilk önder; insan haklarına saygılı, dünya barışının öncüsü; Bütün yaşamı boyunca insanlar arasında renk, dil, din, ırk ayrımı gözetmeyen, eşsiz Devlet Adamı; Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu"..(ilknur kalıpci)