taha akyol ile yapılan röportajda ifade edilen çelişkilerdir.
Mesela Milli Mücadele'de Atatürk Abdülhamit'ten daha islâmcıdır. Halkı etrafında toplamak için Abdülhamit'ten daha islâmi bir dil kullanmıştır. Tamamen politik bir davranış bu. Ayrıca Birinci Dünya Savaşı'nda dışarıdan yardım alabilmek için de Mustafa Kemal, hem islâm'a hem sosyalizme oynadı. Hatta "ben komünistim" anlamında sözler söyledi. Lenin'in Ankara'ya gönderdiği büyükelçiye, "Biz zaferden sonra sizin gibi Bolşevik bir rejim kuracağız. Zaten bizim Meclisimiz de halk tarafından seçildiği için Bolşevizm'e yakın" dedi. Büyükelçi, "Sizin Meclisiniz hacılarla, hocalarla dolu. Proletarya yok orada. Nasıl Bolşevik olacaksınız?" deyince de, "Zaferden sonra ben onları temizleyeceğim" cevabını verdi.
aferin bugün de görevini yaptın. atatürk hakkında en ufak bir sik bilmediğin halde bugün de ona bok atmaya çalışarak bir puan daha kazandın. aklına esti atatük'ün mirası dedin. aklına esti o kdar parayı nereden bulmuş dedin, aklına esti komünist dedin aklına esti faşist dedin. hepsine cevap verildi, hepsi izah edildi ama bitiremedin. atatürk'ün çelişkileri diye açtığın başlıkta üstüne bin tane yazı yazılmış olan atatürk'ün bolşeviklerle neden ve nasıl yakınlaştığını sorgulamaya kalktın. dış siyaset biliminde ders olarak okutulan siyasi bir hamledir bu. ama senin için en ufak ehemmiyeti olduğunu sanmıyorum. zira amaç bellidir. bugün bu başlık tutmazsa yarın atatürk'ün neden saçları sarıdır yoksa yunan mıdır diye soracaksın ki o da yapıldı sen bi yenisini düşün.
yok anam yok cahilin muhabbeti hakkaten çekilmezmiş be.
dikkat çekici bir çelişki daha yine taha akyol röportajında ifade edilmiş.
--spoiler--
Atatürk, Milli Mücadele sırasında Kürt unsurunu dikkate alarak, "Türkler ve Kürtler" dedi. Kürtlerin kendilerini geliştirme hakkının olacağını söyledi. Amasya belgelerinde Salih Paşa'ya, "Kürtler kendi kültürlerini geliştireceklerdir diye ifadeleri var ama Milli Mücadele kazanıldıktan sonra, memlekette Dersim gibi çok acı olaylara yol açan çok radikal bir Türkleştirme programı uygulandı. Bu Türkleştirme politikasının ilk işaretleri Lozan anlaşması imzalandıktan sonra ortaya çıktı. Lozan'a dek ülkede islâm vurgusu daha güçlüydü ve Türk kavramı daha azdı. Mesela Sakarya Savaşı günlerinde, Büyük Taarruz'a hazırlanırken, "Türkiyeliler" diye beyanatlar yayınlayan Mustafa Kemal, izmir'i kazandıktan sonraki beyanatına, "Büyük ve asil Türk milleti" diye başladı. Ayrıca Meclis'te de giderek daha fazla Tük kavramı kullanıldı. Ve Kürt milletvekilleri de bu Türk vurgusuna itiraz etmediler.
--spoiler--
olmayan çelişkilerdir. savaş esnasında türk halkının savaşı kazanması adına bazı kurnazca söylemlerde bulunmuştur. o zaman için olması gereken budur. daha sonra yeni kurduğu siyasi rejimi ayakta tutmak için bazı söylemleri olmuştur. unutmayın ki millet 600 yıllık rejimi değiştirmiştir.
bu arada sen olsan ne yapardın diyesi geliyor insanın. beğenmiyorsun. koy yerine birini. bakalım ne yapardı? *
aslında en büyük çelişki bu ülkeyi iç ve dış düşmanlardan temizleyip daha önemlisi geri kafalılarla cehaletle savaşıp nasıl bu kadar başarılı olduğudur. evet bu büyük bir çelişkidir. ah be atam bir 10 sene daha bu çelişkilerle birlikte bu ülkenin başında olsaydın.
çelişki melişki değil, zeka gerektiren denemelerdir;
atatürk'ün yurt içinde düşman yaratmama,
huzurlu bir devlet kurma ve barışık bir ulus politikasıdır.
atatürk çelişkili değildir ulan, stratejik davranmıştır sadece. sizin gibi cahil cuhela anlamaz. bunu söyleyen düzmantıktır, atatürk hedefine ulaşmıştır.
gayet zekice ve stratejik bir yöntem uygulamış, şu devrin bilimiyle bile kendisini anlaşılmaz kılmıştır sanırım.insanların alışkanlıklarını koparabilmek adına zekice bir yöntem izlemiştir. hilafet ile yönetilen bir ülkede fetva verende elinizde olacak ki sözünüz dinlensin. akldırın bakalım o hocaları, vatanı için örtüsünü sarıp kaç tane nene kurşun taşır. kaç çocuk inançsız bilmediği bir yolcuğa çıkar.
inanç en büyük kurtuluştur, nasılını bilemezseniz de aklınızı her yana çektirebilecek bir aldatmaca.
yani, anlatılmaya çalışılan dilden yanıt verelim bakalım, iran devrimini yeşilciler devrimcilerin sırtını sıvazlayarak yaptı, değil mi... otorite yıkılınca ne oldu? bir bir uçurdular... ee şimdi bunlar çeliştimi kendileriyle!
taharet almayı bile tam beceremeyen insanların, boklu donlarından utanmadan Atatürk hakkında konuşması asıl çelişkidir.
Daha oralara çok var, önce götteki bok temizlenecek. dün çıkardığın donun ağındaki kahverengi lekeyi hatırla ve sus.