kafatasının içinde beyin değil bok taşıyan canlı sürüsünün "çamur at izi kalsın" tarzı çalışma.
atatürk yolsuzluk yapmış!
vay be, yapmış da n'apmış?
sonra hepsini hazineye bağışlamış.
bakınız muhterem müminler, cennet mekan ulu hakanımız ikinci abdülhamid han'da birtakım hazine arazilerini kendi şahsi mülkü haline getirmiştir.
örneğin, musul ve kerkük'teki petrol sahalarını.
abdülhamid han bunu neden yapmıştır kıymetli müminler? oradaki araziye patates ekmek için mi? bunu yapmasının bir sebebi olmalı. tıpkı atatürk'ün yaptığı gibi.
gerek abdülhamid han, gerek atatürk'ün yaptığı bu hareketlere atalarında da rastlıyoruz. örneğin fatih sultan mehmed han atamız da ayasofya vakfiyesini kendi mülkü olarak kaydettirmiştir. neden?
demek ki bunların hepsi yolsuzluk yapmış.
ulan bu büyük başbuğların onda biri kadar akıl olsa sizde zaten sorgulamazsınız, bunların onda biri aklınız olsa zaten neden böyle davrandıklarını anlarsınız.
ilk entry'de bahsedilen hintliler'in hilafetin korunması için gönderdiği iddia edilen para 1912-1913 yıllarında osmanlı imparatorluğu yıkılmadan önce imparatorluğun bir kurumu olan hilal-i ahmer'e gönderilmiştir.
Yani osmanlı devletine 1. Dünya savaşının bile öncesinde yapılmış bir yardımdır. Atatürk'le ve kurtuluş savaşıyla ilgisi yoktur. Kurtuluş savaşı bilindiği gibi 1919'da başladı.
Hilal-i ahmer bugünkü kızılay'ın o dönemdeki adıdır. Bu kuruma yapılan yardımın da hilafetle ilgisi yoktur.
iftira amaçlı kullandıkları osmanlıca belge bu. Tarih 1912-13. Açıkça 1. Dünya savaşının bile öncesinden kalma.
Bunu bildikleri halde, koyunların tarih konusunda bilgisizliğini kullanıp aleni şekilde yalancılık yapıyorlar.
girdi-başlık uyumsuzluğuna iyi bir örnek olmuş. yolsuzluk denmiş ama delil yerine bağışlanan mal varlığı ve kişisel düşünceler var. arkadaş hiç mi münazara yapmadınız ilkokulda? argüman nasıl açıklanır, savlar nasıl işlenir bunları da biz mi öğretelim?
cumhurbaşkanlığı maaşı denmiş ama cumhuriyetin kurulmasından sonra önemli bir süre için makama dayalı ödenek sistemi geçerliydi. bugünkü cumhurbaşkanlığı ödeneğini düşünelim mesela. atatürk ün malvarlığında görünenler bir aylık ödenekle bile karşılanır görünüyor. o halde iddia nedir mesela? bunları üzerine mi geçirmiş? şayet öyleyse daha önce mülkiyet durumları neymiş? üzerine geçirdiyse bile bunlardan gelen işletme geliri nasıl kullanılmış?
tavuğuna kadar yazılmış ama 155 bine yakın dönüm olduğu iddia edilen malvarlığının ayrıntılara gelince 20 bin bile çıkmaması bir yana; 15 yılda elde ettiği malvarlığının tamamen üretime dayalı oluşu da yolsuzluk ne alaka dedirtiyor.
biraz daha akıllı olsaymış paralarını ayakkabı kutularına saklayıp o paralarla kosova da üniversite yaptıracaktım der, gazetelere de kütüphane fotoğrafını üniversite diye bastırıp yutturmaya çalışırdı. yiyen yiyor çünkü!
Yaptıysa eğer allah'ın tabi ki yanına bırakmayacağıdır. Ama ben şahsen zannetmiyorum. Türk ulusunu bu kadar büyük bir beladan kurtaran adam kesinlikle kul hakkı yemiş olamaz.