akıllara, rte'nin eliyle tavuk yemesini görgüsüzlük olarak nitelendirenlerin merkel ayısının balık yemesini görmezden gelmelerini, merkel'i görgüsüz ilan etmemelerini getirmiştir. batılılar ananıza tecavüz etse ne güzel etti dersiniz köpekler.
(bkz: derdini sikeyim)
aynı dalgayı ben de yapıyorum, bu benim sofra adabını bilmedigimi mi gösterir yoksa sol elimle yemekten hoşlanmadığımı mi ?
ataturk gibi birini eleştirmek haddinize bile değil iken böyle aptal saptal şeylerle kendinizce birşeyler ispatladiginizi sanmaniz mastürbasyon yapmaktan farksız.
eliyle bir tavuk budunu mıncırmadığı için göze batmış herhalde diye düşündürür. atatürk sofra adabını da bilir, zerafeti de efendim, sizler böyle şeyleri dert edip üzmeyiniz kendinizi.
hay atatürk kadar başınıza taş düşsün ulan adama sorarlar kaç kere paşayla birlikte yemek yedin götünüzden uydurup gaziyi böyle ağızlara sakız yaparak kendinizi tatmin etmekten yorulmadınız mı?
bu adam 15 yıl cumhurbaşkanlığı yaptı yüzlerce devlet adamıyla görüştü yemek verdi recepsiyon düzenledi de kimse böyle bişey demedi. ayıptır.
sizde haklısınız sayesinde adamım diye geziyorsunuz ama paşa sizlerin ibne olmak istemesi ihtimalini gözardı etmiş o nerden bilsin sizin gibilerin düşmana götten vermek isteyeceğini.
marşalin tek hatası size çağdaş uygar bir ülke bırakmasıdır. zaten a.q dunuz memleketin kına yakın biyerinize.
ataya laf ederseniz sizin gibilerine bu yazılanları göze almışsınız demektir.
sıkıntı yok o zaman, siz yazın biz gereken cevabı veririz.
yalandır, gereksizdir, bizler bıçak kullanmasını, sofra adetini bilmememize rağmen atatürk gibi devrimler yapmış insanın sofra adabını sorgulamak, bilmiyorsa bile irdelemek yakışık almayan durumdur.
üzerinde klavye gıdıklamaya değmez. ancak başka bir şey var ki konuyla doğrudan alakalı ve hepimizi çok ilgilendiriyor.
bir görüş,
+ türk insanı küfürlü konuşanı daha samimi buluyor.
a*larına koyayım ben onların çok ayıp ediyorlar..
sebebi bayağılığın samimiyet olarak anlam kayması yaşaması. net. bayağılık kolaydır, pratiktir ve zeka, görgü gerektirmez. ne kadar ironik değil mi?
şimdi,
sokaktaki adamın ağzı bozuk. kahvedeki adamın ağzı bozuk.. liselinin ağzı bozuk.. gencin yaşlının herkesin ağzı bozuk. haliyle kendilerine benzeyenleri samimi bulurlar. o yüzden açıktan anamıza söven bir adam hala başbakan.
zeki müren sizi görmese de siz onu gördünüz. tatlı insandı. çok düzgün ve görgülü idi rahmetli. o kadar naif bir türkçe kullanırdı ki, zaman zaman kelimeler üzerinde düşünerek konuşan arkadaşlarımıza top dedik rahmetlinin üzerinden. "ne karı gibi konuşuyorsun la" oldu adı. bu adam görgülüydü ve biz görgüsüzlüğümüzden onunla alay ediyorduk.
atatürk harbiye, osmanlı terbiyesi almış ayrıyeten okumaya ve özellikle fransız edebiyatına düşkün bir liderdi. 27 yaşına kadar 5000 kitap okuduğu söylenegelir. dolayısı ile kendini yetiştirmiş bir şahsiyetti. yaşantısından ziyade devrimleri ile bugünkü dünya medeniyetin oluşmasında baş rol oynamıştı.
bugün kalkıp onu eleştirenler kıçı koltuktan kalkmayan dünyaya hiçbir katkısı olmayan insanlar. bunlar kendilerini bilmese de aslında görgüsüzün daniskasıdır. kendilerini bilmemeleri gayet normal çünkü kuyudakiler ancak kuyunun ağzı kadar gökyüzü görebilirler.
baştan aşağı a*a koyan bir toplum düşünün. ve bu toplumun zevklerinin, karakterinin ne kadar doğru olabileceğini.. elle yemek yemek bir çeşit liderlik ve kültür gşovu; bir halkçılık ritüeli sayılıyorsa, kusura bakmayın da a*ınıza koyayım sizin.
kendi yemek menüsünde bulunanları yemek için domuz adabı yeterliyken Atatürk gibi yaşadığı devrin çok ötesinde bir insanın sofra adabını sorgulamaya kalkmış kendini bilmez gereksiz şahsın içi boş lafıdır ki bu tür şahısların yaktığı oksijen bile israftır.