van minut demekten başka yabancı dil bilmeyen devlet adamı kadar aciz durumda değildir. mustafa kemal atatürk ün iyi derecede fransızca konuştuğu ve almanca bildiği, bilinen bir gerçektir. malum tarihte, yemekte avrupalı krallara verdiği ayarlar takdire şayandır. mahalle kabadayısı tadında değil, üzerinde smokininle gayet medeni bir şekilde gereken cevabı veren kapasitede bir adamdır. vatandaşına da hutbe okumaz, vaaz vermez, boş vaatlerde bulunmaz, nutuk atardı. çünkü halkını koyun olarak görmezdi. (bkz: anladın sen onu).
trollerin iş başında olduğunu düşündüğüm durum bursa erkek lisesine geldiğinde türkçe edebi yeteneğinin dışında bir fransızca konuşup "musevi" kökenli bir öğrenciyide göt ettiği tarih gibi bir adam tarafından bizlere anlatılmıştır. (bkz: neşet hoca)*.
kaldı ki atatürk'ün yabancı dil bilmemesi bile -ki biliyor- başarılarının yanında sözü edilmeyecek bir unsurdur. yaşadığı dönemde insanların %4'ünden azı okuma yazma bilmekteydi.
1."van minut" ingilizcesinden çok daha iyi, fransızca ve almanca bildiğini ve farsça, arapça, japonca ile ilgilendiğini biliyoruz.
2. "laikçi"nin türkçe bir anlamı yoktur.
"atatürk ün yabancı dil bilmemesinden utanan laikçi" önce kendinden utanmalı. Atatürk'ün 3 dil biliyor olması bir yana, bilmiyor olsa dahi, onun yaptıklarının kaçta kaçını yapabilirdi acaba?