Edit:neden eksiliyorsun olmayan birşey mi uydurdum?o halde cevap yaz ya da sus.
Not: üsteki cümleler altaki cümlelerden sonra söylenmiştir buda size dert olsun.
Birkaç tane daha var ben açık olan dört cümleyi yazacağım;
"Benim bir dinim yok ve bazen bütün dinlerin denizin dibini boylamasını istiyorum. Hükümetini ayakta tutmak için dini kullanmaya gerek duyanlar zayıf yöneticilerdir. Âdetâ halkı bir kapana kıstırırlar. Benim halkım demokrasi ilkelerini, gerçeğin emirlerini ve bilimin öğretilerini öğrenecektir. Batıl inançlardan vazgeçilmelidir. isteyen istediği gibi ibadet edebilir. Herkes kendi vicdanının sesini dinler. Ama bu davranış ne sağduyulu mantıkla çelişmeli ne de başkalarının özgürlüğüne karşı çıkmasına yol açmalıdır." (1926-27 yılları arasında Atatürk ile röportaj yapan Grace Ellison'ın 1928 yılında yayımlanan Turkey Today adlı kitabının 24. sayfasında ingilizce olarak yazıyor.)
"Bizim dinimiz en tabii ve mâkul dindir. Ve ancak bundan dolayıdır ki son din olmuştur. Bir dînin tabii olmasi için akla, fenne, ilme ve mantığa uygun olması lâzımdır. Bizim dînimiz bunlara tamamen uygundur.
"Bâzı yerlerde kadınlar, görüyorum ki başına bir bez veya bir peştamal veya buna mümâsil bir şeyler atarak yüzünü, gözünü örter ve yanından geçen erkeklere karşı ya arkasını çevirir veya yere oturarak yumulur. Bu tavrın mânâ ve medlûlü nedir? Efendiler, medenî bir millet anası, millet kızı bu garip şekle, bu vahşî vaziyete girer mi? Bu hâl milleti gülünç gösteren bir manzaradır. Derhâl tashîhi lâzımdı."
"Dînimizin tavsiye ettiği tesettür hem hayatta, hem fazilete uygundur. Kadınlarımız, şeriatın tavsiyesi, dînin emri mûcibince tesettür etselerdi ne o kadar kapanacaklar, ne o kadar açılacaklardı. Tesettür-ü şer’î kadınlar için mûcib-i müşkilat olmayacak, kadınların hayât-i mâişette ve hayât-ı içtimâîyede, hayât-ı iktisâdiyede, hayât-ı mâişette ve hayât-ı ilimde erkeklerle teşrîk-i faaliyet etmesine mânî bulunmayacak bir şekl-i basittedir. Bu şekl-i basit, heyet-i içtimâiyemizin ahlâk ve âdâbına mugayir değildir."
Bahsettiğin durum Kur'an'dan mı, incil mi, Tevrat mı ki çelişen sözleri diyorsun.
Sonuçta bir insan ve siyasetçi. illa ki birbiriyle çelişen sözleri olması doğal.
Sanki senin, benim, hepimizin gündelik yaşantımda çelişen sözlerimiz olmuyor.
Her şeye at gözlükleri ile bakarak, başta din ve siyaset konuları olmak üzere her şeye en uçlarda bakmayı bırakın. (Örneğin Atatürk ilah veya Atatürk tü kaka demeyi bırakın. O da sen, ben gibi bir insan) Olduğu gibi, karşılamak/görmek lazım her şeyi.
Benim derdim Atatürk ü kötülemek değil Atatürk ün bile baskıcı bir toplumda inancını gizli yaşamış olduğu ve bu baskıdan biraz kurtulduktan sonra da açıkça fikirlerini ve icraatlarını belirtmesidir.
Atatürk halk gözünde müslüman gözükebilir ama gerçek inancının desit olduğunu ve bunu çeşitli sebeplerle gizlemiş olduğunu görmemek de akla ve mantığa tersdir(belli bir tarihten sonra islam hakkında olumlu sayılabilecek tek birşey söylememiştir ve bu belgelerle/yazılar ile sabittir)
Not: Atatürk ün deist olmasında ikiyüzlü ya da dinsiz olarak saldırmıyorum Atatürk ün bile inanışını gizli yaşadığını ve hala toplumumuzda onun gerçek inanışını bilmeyenelerin var olması belirtiyorum ve dediğim gibi gelin benim gibi kanıtlı konuşun,bunun dışında yaptığınız söylediğiniz herşey takdir edersiniz ki sizin düşünceniz benim yazdığım gibi gerçek değil.
Din için kötü birşey demiyor anlatmaya çalıştığı insanların dini yanlış anlaması. Allah örtün, kapan diyor başörtü tak diyor fakat insanlar 50 derece sıcakta kara çarşafa bürünüyor. Sadece örtünün git çuval giy diyen yok sana ve bunu kutsal olarak sayıyor. Hayır arkadaşlar çarşafın islamla alakası yoktur Arap kültürüdür. Bizim milletimiz Kuranı sadece okuyup anlamadığı gibi, Atatürküde dinleyip anlamıyor. Değişik bir millet olduk haydi hayırlısı.