halkın bir dikili ağacı bile olmadığı bir dönemde manidar bir mal varlığı olmasından daha manidar olan bu mal varlığının miras olarak kimlere ve nerelere bırakıldığıdır.
t.c. ankara 3. sulh hukuk mahkemesi
sayı: 1938/95 t.
terk-i hayat eden cumhurbaşkanı atatürk'ün 28.11.1938 tarihinde mahkememizde açılan vasiyetnamenin sureti aşağıya çıkarılmıştır.
dolmabahçe, 5.9.1938 perşembe
"malik olduğum bütün nükut ve hisse senetleriyle, çankaya'daki menkul ve gayrimenkul emvalimi, cumhuriyet halk partisi'ne atideki şartlarla terk ve vasiyet ediyorum.
1- nükut ve hisse senetleri şimdiki gibi iş bankası tarafından nemalandırılacaktır.
2- her seneki nemadan bana nispetleri şerefi mahfuz kaldıkça yaşadıkları müddetçe makbule'ye ayda 1.000, afet'e 800, sabiha gökçen'e 600, ülkü'ye 200 lira ve rukiye ile nebile'ye şimdilik 100'er lira verilecektir.
3- sabiha gökçen'e bir ev alınabilecek ayrıca para verilecektir.
4- makbule'nin yaşadığı müddetçe çankaya'da oturduğu ev de emrinde kalacaktır.
5- ismet inönü'nün çocuklarına tahsillerini ikmal için muhtaç olacakları yardım yapılacaktır.
6- her sene, nemadan mütebakı miktarı yarı yarıya türk tarih ve dil kurumlarına tahsis edilecektir.
k.atatürk
vasiyetinden de anlaşılacağı üzere manevi kızlarına ve ismet inönü'nün çocuklarına, sahibi olduğu iddia edilen malların yanında çok çok ufak kalacak yardımlar dışında bir şey bırakmamıştır. tüm mal varlığını uğrunda ömrünü harcadığı genç cumhuriyetin kurumlarına yani halka bırakmıştır.
Sanki reisiniz gecekonduda yaşıyo aq ki Atatürk zaten bu kadar lüks içinde yaşamamış karşılaştırmaya gerek bile yok. Mirası da elbette kurduğu cumhuriyet ve biz gençleridir, beğenmeyenler gidebilir.
birden fazla milletin bir toplumun kabulunü görmüş ve kendisine ata denmiş bir insanın arkasıda yiye yiye bitirebileceğiniz servet. 2023 te doyacağınızı sanıyorsunuz. bu sadece açlığın bir başlangıcı olacak. daha fazla nüfus, daha az ücret, daha az alım gücü, toplumun geneline yayılmış güvensizlik.
he ya he atatürk ün serveti.
atatürk orman çiftliğinin ortasına servet yiyicilerin diktiği, dünyada eşi ancak kuzey kore'de bulunan, diktatörlük sarayı. mesela o da rte'nin değildir.
mesela bilal'in bıbısının ayakkabı kutuları da halka kalacak değil mi? yoksa onlar ne yapsın o kadar parayı. zenginleşmek falan amaç değil sonuçta, ülkeyi geliştirmek, halkı refahla yaşatmak amaç...
o sefillikte yapılanları, bu hükümet sattığı için şimdi birileri bu kadar iş yaptım diye ortalıkta gezinebiliyor. sen 65 senede toprak dışında kazandığın tüm varlığını kaybet, şahıslara geçir, sonra kalk tüm servetini halkına bağışlamış bir adamın servetine bakıp ne servetmiş be de.
sizin rte'nizi de göreceğiz, bakalım bırakacak mı?
başa geçmeden önce parmağındaki yüzüğü çıkarıp, "işte tek malım bu. sonradan başka mal edinirsem bilin ki hırsızlık yapmışımdır" diyenlerin hayranlarının takıldığı servettir.
atamızın hepsini daha sağken ve hastalanmadan önce hazineye bağışladığı servetidir.
atamız, bir yıllık saray harcamaları (bkz: ikinci abdülhamid in saray harcamaları) bile, "servet" diye takdim edilen mallarını bilmem kaça katlayan kan emicilerden değildi.